Medimagazin logo

Özel hastanelerle ilgili şok eden iddia! SGK'dan para almak için...

Türkiye yoğun bakım hasta yatağı sayısında dünyada lider ama boş yatak bulmak için hastalar için çok zor oluyor. Prof. Ünal, “Yoğun bakım yataklarının yüzde 60’ı özel hastanelerde. SGK’dan para almak için hastaları aylarca boş yere yoğun bakımda tutuyorlar” diyor.
Özel hastanelerle ilgili şok eden iddia! SGK'dan para almak için...
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Türkiye nüfusa göre yoğun bakım hasta yatağı sayısında dünya birincisi. Her 100 bin kişiye 44 yoğun bakım yatağı düşüyor. Buna rağmen, yoğun bakım servislerinde boş yatak bulmak için adeta ‘mucize’ ya da ‘torpil’ gerekiyor. Haliyle, yoğun bakım gerektiren hastalar acil servislerde tedavi edilmek zorunda kalıyor, acillerde de yoğunluk yaşanıyor.

‘ÖZELE YOLLUYORLAR’

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Yoğun Bakım Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal’a göre, sıkıntının arka planında büyük bir rant yatıyor. Ünal, “Türkiye’deki yoğun bakım yataklarının yüzde 60’ı özel hastanelerde. Özeldeki yoğun bakım yatağı sayısının kamu hastanelerinden fazla olması, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmüş şey değil” diyor. Ünal, şöyle devam ediyor: “Çünkü yoğun bakım hizmetleri yüksek maliyetlidir ve SGK bu masrafı karşılıyor. Ama bizde devlet hastanelerindeki hastalar, özel hastanelerin yoğun bakımlarına gönderiliyor. Özel hastanelerin yoğun bakım servislerinin en az yarısı, SGK’dan para almak için kurulmuş. Özellerde kliniklerden alınıp ameliyat sonrası yoğun bakıma çıkarılan hastalar, bir daha kliniğine dönemiyor. İhtiyacı olmayan hastalar aylarca yoğun bakımda tutuluyor. Haliyle yoğun bakım servislerinde yer bulmak imkânsız oluyor, çok fazla torpil devreye giriyor. Yoğun bakım ve taburcu kurallarının uygulanması konusunda ciddi denetim eksiklikleri var. Biri buna ‘Dur’ demeli, devlet parasını çöpe atmamalı.”

‘ÇOK MİKROP VAR’

Gazete Habertürk'ten Fatmanur Boylu'nun haberine göre Prof. Ünal, hastaları gereksiz yere yoğun bakımda tutmanın maddi külfeti kadar sağlık riskleri olduğunu da söylüyor: “Yoğun bakımlar en fazla mikrobun bulunduğu yerler. Gereksiz yere uzun süre yoğun bakımda tutulmak, hasta için de risk.”

‘SADECE 350 UZMAN’

Uzman ihtiyacının da bir diğer sorun olduğunu anlatan Ünal, “Şu an 350 yoğun bakım uzmanı var. Ama 3 bin 500 uzman doktora ihtiyaç var” diyor.

‘HAZIR VERİ YOK’

Devletin özel hastanelere yoğun bakım hastalarının tedavisi için yıllık toplam ne kadar ödediği Sağlık Bakanlığı’na soruldu. Bakanlıktan “Verileri SGK bilir” yanıtı verildi. SGK ise “Elimizde bu konuda hazır bir veri yok” dedi. Öte yandan Sağlık Bakanlığı, dün yayımladığı tebliğle, yoğun bakım servislerinde çalışan personele eğitim zorunluluğu şartının başlama tarihini 31 Aralık 2017’den 31 Aralık 2019’a uzattı.

