Bir hekim arkadaş, kolonda displazi görülmesi nedeniyle hastanesindeki cerrahlarla konuşuyor. Ameliyatın laparoskopik yapılmasını istiyor. Laparoskopik olarak işlemi sonlandıramayabileceklerini söylüyorlar. Açık ameliyata geçebilirlermiş. O da özel bir hastane bulmuş. Halka bu ameliyat 40 bin liraya yapılıyormuş. Arkadaşım doktor olduğu için 12 bin lira uygun görülmüş. Her şey 5 yıldızlı otel statüsündeymiş. Çarşaflar 2 saatte bir değişiyormuş.
Peki doktor doktordan para almayacaktı. Hatta eşinden, anne babasından çocuklarından para alınmayacaktı. Demek ki serbest piyasada Hipokrat yemini geçerli değilmiş.
Peki bu zirve cerrahımız başka cerrahları yetiştirmekte midir? Kazandıkları paralarda gözümüz yok. Allah hayırlı kazançlar versin.
Boynuz kulağı geçti diye bir deyimimiz var. Tıp eğitiminde, hoca asistan ilişkisinde, usta çırak ilişkisinde yetiştirdiği öğrencinin kendisinden iyi olması için bütün gücünü harcaması gerekmiyor mu, saygıdeğer hocalarımızın.
Özellikle cerrahi branşlarda hocalarımız tıp fakültelerinden, eğitim araştırma hastanelerinden özel hastanelere geçseler bile branşlarında zirve uzmanlar iseler her sene en az iki uzmanı kendi yaptıkları ameliyatları yapacak kapasiteye getirmeleri zorunlu olmalıdır. Bu konuda bakanlık tarafından sahalar belirlenmeli, hocalar belirlenmeli kendilerine gönderilecek uzmanlar belirlenmeli, bir yol haritası çizilmeli, bu hocalarımız, fakülte, eğitim araştırma hastanesi, özel hastane, nerede olurlarsa olsunlar branşlarında kendi yaptıkları ameliyatları yapan uzmanlar yetiştirmelidirler. Bu ülkede çalışabilmeleri için zorunlu tutulmalıdır.
Saygılarımla
Dr.E.E