Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nin muhasebecisi Mürsel Önal'ın 5 milyon TL nakit parayı alarak İtalya'ya kaçtığı ortaya çıktı. Hastane yönetimi, iki hafta önce başlattığı hukukî süreçle gün yüzüne çıkan dolandırıcılık olayına ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Eylül 2005'ten beri muhasebecilik yaptığı öğrenilen Önal'ın hakkında tutuklama kararı çıktığı belirtiliyor. Sabah gazetesinde yer alan haberle ilgili açıklama yapan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Burak Dalan, "Polise ve yargıya intikal etmiş bir konuyla ilgili bir gazetede yayınlanan ifade ve yaklaşımlar kabul edilemez. Söz konusu şahıs kimsenin kasası vs. diye nitelendirilemez. Burada mağdur olan hastanemiz ve üniversitemizdir. Bedrettin Dalan bu kurumun yönetiminde de denetiminde de değildir. Burada mağdur olan Yeditepe Üniversitesi'dir. Kimse olayı başka yere çekmeye çalışmasın." dedi. Hukuki süreci kendilerinin başlattığını hatırlatan Dalan, hastane yönetim kurulu tarafından yapılan incelemeler sonucunda ne kadar paranın kasadan çalındığının netleşeceğini belirtti.
Yeditepe Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı Bedrettin Dalan da, paranın kendisine aktarıldığı yönündeki iddiayı yalanladı. Dalan, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada üniversite hastanesindeki suistimal olayıyla ilgili yasal yollara başvurduğunu bildirdi.
İstek Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi'ni kurulduğunu ve bütün maddi kaynaklarını kendisinin temin ettiğini belirtti. Vakıf ve üniversitenin tüm mal varlığını kendi istekleriyle kamuya mal ettiklerini ve üniversite ile vakfın kamu malı statüsünde bulunduğunu ifade eden Dalan, bugün kurumların 5 bine yakın çalışanı, okulları, üniversitesi ve hastaneleriyle kamuya hizmet ettiğini savundu.
Bedrettin Dalan, böyle büyük kurumlarda zaman zaman yanlış kişilerin de görev aldığını, ancak bunların yaptıklarının hesabını yargı önünde vereceklerini vurguladı. Dalan, şunları kaydetti: "Kurduğum kurumlardan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde meydana gelen suistimal olayı, kurumun üst yönetimi tarafından tespit edilmiş ve gerekli tüm yasal yollara ivedilikle başvurulmuştur. Hal böyleyken bir gazetenin çalınan paranın tarafıma aktarıldığı yolundaki komik ve insafsız bir yayın yapmasının, basın etiği ve insanlıkla bağdaşır bir yanı yoktur. Zaman zaman bu tür gerçek dışı ithamlarla suçlansak da, geçen süreç içinde bu ithamların iftiradan ibaret olduğu meydana çıkmıştır. Kaçak olan zanlının yakalanması halinde bu olayın da gerçek yüzü ortaya çıkacaktır. Bu iftirayı atanlar da müfteri durumuna düşeceklerdir.'' İSTANBUL ZAMAN