özel hastane
sgk
yoğun bakım
Yorum (11)
SERDAR
Hocaya sorulması gereken sorular 1) Ankarada işlettiği özel yoğun bakımda bu konuya el atmışmı 2) Yani bedava diploma dağıtalım diyor (sınavsız yoğun bakım uzmanı olsun )kendileri söz verdiği için bir yerlere yoğun bakım derneği 2. başkanı olunca
0
Cevapla
d.h.
özel hastaneler zaten bunu yıllardan beri yapıyor...yeni mi haberiniz oldu?
18
Cevapla
mehmet akdoğan
Sayın hocam elinizde somut istatistikler varsa paylaşmanızı rica ediyorum, yoksa sizi özel sektörü karalama çabasından vazgeçmeye davet ediyorum.
24
Cevapla
mustafa
Şu sorular kafama takıldı: 1) yoğun bakımların %60'ını özel açmış. Bu suç mu? 2)Bu şu anlama gelmez mi: Devlet yoğun bakımların ancak %40'ını açabilmiş. 3)14 yıldır SUT fiyatlarını artırmayan SGK gerçekten de yoğun bakıma çok para mı veriyor? 4) Boş yere hasta yatırıldığı iddia ediliyor.Bütün özeller mi bunu yapıyor, yoksa bazıları mı?. Hoca keşke oran verseydi. 5)Hangi hastalar acaba boş yere yoğun bakımda yatıyormuş?. Sizce hangi hasta sahibi düzelmiş hastasının gereksiz yere yoğun bakımda tutulmasına izin verir . Veya hangi SGK incelemede bunu farketmez?
37
Cevapla
murat celikten
Günaydın!!! Sağlık Bakanlığı ile SGK tek bakanlık altında toplanmalıdır. Bir ülkede sağlık finansmanını yapan ile Hizmeti sunan kurumlar birbirinden bağımsız olursa bu sağlık politikalarımızda ki gidişat "Yalandan sağlık hizmeti sunma" "Sağlık hizmeti alıyor-MUŞ gibi yapma" tiyatrosuna döner. Döndü de zaten. İki bakanlıkda farklı tellerden çalıyor. Arada kalan hekimlerde mecburen defansif tıbba yöneliyor ve bundan tamamen hasta zarar görüyor ya da "Nasıl olsa Sağlık Bakanlığı anlamadığı için denetlemiyor, SGK'nında umrunda değil global bütçe sağolsun" diyen hekimler ve sağlık yöneticileri "Sağlık hizmeti sunuyormuş gibi" yaparak yollarını buluyorlar bundan da hem hastalar hem devlet hem de vergisini fazla fazla ödeyen vatandaş zararlı çıkıyor. Bir ülkede sağlık hizmetleri sunarken mali yönlerini de gözönüne almanız gerekmektedir. Ülkemiz OECD ve AB ülkelerine kıyasla sağlık harcamalarına kişi başı en az para ödeyen ülkelerden biri doğrudur AMA; buna bakarak "bu kadar az paraya bu kadar memnuniyet fevkalede" derseniz sizi yanlışa yönlendirir. Zira sağlıkta harcanan paraların % 70 i yanlış yönlendirilmektedir. Hatalı işler yapılarak lüzumsuz yatırımlar lüzumsuz tetkiklerle sağlık hizmetleri veriliyor-MUŞ gibi yapılıyor. MR da Dünya şampiyonu olmamız, rekor üstüne rekor kırmamız en yakın rakibimizi kısa zamanda 2 ye katlayacağımızı göstermektedir. BT de ilk 5 deyiz ama madalya çok yakın. Acillerde triaj sistemi tamamen tetkike dönük işlemeye başladı. Hele Şehir hastaneleri bir tamamlansın görün rekorları, oralarda beklenen yatak doluluklarının sağlanabilmesi maksadıyla 112 lerin konvoylar halinde hastaları dereden tepeden toplayıp buralara yığması sonucunda triaj hekim ne yapsın ne kadar BT varsa isteniyor. Beyin, toraks, lomber, torakal, alt batın, üst batın, pelvis, vs vs........ 1 dakikada muayene 1 dakikada kontrol günde 120 hasta baksan en iyi ihtimale; bu sürelerde muayene olamaz zaten, ancak tetkik üstüne tetkik istenir. İste MR hasta 1-2 ay görünmesin, İste BT hasta 15 gün yok. Hekimine performansa göre para ödersen o da performansı tavana vurdurur. Tavan her ay daha da artıyor ama alınan para daha da düşüyor. Hekim aynı geliri elde etmek için ne yapsın? Yalandan muayeneler, gereksiz tetkikler, yalandan ameliyatlar, gereksiz malzemeler.... Yoğun bakım