Türkiye'nin önde gelen psikologlarından biri olan Prof. Dr. Acar Baltaş'ın herkes için başucu olacak yeni kitabı "Hayat En Çok İyileri Kırar" raflardaki yerini aldı. Eğitim, aile, gençlik, evlilik, cinsellik, çocuklar, toplum, ruh dünyamız, mutluluk ve geleceğin dünyasına ilişkin geniş bir yelpazede bilgiler içeren kitapta, ebeveynlere yönelik önemli bilgi ve ipuçları da yer alıyor.
Kronik Kitap'tan çıkan 320 sayfalık nehir söyleşi olarak hayata geçirilen kitapta Baltaş'ın pandemi dönemine ilişkin, "Tüm dünyada hayatı durdurdu. Öncelikle bilim insanlarının büyük başarısını bu vesileyle bir kez daha kutlamak isterim. Bana göre pandemiden sonra en önemli derslerden biri sağlık sistemini güçlü tutmamız ve tümüyle özelleştirmekten kaçınmamız gerçeğidir" sözleri de yer alıyor.
Gazeteci Mert İnan'ın yayıma hazırladığı kitapta çocuklarda hayal gücü ile benlik gelişim sürecinde en önemli aktivitenin kitap okumak, masal dinlemek olduğuna dikkat çeken Baltaş, "Bir çocuğa kitap okumak veya masal anlatmak sadece okumak ve anlatmaktan ibaret değildir, aynı zamanda hikâyenin devamını çocuğun tamamlamasına öncülük etmektir. Söz gelimi anne-babaların, 'Bir kurt masalı anlatacağım ama masalın bir yerinde sana bir soru soracağım,' dedikten sonra masalın sonunda, 'Sence bundan sonra ne olmuş olabilir?' diye çocuğa soru sormaları hem çocuğun hayal dünyasına girmek hem de düşüncesini uyarmak açısından önemlidir. Çocukların anne-babalarından dinlediği hikâyeyi kendi zihinlerinde tamamlaması benlik gelişimine katkı sunar" bilgisini paylaşıyor.
Ekran bağımlılığının neden olduğu risklere de kitapta değinen Baltaş, psikolojik bağışıklığın gelişmesi konusunda yapılan en yaygın hataları ise şöyle anlatıyor:
"Çocuklarımızın herhangi bir konuda 'iyi olmasını' sağlamaya çalışmak yerine, onları dünya ve ülke için iyi bir insan olmaları konusunda desteklemek hem daha gerçekçi hem de onu ve çevresindekileri hayat yolculuğunda mutlu edecek daha anlamlı bir hedeftir. Çünkü zirveye çıkmak zor, orada kalmak imkânsızdır."
"Dijital obezite veya dijital dünya ve sosyal medyada fazla vakit geçirmek dikkat dağınıklığına, odaklanma zorluğuna, yüz yüze iletişimde azalmaya, sosyal hayattan uzaklaşmaya, akademik performansta düşüşe, gündelik hayatın sorumluluklarından kaçmaya, kişisel bakımı ihmal etmeye, aile içi iletişimin kopmasına da neden oluyor. Ayrıca kas ve iskelet ağrıları, uyku bozukluğu, göz yorgunluğu bu ortamda uzun zaman geçiren insanlarda görülen diğer belirtiler... Sosyal medya insanlar arasındaki sahici ilişkileri azalttığı gibi, gerçek olmayan sosyalleşme illüzyonu yaratıyor ve insan ilişkilerini önemsizleştiriyor. Ayrıca birçok kişide narsistik eğilimlerin güçlenmesine neden oluyor. Unutulmasın ki doz, zehirdir. Yeni medya ortamlarında günde dört saate varan içerik tüketimini dijital obezitenin işaretleri olarak tanımlıyoruz. Telefon âdeta bir şeytan gibi!"
Sağlıkla ilgili en büyük yanlışa da kitapta yanıt veren Baltaş, "Aileden gelen kalıtsal özellikleri gereğinden fazla önemsemektir. Genetik miras önemlidir ancak abartılıyor. Esas belirleyici olan hayat tarzıdır. Sağlıklı yaşam yolu ve sosyal destek, bir yandan da sosyal çevrenin zenginliği insanı uzun yaşatan ana faktörlerdir. Risk faktörleri önemlidir ancak her risk faktörünün mutlaka gerçekleşeceği de doğru değildir. Fiziksel olarak aktif olmak; iyi, sağlıklı ve uzun bir hayat için temel belirleyicidir. İnsanlar genellikle aktivite deyince sportif faaliyetleri anlıyor ancak önemli olan sosyal yaşam içindeki aktivitedir. Bir anlamda genetik, şarjörü doldurur; epigenetik ise tetiği çeker. Epigenetik en genel tanımıyla hayat tarzınızı içine alır" diyor.
