Kanser ilacında ABD bile zorlanıyor

Antalya'da Türk Pediatrik Onkoloji Grubu, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve Türk Radyasyon Onkoloji dernekleri tarafından düzenlenen 20. Ulusal Kanser Kongresi'nde Türkiye'de her yıl yaklaşık 200 bin kişinin bu hastalığa yakalandığı açıklandı.

Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) Gelecek Dönem Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, kansere yakalananların sayısının her geçen gün arttığını söylerken, 'Eğer böyle devam ederse, küresel düzeyde sadece nüfus artışının etkisi ile bu sayı 2030 yılında 22 milyona çıkacaktır' dedi.

Kutluk, şunları söyledi: Her yıl 7,6 milyon kişi kanserden hayatını kaybediyor. Böyle giderse, nüfus artışından dolayı 2030 yılında her yıl kanserden ölen insan sayısı 13 milyona ulaşacak. 2030 yılında dünya genelinde yıl başına yapılan kanser harcamalarının 458 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu durumda zengin ülkeler bile zorlanacaktır.

EN HASSAS KONU

Kutluk, 'Tüm kanserlerin yüzde 30'undan korunmak mümkün' derken şöyle devam etti: Kanser taramaları meme, prostat, serviks ve kolon kanserlerinde hayat kurtarıyor. Kanser tedavisinde ulaşılan düzey tüm kanserler birlikte ele alındığı zaman, erişkin kanserlerinde yüzde 68'lere, çocuk kanserlerinde ise yüzde 80'lere  ulaştı.

Kanser ilaçlarının maliyetinin diğer ilaçlara göre yüksek olduğunu ifade eden Kutluk, 'Son yıllarda üretilen ya da sonradan üretilen ilaçların -10 yılı geçen keşfedilme süreci nedeni ile- maliyeti pahalı olabilir. Ama son birkaç yıl içerisinde sadece Türkiye'de değil bütün dünyada ilaç bulamama sorunu yaşandı. Üretiminden, keşfedilmesinden yıllar geçmiş ilaçların bulunmasında, ABD dahil sorun yaşanıyor. Çocuk kanserleri hastanesi olan Tennessee St. Jude Çocuk Hastanesi'nde bir çocuk onkoloğu arkadaşımız lenf kanserinde bulunamayan A ilacının yerine B ilacını kullandıklarında tedavi sonuçlarının negatif olduğunu, tıbbın en saygın dergilerinden birinde yayınladılar' dedi.

Bakanlık tedbir alıyor

Prof. Dr. Tezer Kutluk, ilaç politikaları konusunda, 'Biz ilaç politikalarıyla ilgilenen uzmanlar değiliz, biz kanser uzmanıyız. Bu yüzden politikaları çok bilemiyoruz. Ama bulunamayan ilaçların temininde Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Eczacılar Birliği bir yol bulmaya çalışıyor. Bulunamayan her ilaç hastayı, yakınlarını ve tabii onları tedavi eden onkologları da zorlar. Konu da şu anda gündemde bir konu, sanıyorum bu konuda ilgililer gerekli tedbirleri alıyorlardır. Şu anda ilaçların büyük kısmı bulunuyor. Üretim sürecinde bulunmayan ilaçların alımında, hızlı tedarik edilmesinde zaman zaman sorun yaşanıyor. Bizler bunların nasıl ve nereden tedarik edilmesi konusunda hastalara yol gösterebiliyoruz' dedi.

Sistem iyi ama çok yavaş

Hacettepe Üniversitesi Medikal Onkoloji Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Mustafa Erman ise ilaç konusunda şunları söyledi: Yurt dışında hızlı bir şekilde ruhsatlandırma ve geri ödeme yapılabiliyor. Türkiye'de ruhsatlandırma ve geri ödeme hızlı değil. İlacın kullanıma girmesi 3 yılı bulabiliyor. İyi çalışan bir sistem var ama hızlı değil. Bakanlığa başvuruyorsunuz, ilacın gelmesi hızlı olmuyor ilaçların önemli kısmını temin edebiliyoruz.

Kanserin radyoterapisi

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Sedat Koca, radyoterapinin hastalar üzerinde faydasından bahsederek '1980'lerde büyükşehir dışında radyoterapi yapılmıyordu, bugün 32 ilde ve 105 merkezde 200'e yakın dıştan ışınlama makinası olanağı var. Geçen yıl tedavi ettiğimiz kanserli hasta sayısı 80 bindi. Bunların en az yüzde 7'si hayatlarında hastalıksız olarak yaşayacaklar' dedi. Prof. Dr, Koca, radyoterapi hakkında şu bilgileri paylaştı: Kanser tanısı konan her 100 hastanın, tanı anında en az 60'ı kanserle yaşadıkları süre içinde 75'i radyoterapi görür.Her 100 kanserli olgunun yaklaşık 25'i cerrahi ile 18'i radyoterapi ile hastalıktan kurtulur. Prostat, rahim ağzı, gırtlak kanserlerinde yalnızca radyoterapi kullanımı ile hastalık yok edilebilir. Hasta organ kaybetmeden yaşar.