Antalya'nın ilk salgın hastanelerinden Kepez'de sağlık çalışanları, Kovid-19 hastalarının sağlığına kavuşması için 2 yıldır ilk günkü azimle görevlerini sürdürüyor.
Son varyantlarla yükselen vaka oranlarıyla iş yükü de artan sağlık ekibi, özellikle aşısız ya da eksik doz aşılı oldukları için durumları ağırlaşan hastaları titizlikle takip ediyor.
Tulum, önlük, üst üste taktıkları maskeler, gözlük ve siperlikle tedbir alarak çalışan ekip, hastaların nefes alması için mücadele ederken kendileri de nefessiz kalıyor.
Sağlık personeli, entübe edilen veya oksijen cihazına bağlı tedavisi süren hastaların temizliğinden beslenmesine her ihtiyacını karşılıyor.
AA ekibi, özellikle son haftalarda vaka sayılarındaki artışın ardından yoğun bakımda süren mücadeleyi görüntüledi.
Aşılı olmayanlar daha zor atlatıyor
İl Sağlık Müdürü İsmail Başıbüyük, havanın soğumasıyla kapalı ortamlarda geçirilen sürenin arttığını, bunun da vaka oranlarını etkilediğini söyledi.
Aşı, maske, mesafe ve hijyenin salgınla mücadele en önemli silah olduğunu hatırlatan Başıbüyük, "Filyasyon, aşılama, servis, yoğun bakım ve vaka durumlarını günlük takip ederek ek tedbirler alıyoruz." dedi.
Kepez Devlet Hastanesi Kovid-19 Koordinatörü ve göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Ayhan Varol da varyantların hasta sayılarını bir anda arttırabildiğini anlattı.
Yoğun bakıma yatışlarda yaşın düştüğünü vurgulayan Varol, şunları kaydetti:
"20 yaşında entübe olan hastalarımız oluyor. Aşısız ya da eksik aşılı olanların akciğer tutulumlarının daha fazla olduğunu gözlemliyoruz. İyileşmeleri biraz zor oluyor. Virüsün akciğeri tutmasından dolayı ileride akciğer sertleşmesi görülebiliyor. Aşısız ya da eksik aşılı olanların hastaneye veya yoğun bakıma yatışı daha fazla. Aşısı olmayan hastaların hem tedavisi daha uzun sürüyor hem de daha fazla ilaç vermek zorunda kalıyoruz."
"Parmağını kıpırdatacak halleri olmuyor"
Kovid-19 yoğun bakım sorumlu hemşiresi Elis Genç de vakaların artmasıyla hastanelerdeki yoğunluğun da arttığına dikkati çekti.
Hastaların solunum güçlüğünden dolayı yemek yiyemediğini, suyunu dahi içecek güç bulamadığını dile getiren Genç, şöyle konuştu:
"Hastaların her şeyiyle biz ilgileniyoruz. Yutacak eforları olmuyor, mamayla beslemek zorunda kalıyoruz. Parmağını kıpırdatacak halleri olmuyor. Sularını biz içiriyoruz. Yoğun bakımdaki tüm hastalarla bebek gibi ilgileniyoruz. Vücutlarında yaralar oluşmasın diye özen gösteriyoruz. Konuşabilen hastaların ailelerine video çekerek, merak etmemeleri için gönderiyoruz. Çok üzüldüğümüz vakalar oluyor. O kadar çok solunum güçlüğü çekiyorlar ki 'Artık beni uyutun' diyen 32 yaşında hastalarla karşılaşıyoruz. Üst üste üç maske takıyoruz, koruyucu tulum ve önlüklerin içinde kan ter içinde kalıyoruz."
Yoğun bakım birimi koordinatörü Halil İbrahim Karaçar da varyantların daha ağır seyrettiğini, ekip olarak özveri, merhamet ve vicdanlarıyla çalışmayı sürdürdüklerini ifade etti.