İngiltere'deki Alzheimer Araştırmaları Vakfı'nın (Alzheimer Research UK) araştırması sonunda hazırlanan yeni bir uygulama, zihin açıklığı, hareketlilik ve sosyal ilişkilerine dair bir çok öneri getiriyor.
Örneğin sosyal ilişkilerden kopmamanın bir yolu olarak 40'lı ve 50'li yaşlarda, düzenli olarak kulak muayenesi yaptırıp, işitme sorunlarını zamanında engellemek öneriler arasında.
Fakat çoğu demans vakası bu tür yollarla engellenemiyor.
O bakımdan erken teşhis ve gelişmiş tedaviler hala hayati önem taşıyor.
Araştırma, demansla ilişkili 12 risk faktörü tespit etmiş.
Eğer bunlarda gerekli değişiklikler yapılırsa her 10 kişiden 4'ünde hafıza kaybı, kafa karışıklığı ve iletişim sorunlarının ilerlemesi durdurulabiliyor.
Bu risk faktörleri temelinde sigarayı bırakma, alkollü içki miktarını azaltma, düzenli egzersiz ve beyni canlı tutacak faaliyetler tavsiye ediliyor.
En önemlisi de, uzmanlar bunları yapmak için hiçbir zaman çok erken ya da çok geç olmadığını söylüyorlar.
Son araştırmalara dayanarak hazırlanan beyin sağlığı testi, kişisel demans ihtimalini azaltmak isteyen herkesçe yapılabilir.
Fakat uzmanlar özellikle 40-50 yaş grubunu hedefliyor, çünkü bunun beyin sağlığını koruma açısından önemli bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyorlar.
Vakfın baş doktoru Profesör Jonathan Schott, uygulamanın "insanlara demans konusunda harekete geçip, riskleri azaltma imkanı veren pratik ve kolay yöntemler sunacağını" söylüyor.
Buna karşılık Profesör Schott, demans riskini azaltmanın mümkün olduğunu insanların sadece üçte birinin bildiğini, bunun değişmesi gerektiğini de kaydediyor.
Alzheimer, beyin fonksiyonlarının azalması anlamındaki demansın en yaygın sebebi ve İngiltere'de yaklaşık 1 milyon, dünyada ise toplam 55 milyon insanın sağlığını etkileyen bir durum.
Giderek daha çok insan daha uzun yaşadığı, dolayısıyla risk grubundaki insan sayısı arttığı için bu sayıların da önümüzdeki yıllarda hızla yükselmesi bekleniyor.
İngiltere'de Demans Platformları adlı oluşumdan demans uzmanı doktor Sarah Bauermeister bir çok araştırmanın, işitme sorunları ile demans riski arasında ilişki olduğu sonucuna vardığını hatırlatıyor:
"Tam olarak neden böyle olduğu açık değil fakat muhtemelen, konuşmaları anlamak için uğraşırken diğer duyularını kullanmaya odaklanamıyorlar ve dünyaları küçülüyor."
Bu yüzden sık sık kulakları kontrol ettirip gerektiğinde işitme cihazları kullanmanın faydalı olacağını söylüyor.
'Demanslıları suçlamak yanlış'
Kişisel olarak demans riskimiz, yaş, genlerimiz ve yaşam tarzımızın bir bileşimiyle bağlantılı.
Bunların çoğu değiştirilebilir şeyler değil ve o yüzden demans vakalarının yüzde 60 kadarını önlemenin garantili bir yolu yok.
Londra'daki Queen Mary Üniversitesi'nde demans konusunda ders veren Dr. Charles Marshall "İnsanları demans oldukları için suçlamamak çok önemli" diyor.
Bazı kesimler, örneğin daha yoksul bir ortamda büyüyen ve yaşayanlar, eğitim imkanlarından daha az yararlanabilenlerde demans riski daha yüksek.
Fakat Dr. Charles Marshall İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri NHS'in 40 ile 74 yaş arası nüfus için hazırladığı sağlık kontrolü uygulamasının beyin sağlığını kontrol için de kullanılabileceğini ve hem demansın ilk belirtilerinin tespit edilebileceğini, hem de tavsiyeler verilebileceğini söylüyor.
Şu anda demansın teşhisi ortalama üç yıl sürüyor ve çok az tedavi öneriliyor.
Dr. Marshall "Demans için de kanser gibi bir teşhis süreci geliştirmemiz lazım. Bu da sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılmasını gerektiriyor" diyor.
"Artık yeni tedavi yöntemleri geliştirildikçe onları uygulamaya hazır olmamız lazım" diye ekliyor.
Son zamanlarda lecanemab adlı bir ilacın Alzheimerlı hastaların beynindeki gerilemeleri yavaşlatma bakımından umut vadettiği ortaya çıktı.
Alzheimer Araştırmaları Vakfı yöneticisi Hilary Evans "Demans vakalarının yüzde 40'ının önlenme potansiyeli olduğu düşünüldüğünde, bu yürek parçalayıcı sağlık sorununun bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini azaltma konusunda devasa bir fırsat olduğu da ortaya çıkıyor" diyor ve ekliyor:
"Beyin sağlığı ve beynimize iyi bakmanın demans riskini nasıl azaltabileceği hakkında ulusal bir farkındalık yaratmanın tam zamanı."