yataklarına gelecek olursak özel hastanelerin tamamı yoğun bakım yatağı hatta yenidoğan yoğun bakım yatağı alabilmek için lobi üzerine lobi yapıyorlar. Ayaktan muayeneden kazanamıyor ki zaten ne yapsın, Ameliyattan kazanacak ama epikriz denetimleri nedeniyle fırsat bulamıyorlar. Yoğun bakımda günübirlik tıkır tıkır SGK parasını ödüyor. Sağlık Bakanlığı da yoğun bakım yatak yükünü özellerin sırtına yüklemiş, denetim desen yok, zaten bakanlığın yoğun bakımları bir türlü verimli hale getirilemedi. Saha koordinatörleri 5 yıldır yoğun bakımları incelemekten bir hal oldular. Sorun çok çözüm yok. Hangi ilde olursanız olun herhangi bir 2. veya 3. basamak yoğun bakımda yer isteyin bakalım ne diyecekler. Yoğun bakımlarda 100-200-300 gün 1 yıl yatan hasta olabilir mi? Yoğun bakıma hasta alacaksan endikasyon kriterlerin olur bunları standardize edersin bu iş biter. Yok sosyal endikasyon, yok siyasi, yok başhekimin akrabası kriterleri ile sağlık hizmeti sunarsanız kendinizi kandırırsınız bunun adı da sağlık değildir zaten. Hastane enfeksiyonlarının gerçek oranlarının ne olduğunu bakanlık bile bilmiyor. Elini sallayan yoğun bakımda, kolunu sallayan ameliyathanede... SGK farklı telden, bakanlık farklı telden... 8hekim türü ürettiniz. 1-Hiç bir şeyden haberi olmayan sadece işine odaklanmış, döneri az yatınca 1-2 gün celallenen ama önüne hasta gelince unutup geçenler... 2-SGK'nın açıklarını iyi değerlendiren, cingöz, maddi hırsı tavan yapmış, hasta sağlığı için ülkemizde ki bilimsel başıboşlukları iyi kullanıp paraya para demeyen popüler ama nedense kamuda!!! çalışan doktorlar... 3-Defansif tıp ekolünü benimsemiş, "Drexit" kararı alamayan, aman bana savcı da SGK da bulaşmasın diyenler... 4-Kendisini riske atacak işlerden uzak kalan bu sebepten etliye sütlüye bulaşmayan, meslekten uzaklaşmış vadesini dolduranlar... 5-Akademisyenlik için can atan ülke gerçekleri ile yüzleşebilecek zamanı bulamamış, can havliyle bilimsellik için çırpınanlar... 6-Ben Profesörüm işimde Türkiye'de en iyilerdenim. Parayı kıyacaksın bana geleceksin. Gelmezsen devlet hastaneleri orada buyur dene gör pişman olup kapıma geleceksin diyenler... 7-İdealizm uğruna kariyer yapmış, aç karnına güzel yayınlar yapan, bir türlü iltifata (siyasi görüşleri vs bakılan) mazhar olamamışlar. 8- Böyle bakanlıkta böyle üniversitede benim yerim yok deyip istifasını basmış özelde yoluna kendi kurallarına veya özelin kurallarına göre devam edenler... Ülkemizde sağlık hizmeti sunan ve finansmanı sağlayan kurumların tek çatı altında toplanması şarttır. Sağlığa harcanan paraların en az % 70'i çöpe gitmektedir. Bunlara sebepler, denetimsizlik, yanlış planlamalar, komisyonculuk alışkanlıkları, hatalı sağlık politikalarıdır. Performans sistemi hekimleri yarıştıran gereksiz iş ve işlemlere yönlendiren kapsamdan çıkarılmalıdır. Hastanelerin döner sermayelerini dolayısıyla hekimlerin kazançlarını sınırlayan aylık bütçelerden vazgeçilmesi ve hekim kazancının sınırının kaldırılması Hekim maaşlarının emeklilikte denkleri ile aynı olacak statüye getirilmesi Denetimsiz sağlık alanlarının denetlenebilir hale getirilmesi Halkın cebinden çıkan sağlık harcamalarının gayriresmi nerelere harcandığının bulunup çözülmesi (Tarım Bakanlığı onaylı ilaçlar, Ödemesi olmayan malzemeler, Bıçak parası, Özellerde fazladan alınan ücret vs..) (Umarım yayınlarsınız. Bunlar Sağlığın gerçekleridir. Gerçeklerden kaçarak doğruya ulaşamayız)
64
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir