Şehir hastaneleri zincirinin 17'nci halkası Tekirdağ Şehir Hastanesi, bugün gerçekleşen törenle hizmete açıldı. Hastanenin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleşti. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağ'da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi ve "Bugün resmi açılışını yaptığımız İsmail Fehmi Cumalıoğlu Tekirdağ Şehir Hastanesi her bakımdan şehrimizin iftihar kaynağı olacak bir eserdir" şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise yaptığı konuşmasında,Türkiye'nin sağlık alanında çağ atladığı bir dönem yaşadığını belirtti. Koca, pandemi sürecine dikkat çekerek, bir ülkenin geleceğinin teminatı için sağlık sisteminin gücünün ne kadar önemli ve gerekli olduğunun altını çizdi ve şunları ekledi:
"Liderliğinizde Türk sağlık sisteminde hızlı bir dönüşüm yaşanmış ve dünyada sayılı ülkeler arasında yer almamız mümkün olmuştur. Bugün sağlık sistemimizi daha da güçlendirecek bir adımı daha atıyoruz. Bu güzide eserler, son günlerde gayret ve fedakarlığı ile iftihar ettiğimiz yetişmiş sağlık insan gücümüze, hizmet sunma ve eğitim verme adına müstesna bir imkan daha sağlayacaktır."
- "ŞEHİR HASTANELER ZİNCİRİNİN 17'NCİSİ"
Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesinin, şehir hastaneleri zincirlerinin 17’inci, kamu özel işbirliğiyle yapılan hastanelerinin 13’üncü halkası olarak halkın hizmetine sunulacağını vurgulayan Bakan Koca, şunları kaydetti:
"158 bin metrekare kapalı alana sahip 486 yataklı hastanemiz, yüksek teknolojiyle donatılmış 18 ameliyathane, ilave 102 yoğun bakım yatağı ile hizmet verecektir. Aynı anda 124 poliklinikte hasta muayene edilebilecektir. Binamız 651 sismik izolatör ile deprem anında bile hizmeti aksatmayacak şekilde dayanıklı ve kendi enerjisini üretebilecek çevre dostu trijenerasyon sistemini haiz olarak inşa edilmiştir. Hastanemizin, sadece Tekirdağ’a değil Trakya’nın önemli bir kısmına hizmet vereceğine ve bölgenin önemli bir sağlık üssü olacağına inanıyorum.
Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda Anadolu’nun birçok yerinde hasta sayılarında önemli artışlar oldu. Salgının üstesinden gelmek bizim elimizde. Yerinde ve uygun tedbirleri hayata geçirmek ve bu tedbirlere tavizsiz uyumu sağlamak başarının anahtarıdır. Testlerin erken sonuçlanması, tedaviye daha erken başlanması, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması, temaslı takibi ve izolasyon, semptomlulardan hızla numune alınması etkisini bariz olarak gördüğümüz hususlar."
- "FİLYASYON EKİPLERİMİZ SAHADA"
Koronavirüsle mücade kapsamında ülke genelinde yoğun bir uğraş verildiğini ifade eden Koca, filyasyon ekiplerinde sayının arttığını ve sahada aktif hizmet verdiklerini kaydetti. Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"Giderek artırdığımız filyasyon ekiplerimiz sahada. Aile hekimlerinin yanı sıra, birçok ilimizde çağrı sistemlerini devreye soktuk. Bunlar evleri arayıp semptom takibi yapıyor. Sağlığa yapılan yatırımların, güçlü alt yapımızın ve fedakarca çalışan sağlıkçılarımızın sayesinde salgınla mücadeleyi birçok ülkeden daha etkili yürüttüğümüze inanıyorum."
