Prof.Dr.Atilla Büyükgebiz
Çocuk Endokrinoloji uzmanı
Hem Sağlık Bakanlığı'nın performans sistemi nedeniyle günde 70-80 hasta bakılacak hem de kötü niyetli bazı hasta sahipleri veya onları bu yönde kışkırtan kişiler nedeniyle nasıl iyi hekimlik yapılacak?
32 yıllık hekimim ve ilk defa başıma gelen bir olay nedeniyle, bu ülkede hekimlik yapmanın ne kadar zor olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
3 yıl önce bana ergenlik gecikmesi nedeniyle başvuran bir hastaya, bütün dünyada ve tabii ki Türkiye'de de kullanımı yasal olan ve hatta SGK geri ödeme listesinde bulunan oxandrolone adlı ilacı uygun dozda ve sürede hastama vermişim ve 5 ay sonra olumlu sonuç almışlar ve ilacı artık bırakmalarını söylemişim. Bir süre sonra tekrar bana gelen hasta sahibi 15 yaşındaki oğlunun okul takımında yüzücü olduğunu ve idrarında doping çıktığını belirtti ve benden doping merkezine verilmek üzere oxandrolone’un böyle bir etkisinin olmadığına dair yazı istedi. Ben de oxandrolone’un tedavi amaçlı verildiğinde böyle bir etkisi olmadığını yazdım. Aradan 3 yıl geçti.
Şimdi bundan sonra olanlara bakınız!!! 3 yıl sonra bir avukat vasıtası ile hekim, hastane ve eczaneden çocuğa bilerek yasaklı olan doping ilacı verildiği ve sporu bırakmasına sebep olunduğundan bahisle bir hafta içinde 150 milyar TL yatırılması isteniyor ve suç duyurusunda bulunulacağı noter kanalıyla ihtar ediliyor. İdrarında doping maddesi metandione türevleri çıktığından bahsediliyor. Methandione ise oxandrolone değil anabol-dianabol adlı vucut geliştirici maddenin metaboliti. Kendi istekleri ile benim bilgim dışında, vucut geliştirici kullandıkları anlaşılıyor. Buna rağmen ihtarname çekiyorlar, Düşünün o hasta yoğunluğu içinde cevap vermek için dosyaları buluyorsunuz, siniriniz bozuluyor ve tabii ki iş gücü kaybı oluyor. Hastane, eczane ve hekimin cevabi yazısında bu durum belirtiliyor ve suskunluk dönemine giriliyor.
Tamamen asılsız iddialar için karşı tazminat davası açıyorsunuz, bir sabah kalktığınızda gazetede resminizle birlikte çocuğa doping ilacı verip hayatını bitirdiğinize dair suçlamaları görüyorsunuz. Bir gazeteciye ulaşılarak ihtarname ile sonuç alınamayınca basın yoluyla yıpratma taktiği ile herhalde açılan davadan vazgeçilmesinin sağlanmasına çalışılıyor.
Hekimin bu kadar kolay suçlanabildiği, tedavi sonrasında her an, "Ne açık yakalarım da, hekimden bir şeyler kopartabilirim" mantığının olduğu (hele de şu anda hekimlerin de sigortasi varken) bir ortamda çalışmak istemeyen ve hekimliği genç yaşta bırakan arkadaşlarımı biliyorum.
Hekimler kolay yetişmiyor, her mesleğe saygı duyulduğu gibi hekime de saygı duyulması gerekiyor. Unutmayalım ki, binlerce hasta bizlerden şifa için destek istiyor. Küçük hesaplarla hekimlerimizin moralini bozmayalım, bilakis onlara destek olalım...