Medimagazin logo

Sağlık Bakanı 2013'ü değerlendirdi

2013 yılı değerlendirme ve sağlıkta gelecek vizyonu toplantısında basın mensuplarıyla bir araya gelen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu,Tam Gün Yasası, sağlıkta şiddet , gereksiz tıbbi uygulamalar ve yürütülen ilaç politikalarıyla ilgili açıklamada bulundu.
Sağlık Bakanı 2013'ü değerlendirdi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

 Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bir otelde düzenlenen ''2013 yılı Değerlendirme ve Sağlıkta Gelecek Vizyonu Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, sağlığın insanlığın tamamı için olmazsa olmaz bir gereklilik teşkil ettiğini, sektördeki başarının en büyük hak sahiplerinin de tüm sağlık çalışanları, hekimler, hemşireler, ebeler ve diğer çalışanlar olduğunu söyledi.

 

Bakan olarak bir yıl önce bugün 24 Ocak 2013'de hizmet bayrağını eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan devraldığını hatırlatan Müezzinoğlu, ''O gün şu cümleyi söyledim yine tekrarlamak istiyorum, 'Rabbim size nasip ettiği bu şekilde şanlı şerefli saygın bir devir teslimi bana da nasip etsin' dedim, bu duamı yeniden tekrarlamak isterim'' dedi.

 

Müezzinoğlu, sağlık alanında milletin karşısına çıkan bürokrasinin ortadan kaldırıldığını, artık tek aradıkları unsurun TC kimlik numarası olduğunu söyledi.

Sağlık alanında son bir yılda yapılan çalışmalara da değinen Müezzinoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''hayalim'' dediği şehir hastaneleri konusunda 12 Eylül 2013'de İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde, 14 ilde kamu özel işbirliğiyle gerçekleştirilecek olan 15 şehir hastanesi ve Türkiye Halk sağlığı kurumu binasi için toplu imza töreninin icra edildiğini hatırlattı.

Acil sağlık hizmetlerinin yurdun dört bir yanında en iyi şekilde sunulmasını sağlamayı hedeflediklerini, geçen yılın Mart ayında 484 ambulans ve UMKE aracını hizmete sunduklarını anlatan Müezzinoğlu, 702 ambulans, 8 UMKE aracı olmak üzere toplam 710 acil sağlık hizmetlerinde kullanılacak araçların teslimini de bu ay tamamlayacaklarını ve bütün illere bu araçları teslim etmiş olacaklarını bildirdi. Müezzinoğlu, ''Böylelikle bir yıl içinde bu ülkenin acil sağlık hizmetlerine 1150'den fazla ambulansı teslim etmiş olacağız ki biz vatandaşımıza ihtiyacı olduğu zaman nefesi kadar yakın olabilelim'' dedi.

 

-81 ilde çocuklara gezici ağız ve diş sağlığı hizmeti verilecek

Anne ve çocuk sağlığı ile ilgili çalışmaların aralıksız devam ettiğine vurgu yapan Müezzinoğlu, yeni doğan taramalarını genişlettiklerini, artık kistik fibrozis hastalığının tarama programına dahil edildiğini söyledi.

 

Koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerini geliştirdiklerini belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

''Özellikle bu yıl yine projelendirmeye başladığımız gezici ağız diş sağlığı araçlarıyla aile hekimlerimizin desteğiyle diş hekimlerimizle 2-12 yaş grubundaki tüm çocuklarımızı ağız ve diş sağlığı taramasından geçirmeyi planlıyoruz. Bu amaçla 81 vilayette yeterli sayıda gezici ağız diş aracının, yanı diş ünitesinin olduğu ünitelerde çocuklarımızn ağız diş muayenelerinin yapıldığı bir çalışmayı projelendiriyoruz. İnşallah teknik alt yapısını tamamlayarak bu çalışmamızı bu yıl başlatacağız'' diye konuştu.

 

İşitme taramasına da okul çağı okularını da dahil ettiklerini bildiren Müezzinoğlu, okul öncesi çocuklarda görme taramalarını yapmaya devam edeceklerini bildirdi.