- "RİSK ARTIYOR"
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de son günlerde riskin gittikçe arttığına işaret eden Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Ülke genelinde farklılıklar olsa da özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerimizde hastalığın bulaşma hızının arttığını görüyoruz. Bu durum hastanelerimizin yükünü yer yer artırmaktadır. Yitirmekten korktuğumuz ağır hasta sayılarımızda artış devam ediyor. Bütün bunlar, gerekli kaynak ve alt yapıların yanında, titiz bir bakım, kesintisiz bir hizmet gerektiriyor. Bu yükü omuzlamış sağlık ordumuz tüm gayretiyle görevinin başında hizmetine devam ediyor.
Ancak milletçe hep birlikte mücadele vererek neticeye ulaşabileceğimizi biliyoruz. Talebimiz, her vatandaşımızın istisnasız tedbirlere uyarak bu mücadeleye katkı vermesidir. Bunu bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum, kul hakkı olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle, eşinin, dostunun hakkını koruyan, tedbirlere uyarak bu mücadeleye katkı veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum."
Büyük işlerin hayal kurarak başladığını ifade eden Koca, "Hayalleriniz, açıkladığınız zamanda birileri tarafından gerçek dışı bulunmuş, uzak bir ihtimal olarak değerlendirilmiş olabilir. Ancak bugün milletçe şahit oluyoruz ki hayal ettiğimiz şehir hastaneleri bir bir ortaya çıkmaktadır. " dedi.
- "ALT YAPIMIZ, TÜRKİYE'Yİ KİMSEYE MUHTAÇ ETMEDİ"
Türkiye'nin sağlık altyapısının salgın sürecinde Türkiye'yi kimseye muhtaç etmediğini vurgulayan Bakan Koca, şöyle sürdürdü:
"Kimsenin beklemediği bir zamanda ortaya çıkıp dünyayı esir alan salgın süresince altyapımız Türkiye’yi kimseye muhtaç etmeden büyük bir amme hizmeti gördü, görmeye de devam ediyor. Elbette Sayın Cumhurbaşkanımın vizyonunu, hayalleri bu büyük başarının ilk tohumudur. Ancak, yürekten inanıyorum ki istikametimiz doğru, gayemiz milletimize hizmet etmek olduğundan Allah da bu millet için çalışan kullarına yardım etti. Bu örnek tesisin planlanması, inşası ve vatandaşımızın hizmetine sunulmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum."
Açılış törenine katılan AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, "Tabii hastaneler sadece ülkemizde vatandaşlarımızın ihtiyacını görmekle kalmayacak; sağlık turizmi ile çevre ülkelerden, değişik yerlerden gelen birçok hastaya derman dağıtacak." şeklinde konuştu.
Yaşanan pandemiyle beraber hastanelerin öneminin daha iyi anlaşıldığının altını çizen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Hatırlıyorum geçmiş yıllarda şehir hastaneleriyle ilgili neler söylendi, neler söylendi. Maalesef şehir hastanelerinin fuzuli yatırım olduğunu, birilerine rant sağlayan işler olduğu hep söylene geldi.
Ancak geçtiğimiz mart ayından beri ülkemizi ve bütün dünyayı kasıp kavuran bu koronavirüs bir kez daha gösterdi ki eğer ülke olarak hazır değilseniz, altyapınız yoksa burada çaresiz kalıyorsunuz. Tabii hastaneler sadece ülkemizde vatandaşlarımızın ihtiyacını görmekle kalmayacak, sağlık turizmi ile çevre ülkelerden, değişik yerlerden gelen birçok hastaya derman dağıtacak."
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop ise "Halka hizmet Hakk'a hizmettir" düsturu ile yola çıktıklarını ifade ederek, şehir hastaneleri ile insanı hayatın merkezine alan anlayışın, 21. yüzyılda en modern şekilde tezahür etmiş hali olduğunu vurguladı. Şentop, şöyle devam etti:
"Esasen şehir hastaneleri; büyük Selçuklu'dan Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden bimarhane, şifahane ve numune hastaneleri birikiminin günümüz şartlarında yeniden tasarlanması ve aziz milletimizin hizmetine sunulmasıdır. Medeniyetimiz binlerce yıldır 'Her insan bir alemdir' idrakiyle insanı metalaştırmadan şekillenmiş, bu sebeple hiçbir hesabilik gütmeden insana hizmeti temel almıştır. Şehir hastanelerimizin aynı manevi düsturla şekillendiğine hiç şüphe yoktur. Tekirdağ Şehir Hastanemiz sahip olduğu özellikleriyle sadece Tekirdağlılara değil Marmara Bölgesi'ndeki geniş bir nüfusa hizmet edecek, şifa dağıtacaktır. Bölge insanımızın sağlık konusunda İstanbul'a bağımlılığını azaltacak, aynı zamanda İstanbul'daki hastanelerimizin de yükünü büyük ölçüde hafifletecektir.
