MEDİMAGAZİN - Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Sağlık İletişimi Sempozyumu, 2-3 Kasım tarihlerinde Erzurum’da gerçekleştirildi.
Sağlık iletişimi alanında çalışmalar yürüten akademisyenler, doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının yanı sıra medya mensuplarının da yer aldığı sempozyumda sağlık iletişiminin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar ele alındı ve sağlık alanında yaşanan iletişim problemlerine çözümler arandı.
“En önemli problemimiz iletişim”
Sağlık İletişimi Sempozyumu Kurucu Başkanı, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Erkan Yüksel Medimagazin’e yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin, belki de dünyanın en önemli sorunu iletişim. Dolayısı ile tüm problemlerden önce çözülmesi gereken de bu konu. İletişim eğitimi okuma, yazma veya sayıları öğrenmede olduğu gibi ilkokuldan başlamalı. Kişilerin konuşmayı öğrenmiş olması iletişimi öğrenmiş olduğu anlamına gelmiyor.” dedi.
Prof. Dr. Erkan Yüksel
Sağlıklı iletişimin sağlıklı toplumun temeli olduğunu dile getiren Yüksel, “Sağlık okuryazarlığı, bireylerarası iletişim ve sağlık iletişimi dersleri eğitimlerinin düzeltilmesi gerekiyor. İletişim Becerileri dersinin ilkokuldan başlayarak verilmesi ve bunun yanı sıra iletişim fakültelerinde gazetecilik, radyo-televizyon-sinema ve halkla ilişkiler bölümlerinin yanı sıra bireylerarası iletişim bölümleri de eklenmeli.
Şuan ki kitle iletişiminde kişilerarası iletişim problem yaşandığında çözülmesi için psikolog ve psikiyatrsitlere bırakılıyor ve onlar sorunlara çözüm arıyor. Ancak iletişimin nasıl kurulması gerektiği en baştan anlatılması durumunda; anne-çocuk, karı-koca ya da hekim-hasta ilişkisinin düzgün kurulması sağlanacaktır.” açıklamasında bulundu.
“Sağlıkta şiddetin çözümü için sistemin tamamı ele alınmalı”
Sağlık alanında yaşanan şiddet olaylarının da iletişim eksikliğinden kaynaklandığına değinen Yüksel, “İletişim eğitimi en temelden herkese verilmesi gerekiyor. Kendini anlatabilme, düşündüğünü doğru ifade edebilme, karşıdakini doğru anlayabilme ve dinleyebilme becerisinin tümünü kapsıyor.” ifadelerini kullandı.
Bahçede ayıklanmayan otlar mı suçlu?
İletişim problemlerinin kaynağının olayın bütününe bakılmaması olduğunu ifade eden Yüksel, Yüksel, “Sorun biraz kompleks ve biz suçluyu aramaya çalışıyoruz. Bunu şu örnek üzerinden açıklayabiliriz; bahçede ayıklanamayan zehirli sarmaşıklar var ve suçluyu arıyoruz. Önce bahçıvana soruyoruz bahçıvan, ‘Ben sabahtan akşama kadar ayıklamaya uğraştım ama bahçe o kadar büyük ki yanımda bir iki kişi daha olsa daha iyi olur.’ diyor. O zaman tarla sahibine soruluyor, tarla sahibi, ‘Bu tarla bana dededen miras kaldı. Benim param sadece bir bahçıvana yeter. Bu sarmaşıklar suçlu, büyümeseydi.’ diyor Bu sefer sarmaşığa soruyorlar sarmışık ise, ‘Beni annem buraya savurdu, yağmur yağdı, güneş açtı ve toprak verimliydi. Ben de büyüdüm.’ diyor. Söyleyin bana kim suçlu? Sadece bahçıvanı suçlayarak bir yere varamayız. Herkes elini taşın altına koymalı” dedi.
“Hekime şiddet sağlık iletişimi probleminin sadece görünen yüzü”
Hekime şiddetin sağlık iletişiminde yaşanan olayın sadece görünen yüzü olduğunu belirten Yüksel, “Sadece ortalığı zehirli sarmaşıklar sardı deniliyor. Benlik bilinci kişinin kendisinde başlar. Eğitim hem hekim hem hasta hem de sağlık kuruluşlarının kurumsal iletişimini kapsamalı. Aksi durumda olay hastanın hekime yumruk atması gibi bir boyutta ve bunun tartışılmasında kalır. Meseleye her yönden etraflıca bakılmalı.” ifadelerini kullandı.