Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.
Törende Fuat Oktay'ın yanı sıra Ankara Valisi Vasip Şahin, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, akademisyenler ve öğrenciler ile çok sayıda davetli de katıldı.
"Aklın nasıl kiraya verildiğini GATA'da gördük"
Burada konuşan Fuat Oktay, 'hekim' ile 'hakim' kelimesinin benzer köklerden türediğini ve 'hüküm veren' anlamına geldiğini belirterek, "Eğer bir konuda hüküm veriyorsanız aklıselim olmak ve asla ama asla aklınızı hiçbir yere kiraya vermemek zorundasınız. Vicdanınız ile hareket etmek zorundasınız. Edindiğiniz bilgi ile hareket etmek zorundasınız. Yani size hükmeden vicdanınız ve edindiğiniz bilgi olmak zorunda.
'Ben hekimim, aklımı nasıl kiraya verebilirim, bu ne demek?' derseniz de aklın nasıl kiraya verildiğini GATA dahil Türkiye'nin bütün kurumlarında gördük, yaşadık. Kamuda da yaşadık, özel sektörde de yaşadık, sivil toplum örgütlerinde de yaşadık. Eğer dünden ve bugünden ders alamazsak aynısını tekrarlarız.
GATA'nın veya askeri okulların niye kapatıldığıyla ilgili 15 Temmuz'la ilgili olayı hafif bir hatırlarsanız bu aklın kiraya verilmesi ile alakalıdır. Başka bir şey değildir. Son derece beyefendi, hanımefendi kıyafetteki insanların talimatı aldığı anda nasıl canavarca bir katile dönüşebildiğini biz gördük.
Askeri birimlerimiz için nasıl 'üniforma giymiş terörist' dedik onlara, burada da aynı şey geçerli. Dolayısıyla benim birincil ve kamu olarak vereceğim mesaj budur. Zaten bu mesajı da başta da kendimize veriyoruz" diye konuştu.
"Sağlık hizmeti daha önce çok farklıydı"
Sağlık hizmetlerinde daha önce bazı sıkıntılar olduğunu, herhangi bir hastaneye gidildiğinde sağlık hizmeti verilmediğini çünkü imkan olmadığını söyleyen Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Kuyruktan kuyruğa giriyordunuz ve sonrasında muayene olabilmek için bir hekimle harcayacağınız zaman son derece sınırlıydı. Sağlık hizmetini alan olarak söylüyorum; ilişki çok farklıydı. Sağlık hizmetini veren ile alan arasındaki yapı erişilemeyecek kadar açıktı. Haşa neredeyse ilah ve kul arasındaki farktan oluşturan bir yapıda. Biz kamu olarak bunun böyle yürümeyeceğini ifade ettik. Sağlıkta yapısal bir dönüşüme ihtiyacımız vardı. Bu yapısal dönüşümün sonucunda zaten birimler birleştirildi.
Şimdi oradan geldiğimiz noktada bunun devam edebilmesi ile alakalı biz bir şey söyledik; insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını ve sağlığını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkili çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak; bizim ana gayemizdir. Sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkına kolaylıkla ve yüksek hizmet kalitesiyle eriştiği bir Türkiye'yi hayal ediyoruz."
"Henüz yeterli seviyede sağlık personelimizin olmadığının farkındayız"
Fuat Oktay, artık OECD ülkeleri arasında memnuniyet anlamında çok daha ciddi bir Türkiye olduğunu ifade ederek, "Yani verimlilik anlamında, yaptığı harcamaları çok daha verimli alanlara, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve kapsamını genişletici alanlara yapan bir Türkiye. Dolayısıyla da sağlık hizmetlerinde yaptığı harcamaların karşılığında da memnuniyet oranlarını daha fazla birim başına artıran bir Türkiye'nin olduğunu görüyoruz. Bunu aynı ciddiyetle ve hızla da artırmak istiyoruz. Burada da sürdürülebilir kalmak istiyoruz.
Bunun için hastane sayılarını, yatak sayımızı artırıyoruz. Yoğun bakım yatak sayımız artan bir durumda. Hekim sayımızın arttığı ama henüz yeterli seviyede sağlık personelimizin olmadığı bir ortamdayız, bunun da farkındayız. Onun için de bu yıl başka bir şey yaptık. Yılın başında verdiğimiz ve bütün alanları kapsayan sağlık personeli istihdamına ilave olarak 85 bin daha ilave personel alımını karar verdiğimiz bir Türkiye'den bahsediyoruz. 1 yıl içerisinde yaklaşık 125 bin kişiden bahsediyoruz.
Sağlık hizmetlerinde bu bizim beşeri sermayemizdir. Hangi sistemi kurarsak kuralım, hangi teknolojileri geliştirirsek geliştirelim, istediğimiz kadar son teknoloji buraya getirelim eğer elimizde yeterli beşeri sermaye yoksa insan kalitesi yoksa yapabileceğimiz bir şey yok. Hangi sistemi kurarsanız kurun, o sistemi çalıştıracak insan unsurudur" diye konuştu.