Son yıllarda ülkemizdeki sağlık hizmetinin kalitesini ve bu kaliteye rağmen fiyat bakımından uygunluğunu gören sözde gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının da ülkemizin hastanelerine rağbet ettiklerini, tabiri caizse kendilerini 'Türk hekimlerine emanet ettiklerini' büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Tekirdağ ve diğer şehirlerimizdeki şehir hastanelerimizin sağlık turizminin gelişmesine de büyük katkı sağlayacağı muhakkaktır."
- "MEDENİYETİMİZİ YOK SAYMAYA CÜRET ETMEKTELER"
Türk milletinin Mimar Sinan'ın muhteşem eserleri gibi sade, asil ve mütevazı olduğunu, sahip olduğu büyük medeniyeti, kıymetli hasletlerini ve ilim hayatına katkılarını hiçbir zaman sadece kendine saklamayıp, büyük bir alicenaplıkla insanlığın hizmetine sunduğu ifade eden Şentop, şöyle devam etti:
"Ancak her şeyi kendinden sadır olmuş zanneden ve büyük medeniyetimizin katkılarını ret ve inkar eden Batılı ülkeler, aziz milletimizin bu mütevazılığı sebebiyle semerelerini yeterince dile getirmediği medeniyetimizi yok saymaya, küçümsemeye cüret etmektedirler. Bu bağlamda, Batı'yı ve onun sömürgeci kapitalist anlayışını bilvesile dillendirmemin sebebi, Batı karşısında duyduğumuz bir kompleksin tezahürü değildir. Tam tersine Batı'yı mukayese parametresi olarak seçmemin sebebi, onların zihniyet ve cibilliyetlerini, karakterlerini tekrar hatırlatmak içindir.
Nihayet sağlıkla imtihan günleri olarak yaşadığımız bu salgın döneminde, Batı ülkeleri 'parası olmayan ölsün' ve 'bizden başka dünyanın geri kalan ülkelerinin insanları ölsün' bencilliğiyle hareket edip birbirlerinin parası ödenmiş sağlık malzemelerine el koyup adeta yağmalarken, Türkiye bir taraftan kendi vatandaşlarının sağlık hizmetlerini meccanen sağlayıp, diğer taraftan dünyadaki ülkelerin dörtte üçünün yardımına koşmaktan geri durmamıştır.
Herkes ve her devlet karakterinin gereğini yapar. Bu salgın günleri, Batı'nın sadece sağlık sisteminin yetersizliğini ortaya koymakla kalmamış, insanı metalaştıran, onu bir pazarlama malzemesine dönüştüren devlet anlayışının da çöküşüne şahitlik etmiştir."
Yeni tip koronavirüs salgınına ilişkin de konuşan Şentop, şunları kaydetti:
"Dünyanın başına musallat olan salgınla mücadelede, ülkemizin sağlık sistemi rüştünü ispatlamıştır. Ülkemiz adına iki önemli haber daha alarak bu zor günlerde mutluluğumuz katbekat artmıştır. Koronavirüse karşı iki Türk bilim insanının aşıyı bulmuş olmaları ve hemen akabinde Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca'nın önerisiyle Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 yılının Uluslararası Sağlık Çalışanları yılı ilan etmesi hepimizi ayrıca sevindirmiştir. Emeği geçenleri tebrik ediyorum."