Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, organ naklini, tıbben tedavisi mümkün olmayan son dönem organ yetmezliği gelişmiş hastalara canlı veya kadavradan alınan sağlıklı organın konularak tedavi edilmesi olarak tanımladı.
Dünyada ve Türkiye’de organ nakli bekleyen hasta sayılarının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Akar, organ bağışındaki yetersizliğin önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ettiğini bildirdi.
Prof. Dr. Akar, 2018 yılı içinde, günümüze değin gerçekleştirilen 4 bin 447 organ naklinden 3 bin 313’ü canlı, bin 134’ü kadaverik vericiden gerçekleştirildiğini, organ nakli bekleyen hasta sayısının 25 bin 846 olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Akar, kalp nakillerinde kadaverik kalp organ çıkmadığı için Türkiye'nin nakillerde Avrupa’ya göre çok geride olduğunu bildirdi.
"4 beyin ölümünden birinin organlarını alabiliyoruz"
Türkiye’nin canlıdan yapılan nakillerde çok iyi yerde olduğunu kaydeden Akar, "Dünyada hep ilk 5 içindeyiz. Çok iyi durumdayız. Beyin ölümü gerçekleşen hastalarda organ bağışı çok düşük. 4 hastadan biri yani yüzde 25’i ancak bağışlanabiliyor. Yüzde 75’i toprağa gidiyor" diye konuştu.
"Milyon nüfusa 1 nakil"
Kalp nakli bekleyen hasta sayısının geçtiğimiz yıl 950 iken bu sene bin 64 olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akar, "Türkiye’de 80 milyonluk nüfusumuz var. Milyon nüfus başına bir kalp nakli çıkarabiliyoruz. Ülkemizde yılda ortalama 80 civarında kalp nakli yapılıyor. Bu oran yükseklerde olması gerekiyor. Milyon nüfusa göre bağışta Avrupa’ya göre çok gerilerde olduğumuzu görüyoruz. Ama Ege, Akdeniz bölgesi milyon nüfusa 9-10 civarında donör çıkartırken, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde, yüzde 1 hatta 0.8’e düşüyor. Milyonluk nüfusta senede 1 donör çıkıyor. Bu çok düşük. Nakil bekleyen hastaların yüzde 50’si acil nakil bekleyen hastalarken, bağış sayımızı arttırmamız gerekiyor" dedi.
"Doktorların kalbi kırık"
"'Doktorların hepsinin kalbi kırık' şeklindeki söylemlere açıklık getiren Prof. Dr. Akar, "Doktorlar şiddete maruz kalıyorlar. Kalp damar cerrahisi özelinde çok yoğun iş hacmi var. Yoğun nöbetler, yetiştirilen insanların aile ilişkileri bozuluyor. Bu mesleğe kendini adamayı öğretiyoruz. Bireysel ilişkileri olmayan genç arkadaşlarımız var. Bunları düzeltmek için emeğinin karşılığının verilmesi gerekir. Derdimizi anlattık. Bir yoldayız ama hedeflediğimiz yerde değiliz. Türkiye’de riskli hastaya bakmama gibi bir hakkımız olmadığını düşüyorum" dedi.
"Kongreler geri geliyor"
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, bu yıl için en büyük kazanımlarından olan kongre turizminden bahsetti. Türkiye’nin 10 yıl önce kongre turizminde dünyada 4 numara olduğunu hatırlatan Bozkurt, "Ülkemizde bazı gelişmeler oldu. İstanbul, bir anda hiç yok artık. İlk 40'ta bile değil. Dernek olarak bu konuda yoğun çalıştık. Yurt dışındaki arkadaşlarımıza Türkiye’de güvenlik problemi kalmadığını anlattık. İstanbul’un bir çok Avrupa ülkesinden daha güvenli olduğunu anlattık. Anlatım eksikliği vardı, bunu arkadaşlarımıza anlattık. Avustralya’da yapılan Dünya Damar Kongresi 2021 yılında bu kongre İstanbul’da yapılacak. Son 3 yılda uluslararası bir bilimsel kongrenin Türkiye’ye getirilmesi sağlandı. Asya Damar Kongresi de 2023 yılında Türkiye’de yapılacak. İstanbul yeniden büyük kongrelerin yapıldığı bir yer olabilir" dedi.
Prof. Dr. Bozkurt, artık hastaların eski büyük kesilerle tedavi istemediğinin altını çizerek, "O kalpten çıkan balonlaşma yüzde 75 oranında minicik deliklerden yapılıyor. O büyük kesi ve ölümlü ameliyatlara gerek kalmadan minik işlemlerle gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
"Böyle bir düşüncemiz olmadı"
Malpraktis konusuna değinen Prof. Dr. Bozkurt, "Kalp damar cerrahisinde, herhangi hasta bizim başımıza dert olur, dava açar diye bir düşüncemiz olmadı. Belirli branşlarda olduğunu biliyoruz. Bir doktor arkadaşım bunu söylemedi. İyi ki de yok. Bundan sonra da olmaz. Onun ucu bucağı yok. Riskli hastayı bana dert olur diye ameliyat yapmazsanız, sizin ameliyat etmemenizden dolayı o hasta ölürse kendinize, hastanın yakınlarına vicdanınıza nasıl açıklayacaksınız. Kolay hastayı herkes ameliyat eder" açıklamasında bulundu.