Uluslararası bir hasta kuruluşu olan Nöropatik Ağrı Örgütü (Neuropathic Pain Network-NPN) tarafından, ilaç firması Pfizer'in desteğiyle gerçekleştirilen Global Nöropatik Ağrı Araştırması'nın sonuçları geçen hafta Londra'da açıklandı.
İngiltere, Almanya, İtalya, Kore, Meksika, İspanya ve Finlandiya'dan 700 hastayı kapsayan araştırmaya göre nöropatik ağrı, hastanın yaşam kalitesini düşüren ve teşhisi hayli zor olan bir ağrı çeşidi.
Nöropatik ağrı hastalar tarafından 'delici, yakıcı, iğne gibi batan bir ağrı' olarak tanımlanıyor. Bu ağrılar diyabet, kanser, HIV (AIDS virüsü), zona, inme gibi birçok hastalıkla birlikte ortaya çıkabiliyor. Sinir hasarıyla oluşuyor, bazen bir ameliyat komplikasyonu ya da travmaya bağlı yaralanma da neden olabiliyor. Motosiklet ya da otomobil kazalarından sonra başlayan ağrılar kişinin peşini bırakmayabiliyor. Bu tip ağrı çekenler zaman zaman yürümekte, çalışmakta ve giyinmekte zorlanıyorlar. Çoğu hasta cildine bir şey temas ettiğinde bile dayanılmaz ağrılar çekebiliyor.
'Teşhiste nörolog bile bocalıyor'
Araştırma sonuçlarını açıklayan Danimarka Aarhus Hastanesi Nöroloji Danışmanı Prof. Dr. Troels S. Jensen, kronik ve şiddetli bir ağrı olan nöropatik ağrıların, hastaların yüzde 52'sinin işini kaybetmesine neden olduğunu söylüyor. Kimi işten çıkarılıyor, kimi erken emekli oluyormuş.
Prof. Dr. Jensen'e göre, nöropatik ağrının erken ve doğru teşhisi çok önemli: "Doktorlar tanı koymakta ne kadar başarılı? Çoğu ülkede büyük çoğunluğu pratisyen olan doktorlar, nöropatik ağrıyı teşhis etmekte zaten zorlanıyor. Ancak bu araştırma, nörologların bile bu noktada bocaladığını gösterdi. Birtakım tarama cihazları doğru teşhiste doktorun işini kolaylaştırıyor, ancak pek çok ülkede doktorlar bu cihazların farkında değil. Tedavi için etkili bir hasta-doktor iletişimiyse zorunlu."
Barcelona MC Mutual Nöroloji ve Nöropsikoloji Bölümü Nöropatik Ağrı Birimi hekimi Dr. Jordi Serra ise ağrılar başlar başlamaz bir uzmana görünmek gerektiğini söylüyor. Serra, bu ağrının tanınmasının uzun ve zor bir süreç olabileceğine de dikkat çekiyor: "Erken teşhis, tedavinin etkili olması açısından çok önemli. Araştırma verileri doğru teşhis süresinin 19 ayı bulabildiğini ve hastaların kimi zaman iki ya da daha fazla doktora gittiğini gösterdi. Ağrılar kişinin günlük yaşamını etkiliyor. Hastaların yüzde 70'i şiddetli, kronik ağrı çekiyor. Ameliyat sonrası birçok kişide nöropatik ağrılar baş gösteriyor. Bu nedenle ameliyat sonrası oluşan durumları da geçiştirmemek gerekli. Çoğu gecikmenin nedeniyse hastaların, ağrının kendi kendine geçeceğine inanmaları."
Hangi hastalığın ağrıya yol açtığı belirlendikten sonra, ilaçla tedaviye başlanıyor. İlaçlarsa sadece yüzde 30 oranında etkili. İşte bu nedenle, nöropatik ağrının belirtilerini fark ettiğiniz an, bir ağrı merkezine başvurmanızda büyük fayda var.
'Klasik ağrı kesici ilaçlar işe yaramaz'
Türkiye'de daha çok 'diyabetik nöropati' görülüyor. Doktorların en önemli şikâyetiyse hastaların 'düz ağrı kesiciler'le kendini tedavi etmeye çalışması...
İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Ertaş: İki yıl önce tamamladığımız ülke çapında 14 merkezli çalışmada 1113 diyabet hastasını tek tek muayene ettik ve hastaların yarısından biraz fazlasında polinöropati, yani yaygın sinir hasarı saptadık. Hastaların yüzde 14'ünde ise nöropatik ağrıyı belirledik. Nöropatik ağrı en sık şeker hastalığına bağlı. Zona, sinir ve omurilik yaralanmaları da önemli nedenlerden. Türkiye'de sadece şeker hastalığına bağlı olarak yaklaşık 700 bin kişinin nöropatik ağrı çektiği söylenebilir.
Bu ağrının bir özelliği de, klasik ağrı kesici ilaçların etkisiz olması. Uygun tedaviyle giderilebilen nöropatik ağrı, hastalar tarafından bilinmiyor ve kolay kolay kabullenilmiyor.
Aynı durum bir dereceye kadar doktorlar için de söz konusu olabiliyor. Hastalığın doğal bir sonucu olarak kabullenildiği için, tedavi seçenekleri pek akla gelmemekte. Bu tür ağrılar hastaların yüzde 80'inde orta veya ileri şiddette ve ciddi iş-gücü kaybı nedeni oluyor. Tanı, hastaya soru sorarak, gerektiğinde elektromiyografi yapılarak konuluyor. Türk Nöroloji Derneği, her yıl doktorlara bu konuda düzenli kurs veriyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Ağrı Kliniği Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine: Bize başvuran nöropatik ağrılı hastalar, genellikle epey gecikmiş oluyorlar. Hastalarımızın yaklaşık yüzde 10-15'i nöropatik ağrı çeker. Bu ağrı bir hastalıktır, kroniktir ve şiddetlidir. Birkaç hekim tarafından dikkatle ele alınması gereken çok ciddi vakalardır.
En çok diyabetik nöropatiyle karşılaşırız. Diyabetik nöropati yaklaşık 50'sinden sonra ortaya çıkar. Başarısız bel fıtığı ameliyatlarından sonra ameliyat bölgesindeki yapışıklık ciddi ağrılara yol açar. 'Trigeminal nevralji'ye de sık rastlarız. Bu, yüze çarpan, sebebi bilinmeyen şiddetli ağrılardır. Bu ağrıya çocuklarda pek rastlanmaz.
Düz ağrı kesicilerle nöropatik ağrıları kesemezsiniz. 'Ağrı eşittir ağrı kesici' demek değildir. Bu tablonun kendi ilaç grupları vardır, hastalar tek ilaçtan değil, ilaç kombinasyonlarından yararlanır. Kliniğimizde ilacın yanı sıra 'girişimsel' yöntemler de kullanıyoruz.
Radikal