 

-Aile hekimlerine psikolog, diyetisyen çocuk gelişimcisi desteği

Sağlıkta dönüşüm programının ana hususlarından olan aile hekimliği uygulamasını yaygınlaştırdıklarını ifade eden Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

''Aile hekim sayımız 2013 itibariyle 21 bin 200'e ulaştı. Aile hekimi başına düşen nüfusu 2017'ye kadar 3 binin altına düşürmeyi hedefliyoruz. Aile hekimlerimizle toplum, birey, aile sağlığı adına önemli yeni projelerin hazırlıklarını yapıyoruz. Aile hekimlerimizin daha çok hastalığı tedavi eden bir anlayışın merkezi olmak yerine sağlığı koruyan, sağlığı geliştiren bireyin ve ailenin sağlık danışmanlığını rehberliğini yapan noktaya taşımayı hedefliyoruz. Aile hekimlerini diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimcisi personeli ile desteklemeyi planlıyoruz.''

 

-''2 milyon adet adım sayar dağıtacağız''

Aile hekimlerinin aracılığıyla halkın daha hareketli bir yaşam tercihi teşviki anlamında 2 milyon adet adım sayarın dağıtımını da önümüzdeki günlerde başlatacaklarını bildiren Müezzinoğlu, ''2 milyon adet adım sayarı Bakanlık olarak temin ettik, dağtııma hazırladık'' dedi.

Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması amacıyla yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Müezzinoğlu, tütünle mücadele programını kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi.

 

Ölüm vakası yok

Dünya genelinde yaygın olarak görülen ve Türkiye'de çok sayıda kişiyi etkisi altına alan H3N2 virüsüne bağlı herhangi bir salgın durumunun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Müezzinoğlu, bu yıl yaşanılan grip virüsüne bağlı herhangi bir olağanüstü durumun bulunmadığını belirterek, "Şu anda da sağlık kuruluşlarımıza Türkiye genelinde yansımış kayda geçmiş ölüm vakası söz konusu değil" dedi.

 

Müezzinoğlu, genel kanaatin, virüsün hastalık yapma süresinin uzun olduğunu vurgulayarak, "Yani bizim alıştığımız bir cümle vardır. 'İlaç kullanırsanız 7, kullanmazsan bir hafta'. Burada sanki 10 gün merkezli bir etkin süre var. Hastalarımızın çoğunda 'hala geçmedi' cümlesini yoğun olarak görüyoruz. Hangi düzeyde olduğunu aylık kayıtları değerlendirdikten sonra açıklayabiliriz. 'Bu yıl ülkemiz, salgın yaşadı' cümlesini söyleyecek durum yok, rutin her yıl yaşadığımız, zaman zaman pik yapan, zaman zaman durağanlaşan, eylül ayı başlarında başlayan ve nisan sonuna kadar süren bir süreç" diye konuştu.

 

-"Her istisnai özelliği olana bir yasal düzenleme yapma şansımız yok"

Bir gazetecinin, Prof. Dr. Ömer Özkan'ın Tam Gün Yasası ile ilgili eleştiriler yaptığını, bununla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Biz, bu ülkenin her ferdini, hele hele bilimsel anlamda dünya çapında standartlara gelmiş hocalarımızı, olabildiğince kurumları ile yüzleştirerek, olabildiğince kurumlarıyla bütünleştirerek; kurumlarıyla bütünleştiremediklerimizi de ülkemizin dinamikleriyle bütünleştirerek, ülkemize ve insanımıza hizmet etmesini amaçladık. O nedenle, saat 17.00'den sonra istiyoruz ki hocalarımız o kurumda kariyer sahibi olurlar, o kurumda hoca olurlar. O kurum, bu ülkenin kurumu. O ülkenin kurumu, onlara sıfat verdi, doçent, profesör yaptı.

Kabiliyetlerini bu ülkenin dinamikleriyle Türkiye'ye ve dünya kamuoyuna sundu. Bu kabiliyetleri, ülkesi ve milletiyle paylaşmasını isteriz. Ama, her istisnai özelliği olana bir yasal düzenleme yapma şansımız yok. Bunun ötesinde daha farklı dinamikler için belirli standartları olan ve ülkemiz için marka değeri olan hocalarımız 'istiyorlarsa vakıf üniversitisi ya da özel hastanelerle de anlaşma yapsın' istedik. Ayrıca, 'kurallar beni bir kalıba sokmak istiyor, ben bu kalıpta yapamam' diyenler için de o zaman dışarıda olur. Biz, ondan sözleşmeli hizmet satın alırız. Bunun da yolunu açtık. Yani bu ülkenin her hekiminden azami istifade edecek alternatifleri koyduk.

İnşallah Ömer kardeşim, değerli hocamız da bu milletin evladı, bu millete en güzel hizmeti kurumunda sunmasını, ama en azından ülkemizde sunmasını talep ediyoruz."

 

-"Hekimleri, cezalandırılacak ya da suçlanacak kitle olarak görmüyoruz"

"Yıl sonu itibariyle sezaryen ve anjiyoların, yazılan ilaçların ne kadar gerekli olup olmadığının tespit edileceğini ve müeyyide uygulanacağını söylemiştiniz? Bunu açar mısınız?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, müeyyide uygulanacağına ilişkin birşey söylemediğini belirtti.

 

Müezzinoğlu, "2014 yılı sonunda müeyyide uygulamamız gerekip gerekmediğinin analizini yapacağız. Belki bu alanların hepsinde başarılı olunduğunu göreceğiz ve yeni alanları çalışacağız. Burada hadiseyi tek taraflı, 'yalnız hekime müeyyide uygulayacağız' gibi bir boyutla söylersek, bu meslekteki arkadaşlarıma haksızlık yaparız. Başarı çıktığında belki ödüllendireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

 

Hastanın algısının da değişmesi gerektiğinin altını çizen Müezzinoğlu, "Burada hekim arkadaşlarımızı, kamuoyunda cezalandırılacak ya da suçlanacak kitle olarak görmüyoruz. Bilinçlenmemiz gereken bir sürece ihtiyacımız var. Onun için kamu spotları hazırlıyor, medya desteği istiyoruz" diye konuştu.

 

Sezaryen uygulamalarına ilişkin olarak Müezzinoğlu, "Hekim arkadaşımız, ayda 100 doğum yaptıysa, ilk doğumların ne kadarını sezaryen ya da normal yaptırmış, ikinci ya da üçüncü doğumların ne kadarını sezaryen ve normal yaptırdığına ilişkin bilimsel verileri hekim arkadaşımızla paylaşacağız" diye konuştu. Hekime, tablosunu, hastanenin tablosunu sunacaklarını ifade eden Müezzinoğlu, bu şekilde bilimsel verilerle oranların tespit edileceğini söyledi.

Bu uygulamanın, reçetelenen ilaçlar için de geçerli olduğunun altını çizen Müezzinoğlu, "2014 yılı sonunda şayet belirli müeyyideler almamız gerekirse, bazı uygulamalar almamız gerekiyorsa bunları planlayacağız" dedi. Müezzinoğlu, gereksiz ilaç kullanımı, anjiyo ve sezaryen yapılmasını istemediklerini vurguladı.

 

 

-Yurt dışındaki TC vatandaşı hekimlere, döndüklerinde mecburi hizmetten muafiyet

Müezzinoğlu, "yurt dışında uzmanlık yapan hekimlerin Türkiye'de hizmet verdiklerinde mecburi hizmetten muaf sayılacak mı ve müdahale alanlarının kısıtlanması söz konusu mu?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi:

"Bu, bir yasal düzenlemedir. Yurt dışında şu anda 2 bin-2 bin 500 gerek hekim gerek uzman arkadaşımızın bulunduğunu tahmin ediyoruz. O arkadaşlarımız ya ihtisasını ya eğitimini yurt dışında yapmış ya da bir vesile ile yurt dışına gitmiş ve hekimlik yapıyor, 'mecburi hizmet var' diye de Türkiye'ye gelmiyor. Türkiye'deki hekimlerimiz de mecburi hizmete muhatap. Burada iki yoldan biri seçilecek. Bu 2 bin 500 meslektaşımız, 'gelmezlerse gelmesinler, ne halleri varsa görsünler' diyeceğiz, onları bizim hekimlik listemizden çıkartacağız. 'Yurt dışından doktor gelsin' diyoruz. Hekim açığı olan bir ülkeyiz. Kendi insanımız 'yurt dışında mecburi hizmet var 'diye gelmiyorsa, onlara 6 ay süresince açık kapı araladık. Bizim göstereceğimiz kadrolara, kadrolu olarak gelmek istiyorsanız, özel sektörde çalışmak istiyorsanız 'buyrun gelin, altı ay süresince bu hakkınız var' diyoruz.

