MEDİMAGAZİN - İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Dr. Sadettin Orhan'a göre, hastaneler teşvike hak kazandıkları halde, cari ay prim borçlarından indirim yapılması gerekirken, "emanet hesapta" bekletiliyor.
Personel sayısına bağlı olarak bu teşvik tutarı 1,5 ila 12 milyon lira arasında değişiyor. Teşvik alacağı birkaç yıldır bekletilen hastaneler mevcut ve pek çok hastanenin bundan haberi dahi yok.
"Özel hastaneler de bu teşvikin kapsamında"
Orhan'ın Medimagazin'e aktardığı açıklamalara göre; 2015 yılı Nisan ayında 4447 sayılı Kanuna bir teşvik maddesi eklendi. Buna göre, iş sağlığı ve güvenliği açısından "çok tehlikeli" kapsamda sayılan işyerlerinde üç yıl süreyle ölümlü veya ağır yaralanmalı iş kazası yaşanmaz ise, takip eden üç yıl boyunca işsizlik sigortası primi %2 yerine %1 olarak tahsil edilecekti. Yani çok tehlikeli iş yerlerini iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha dikkatli davranmaya motive eden bir teşvik söz konusuydu.
Tehlike sınıflandırmasında bütün özel hastaneler de "çok tehlikeli" kapsamda. Dolayısıyla bu teşvikin kapsamına giriyorlar. Yani personelinden ölümlü veya ağır yaralanmalı iş kazası geçirmeyen özel hastanelere bu teşvik veriliyor.
Teşvikin uygulanması için normalde özel hastanelerin SGK'ya başvurusu gerekmiyor. SGK, merkezi olarak online ortamda, hak kazanan hastanelere bu teşviki uyguluyor. Fakat sorun şu ki, hastanelerin fiilen hak kazandıkları teşvik rakamları SGK'da "emanet hesapta" bekletiliyor.
"10-12 milyon liraları bulabiliyor"
Bir-iki yıldır bu şekilde teşvik alacağı bekletilen hastaneler olduğunu ifade eden İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Orhan, “Rakamlar -hastane çalışan sayısına bağlı olarak- 10-12 milyon liraları bulabiliyor. Takdir edersiniz ki enflasyonist ortamda iki sene önce almanız gereken rakamı iki sene sonra aldığınızda, çok ciddi değer kaybı söz konusu.
Bu noktada hastanelerin, yazılı olarak bağlı bulundukları SGK müdürlüklerine başvuruda bulunarak, emanet hesapta bekletilen teşvik alacaklarını talep etmeleri ve cari ay prim borçlarından mahsubu istemelerini tavsiye ediyoruz.” dedi.
Orhan ayrıca, “Tahminimize göre bu aksama ve gecikmede, son iki yılda SGK'yı yoğun bir şekilde meşgul eden EYT başvuruları ve yapılandırma işlemleri etkili olsa gerektir.” ifadelerini kullandı.