Yasal düzenleme, dedikodu vesilesi olmasın diye 31 Aralık 2012 öncesinde yurt dışında hekim olmuş, uzman olmuş ya da yurt dışına gitmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hekimlerimize 3 yıl hekimlik yapmak şartıyla, mecburi hizmetten muaf tutuyoruz."

Müezzinoğlu, "Bir defa kurada 5. ve 6. bölgeye gitmiş olan hekimler, ikinci defa bu bölgelerin kurasına girmeyecekler" dedi.

 

-"İlacın fiyatı fazla olunca mı değeri artıyor?"

"Düşük fiyatlı ilaç politikasına bağlı, ilacın bulunamaması gibi bir sıkıntı ortaya çıkıyor. Bir damacana su, antibiyotikten daha pahalı olabiliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, hiçbir vatandaşın tedavisine ilişkin ilaç sıkıntısı yaşamasına izin vermeyeceklerine işaret etti.

"Zaman zaman bazı ilaçların üretiminde zorluklar yaşandığını" bildiklerini dile getiren Müezzinoğlu, kimi antibiyotiklerin bir damacana su ile aynı fiyat olduğuna yönelik eleştiriler için "Evet, daha da ucuz olabilir, bir mahsuru mu var? Fiyatı fazla olunca mı değeri artıyor?" yanıtını verdi.

Ürünün, kolay temin edilmesi ve maliyetinin ucuz olması durumunda ilacın fiyatının da uygun olacağını ifade eden Müezzinoğlu, 2002'de 48 TL olan bir ilacın bugün 9 TL olduğunu söyledi. Hiçbir hastanın ilaç sıkıntısı yaşamasına izin vermediklerinin altını çizerek, "Bugün 40 bin dolar olan ilaç, bir hafta sonra hastamızın elindedir" diye konuştu.

 

-"Aynı suça iki ayrı ceza olmaz"

Müezzinoğlu, Torba Yasa'da sağlığın ticari unsur haline dönüştürülmesini engelleyen maddede yapılan değişiklik ile ilgili bir soru üzerine, "Değişik hukukçularla, aynı suça iki ayrı ceza olmaz' şeklinde yoğun birşey geldi. Biz, hukukçu milletvekillerimizle, grup başkanvekillerimle değerlendirdik. Reklam ve tanıtım ile ilgili zaten cezai müeyyideler belirlenmiştir ve uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın aynı suça ikinci ceza verebilmesi yasal olarak hukuki anlamda doğru değildir. 'Bu madde, bu anlamda hem arzu edilen sonucu getirmez hem de iptal getirir' diyerek değerlendirme yapıldı" ifadelerini kullandı.

 

Hastanelerin kapatılmasına, ceza verilmesine ilişkin kanun hükmünde herhangi bir değişiklik bulunmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, mobil cihazlardan ilaç takip sisteminin vatandaşlarca da yapılabileceğini müjdeledi. Şu anda bunun niçin tüm hazırlıkların tamamlandığını ve kurumun kendi içinde uyguladığını ifade eden Müezzinoğlu, "Ben, kendi telefonuma indirdim ve kullanıyorum. aldığım ilacın karekodunu okutarak, toplatılan ilaç olup olmadığını, son kullanma tarihinin geçip geçmediğini görebiliyorum" diye konuştu.

 

"Aile hekimleri ile ilgili bir sevk sisteminin olacağı belirtiliyor, nasıl olacak?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, bir sevk sistemi için şu anda alt yapının uygun olmadığını söyledi. Müezzinoğlu, aile hekimi sayısının 30 binin üzerine çıkmadığı sürece, sevk sisteminin reel uygulanamayacağını dile getirerek, "Gerçekçi olmak lazım. Ama, hastane yerine Aile Sağlığı Merkezi'ne gidebilmelerini kolaylaştıracağız. Yoksa, kısa vadede sevk sistemini kurabilmemiz bu aile hekimi sayımızla mümkün değil. Aile hekimi sayısının 2 misline çıkmalı, fiziki imkanları artırılmalı. Bunun için önümüzde 5 yıllık bir projeksiyon var. Onu görebilirsek, sevk zincirini nasıl yapacağımız planlanır. Şu anda sevk zinciri kurabilme imkanımız yok, alt yapımız yeterli değil" dedi.

 

Müezzinoğlu, kadrolu çalışanlar dışında hizmet alımı ile çalışanlar bulunduğunu anımsatarak, hizmet alımı ile çalışan için Bakanlık olarak özlük ve ekonomik hakları anlamında da sözleşmelerinde asgari ücret bazlı bir anlayıştan meslek dağılımı bazlı bir anlayışın çalışmalarını yaptıklarını bildirdi.

 

-Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayana taviz yok

Müezzinoğlu, Tam Gün Yasa Tasarısı'nın 2 Ocak 2014'te TBMM'den geçtiğini ve geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandığını ve Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatarak, bu kapsamda yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

 

Yeni yasaya göre, 2014'ten itibaren Sağlık Meslek Liseleri'ne kayıt yaptıranların hemşire, ebe olarak mezun olmayacaklarını ifade eden Müezzinoğlu, bu öğrencilerin hemşire ve ebe yardımcısı ya da sağlık bakım teknisyeni olarak mezun olabileceklerini bildirdi.

 

Müezzinoğlu, sağlık personeline yönelik kasıtlı işlenen yaralamanın tutuklama nedenleri arasında bulunduğunu vurgulayarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete tolerans göstermeyeceklerini dile getirdi. "Yasal düzenlemelerin bir boyutuyla hakimlere, savcılara tutuklama yetkisini verdik" diyen Müezzinoğlu, "Bu anlamda Adalet Bakanlığı ile çalışmalarımız devam ediyor. Daha ileri tedbirler almamız gerekiyorsa, daha ileri tedbirleri de yasal düzenlemeleri de mutlaka yapacağız" diye konuştu.

 

Aile hekimlerine nöbet: Ne'olur hadiseyi egzejere etmeyin

Aile hekimlerinin çalışma esaslarına yönelik çalışma yaptıklarını anlatan Müezzinoğlu, "Aile Sağlığı Merkezlerimizle aile hekimlerimizle birlikte cumartesi ve pazar günleri de planlayarak, entegre hastaneleri ile paralel çalışabilecek bir sistemin üzerinde çalışıyoruz. inşallah, önümüzdeki günlerde uygulamaya geçeceğiz" dedi. Nöbet konusuna ilişkin olarak aile hekimlerine seslenen Müezzinoğlu, "Ne'olur hadiseyi egzejere etmeyin" dedi.

 

Acil servislere yapılan başvuruların çoğunun acil kategorisinde olmadığına işaret eden Müezzinoğlu, bu konuda da yeni bir planlamayı uygulamaya geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.

 

-Aile hekimiyle irtibat kurmamış yüzde 30'a mektup gönderilecek

Aile hekimliğini kullanmayan nüfusa ulaşmayı da istediklerini de belirten Müezzinoğlu şunları kaydetti:

"Şu anda bizim aile hekimlerimizin portföyünde görünen, onun alanında görülen vatandaşlarımızın yaklaşık yüzde 30'u aile hekimlerimizle irtibat, iletişim kurmamış. Biz bunlara mektup göndererek aile hekimleriyle irtibat kurmalarını veya hangi kopukluk varsa, o kopuklukları gidermek adına onlarla iletişimimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz ve bu anlamda istiyoruz ki 76 milyon vatandaşımız aile hekimleriyle öyle ya da böyle irtibatlansın, kendisinin ve ailesinin sağlık sorunlarını hekimlerimizle paylaşsın.''

 

-İşaret dili eğitim ağı kurulacak

Bedensel, zihinsel ve sosyal şartları sebebiyle destek ihtiyacı olan kişilerin uygun sağlık hizmetlerine daha kolay erişimini sağlamak adına öncelikli olarak tüm Türkiye'ye yaygın işaret dili egitim ağı kurma çalışmalarını başlattıklarını bildiren Müezzinoğlu, ''Yani artık işaret diliyle hasta hekim arasındaki varsa iletişim kopukluğu veya iletişime destek bu şekilde yaygın ağ oluşturmanın altyapısını oluşturduk'' dedi.

 

Yanık merkezleri ve robotik cerrahi gibi özellikli sağlık hizmetlerini 29 sağlık bölgesine yaygınlaştırmasını ve kapasitelerinin genişletilmesini planladıklarını belirten Müezzinoğlu, web tabanlı bilgilendirme sisteminin 2014'ün ilk yarısında hizmete gireceğini ifade etti.

 

Tüm aile hekimlerinin sundukları hizmetin daha kaliteli ve güncel bilimsel verilerle sunulmasını sağlayacak kanıta dayalı tıp rehberinin tamamlandığını anlatan Müezzinoğlu, bunun uygulamaya konulma aşamasında olduğunu söyledi.

sağlık
bakanı
2013'ü
değerlendirdi
Yorum (17)
mehmet demirci
o yüzdenmi sağlıkçıya şiddet gösterene hapisle cezalandırılması ve tutuklu olarak işlem görmesine karşı çıktı
0
Cevapla
sevimli
2013 yılında emekli hekim maaşları ile ilgili hiçbir değişiklik olmadı.Bu konu bakanlığın umrunda olmadığı gibi hekimlerinde umrunda değildi.
0
Cevapla
hasan efe
syn mehmet, siz ve sizden önceki bey efendi ve sizin ikdidarınız doktorlara bir linç politikası uygulamıştır. bunu eveleyip geveleyip başka mecralardan konuşmanız sizin ne kadar yalancı ve yapay bir tavır içerisinde olduğunuzun göstergesidir. piyasacı bir zihniyete sahip olduğunuz su götürmez bir gerçektir. duaların arkasına sığınmak ve bunlarla içinizdeki kiri temizlemeye çalışmak ikiyüzlülüğünüzü göstergesidir. insanların sağlığını, doktorların emeğini alenen, açık seçik bir şekilde sermaye sahiplerine sattınız ve satmaya devam etmektesiniz. devletin kaynaklarını ve sağlığın işgücünu kendi iktidarınız ve yandaşı olduğunuz sermaye sahipleri için çok güzel kullandınız. Senin sağlığık politikası; - sağlık çalışanını köle, şamar oğlanına çevirdi. -devletin sağlık harcaması kat be kat arttı. - halkın cebinden çıkan sağlıklık harcamaları katlanarak gitmekte. - ülkede giderek hasta sayısı artmakta. - doktorlar giderek fakirleşmekte, daha fazla çalışmakta. - mutsuz, köşesine çekilmiş sağlık çalışan sayısı kat be kat artmakta. - her gün işe tedirgin giden ve akşam eve sağ salim döndüğü için derin bir oh çeken çalısan sayısı artı da artı... daha hangi birini sayıyım bilmem ki...
0
Cevapla
drmelih
SAYIN BAKANIM DOKTORA ERİŞİM KOLAY ARTIK. PEKİ BENİM 6 + 5 + MECBURİ HİZMETİM, ANAMIN BABAMIN EMEĞİ HAKKI NE OLACAK? BU KADAR EMEGİ KARŞI TARAFA BU KADAR UCUZA VERİRKEN, BU KADAR EMEĞİN KARŞILIĞINDA SANKİ MECBURMUŞUZ GİBİ HİSSİYATA KAPILMAK VE NASILSA DOKTORU YAKALADIK CANINI ÇIKARTALIM ANLAYIŞI HAK MI?
0
Cevapla
drokan
DOKTOR AZ DİYORSUNUZ.. DAHİLİYE UZMANIYIM.. BUGÜN 100 HASTA BAKTIM.. 10 HASTA DM 10 HASTA HT... DİĞERLERİ KARIN AĞRISI BOĞAZ AĞRISI BEL AĞRISI ..UZMAN HEKİME ULAŞMAK BU KADAR KOLAY İSE AİLE HEKİMLİĞİ GEREKSİZ.. 100 HASTA YERİNE 50 HASTA BAKMAM VE BU HASTALARIN HT DM TİROİD VS OLMASI GEREKMEZ Mİ? ENFEKSİYON UZMANI BOŞ OTURURKEN GRİBAL ENF DAHİLİYE KUYRUĞUNDA NEDEN?? HASTA DAHİLİYE İSTEDİ?! BUGÜN BİR DM HASTASI GELDİ DÜN ŞEKERİNİ ÖLÇMÜŞ. 135 GELMİŞ. BU SABAHTA BAKMIŞ 145. MERAK ETMİŞ NEDEN ACABA..ELMA YAPAR MI? ONU SORMAK İÇİN 182 DEN RANDEVU ALMIŞ.AKP DEN ALLAH RAZI OLSUN. DOKTORDAN DEĞİL..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir