Prof. Dr. H. Ege Özgentaş
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi
İnsanların toplu halde yaşamaya başladıkları ilk dönemlerden itibaren “güzellik” en çok istenilen ve değer verilen kavram olmuştur. Bu gerçek günümüzde de geçerlidir. Genellikle “güzel” olanlar olmayanlardan daha ayrıcalıklı bir konumda olmuşlardır. Kendilerini “güzel” bulmayanlar ise bir şekilde “güzellik” sahibi olmaya çalışmışlardır. “Güzel” olma arayışı kozmetik ve moda endüstrisini orta çıkartmıştır. Ancak moda ve kozmetik endüstrisi vücut yapılarının anatomisi (doğuştan gelen şekli) üzerinde yeterli değişiklik yapamamaktadır. Tıpta cerrahi çok eski çağlardan beri yalnız hastalıkların tedavisinde değil kozmetik amaçlar için de kullanılmakta idi. Son 100 yıl içinde tıbbın ve özellikle cerrahinin gençleşme ve güzelleşme amaçlı olarak kullanımı yaygınlaşmaktadır. Estetik Cerrahi yaptığı başarılı tedavilerle dünyada kendini kanıtlamıştır. Ancak yasal olarak “Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi” uzmanlarının kullanabileceği “Estetik Cerrah” tanımı son yıllarda böyle bir eğitimi ve diploması olmayan pek çok hekim tarafında yasa dışı olarak kullanılmakta ve tüm çabalara rağmen tam olarak önlenememektedir. Cerrahi masraflı ve yetenek isteyen bir işlemdir. Kendine göre riskleri vardır ve insanlarda anestezi (narkoz), ameliyat kelimeleri az da olsa bir korku yaratmaktadır. Bu korku “neştersiz ameliyat”, “ameliyatsız güzelleşme”, “narkozsuz kansız estetik”, “çalışanların yemek tatilinde ameliyat olarak işine güzelleşmiş şekilde geri dönmesi” gibi çekici isimleri olan işlemlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu isimlerle tanıtılan güzelleştirme işlemlerinin bir kısmı gerçekten bilimsel olarak var olabilir. Ancak önemli bir kısmı gerçekte “estetik cerrah” olmayan fakat kendini böyle tanıtan kişiler tarafından ortaya atılmış, riski nispeten az ancak geçerliliği bilimsel olarak kanıtlanmamış işlemlerdir. Genellikle ortaya çıkartılma nedenleri insanların gençleşme ve güzelleşmeye olan zaaflarından yararlanarak haksız kazanç elde etme arzusudur. Bu tip reklam ağırlıklı girişimleri biraz açalım:
Lipoşeyping (liposhaping): Liposakşın (liposuction) yani yağların vakum ile alınması estetik cerrahinin en popüler ve en başarılı girişimlerinden biridir. Ancak uzmanlık gerektirir ve kesinlikle hastane ortamında ve ameliyathanede yapılması gereklidir. Apartman dairelerinde hizmet veren ve bu olanaklara sahip olmayan bazı güzellik ve/veya estetik merkezlerinde hastalara “Liposakşın ağır ve teklikeli bir operasyondur, biz onun yerine daha güvenli olan lipoşeyping yapıyoruz. İşlemden sonra yürüyerek evinize gidiyorsunuz ve ayni sonucu alıyoruz” şeklinde yanlış bilgiler verilmektedir. Yağların vakum ile alınması işlemi alınan yağ miktarı ile orantılı risk taşır. Çok az miktarda yağ alınacak ise (gıdı bölgesi veya diz içleri gibi) işlem lokal anestezi ile ve ayaktan yapılabilir ve hasta işlemden sonra yürüyerek evine gidebilir. Ancak bel, karın, basenler ve kalçalar gibi daha geniş alanlarda önemli miktarlarda yağ alınacak ise ayni şeyler söylenemez. Ayrıca yağların vakum ile alınması işlemi alınan yağ miktarı ne olursa olsun bir ameliyattır. Bu ameliyata bazı uydurma isimler vererek hastaların kafasını karıştırmak ve yapılan işlemin ciddiyetini azaltmaya çalışmak hatadır.
Lipoliz: Son yıllarda bazı ilaçların enjekte edildikleri bölgelerde yağları erittikleri saptanmış ve buradan hareket ile vücuttaki istenmeyen yağları deri altına enjeksiyonlar yaparak eritme fikri ortaya atılmıştır. İlk bakışta cazip görünen bu fikir özel bir yetenek istemediğinden pek çok kişi tarafından hemen benimsenmiş ve hastalara ameliyatsız, bıçaksız, anestezisiz, hastane gereksinimi olmadan ayaktan yapılan enjeksiyonlar ile yağlardan kurtulma garantisi veya umudu verilmeye başlanmıştır. Başka amaç için kullanılırken yağları erittiği tesadüfen anlaşılan bu tür ilaçların amacı dışında ve tavsiye edilen dozların çok üzerindeki dozlarda kullanılması son derece tehlikelidir çünkü yüksek dozlardaki etkileri araştırılmamıştır. Burada insanlar kobay olarak kullanılmakta ve yanlış bilgilendirilmektedir. Ayrıca bizlere (estetik cerrahi uzmanlarına) başka yerde gördükleri bu tedaviden sonra mutlu olmadıkları için başvuran hastalardaki ciddi sekeller (iltihaplanma, deride düzensizlik gibi) anlatılan işlemin etkili ve güvenli olmadığını düşündürmektedir . Deneysel çalışmalarda kesin sonuçlar alınıncaya kadar insanlarda bu tür ilaçlar ile yağları eritmeye çalışmak güvenli, yasal ve etik değildir.
Kansız, bıçaksız ve ameliyatsız burun güzelleştirme: Estetik burun ameliyatı ortaya çıkardığı güzel sonuçlar ile popüler olmuş bir işlemdir. Ancak sosyal bir bedeli vardır. Yapılan işlemin ciddiyetine göre operasyon sonrası iki haftaya kadar devam eden göz çevresi morluğu ve yüzde belirgin şişlik olabilir, burun sırtına alçı ve/veya bandaj koymak gerekebilir. Bazı kuruluş veya kişiler bu istenmeyen durumların hiçbiri olmaksızın burun şeklini değiştirebildikleri izlenimi veren reklamlar yapmaktadırlar. Bunlara aldanmamak gerekir. Burun ucunu biraz kaldırmak için botox (kası felç eden zehir) enjekte edilebilir ancak etkisi sınırlıdır ve birkaç ay içinde tamamen kaybolur. Gene burun ucunu kaldırmak için burun kökünden iğne ile deri altına girilerek burun ucu iplik ile geriye çekilerek asılabilir. Bu işlem başlangıçta sınırlı yarar sağlar fakat etkinin ne kadar süreceği bilinmez. Yani kalıcı bir çözüm sağlamayabilir. Burun sırtı derisi altına dolgu maddeleri (hyaluronik asit ve benzerleri) verilerek ufak tefek düzensizlikler giderilebilirse de genellikle uzun dönemde kalıcı çözüm sağlamaz. Yukarıda anlatılanların hiçbiri tek başına istenilen bir burun görüntüsü elde etmek için yeterli değildir.
Bilgisayar Yardımı ile Ameliyat Yapmak: Hızla gelişen teknolojiler ameliyat öncesi resimler üzerinde ölçümler ve değişiklikler yaparak ameliyattan sonra ortaya çıkacak olası sonuç hakkında görsel bir fikir verebilmektedirler. Bu teknolojileri istismar eden kişiler sanki operasyonları bilgisayar yapıyor ve sonuçta istenilen şekle %100 garantili olarak ulaşılabiliyor izlenimi verecek reklamlar yapmaktadırlar. Buna inanan bazı hastalar ellerinde bilgisayar programı ile hazırlanmış bir fotoğraf ile gelerek “Filanca doktor benim burnumu böyle yapacak. Siz de bana kendi ameliyatınızın sonucunu gösterecek bir fotoğraf verebilir misiniz? “ şeklinde sorular sormaktadırlar. Pahallı teknolojiler satın almak ameliyat planlamasında yardımcı olabilirse de iyi sonuçlar alınacağını garanti etmez. Estetik ameliyatlar bir sanattır ve sonuçta bilgisayarlar ile değil eğitimli cerrahların ellerinin hüneri ile yapılmaktadırlar.
Yemek Molası Ameliyatları: Özellikle yüz ve yanak germe işlemi için balık kılçığı şeklindeki tek yöne hareket edebilen ameliyat ipliklerinin lokal anestezi altında uzun iğneler ile yanak derisi altına yerleştirilmesi ve daha sonra bunların gerilmesi ile bıçak kullanmadan, kesi yapmadan kansız bir şekilde yüz germe yapılabileceği görüşü ortaya atılmıştır. Bu ürünleri pazarlayan firmalar ve kullanan bazı hekimler tarafından hazırlanan övücü açıklamalar ve reklamlar toplumda bu işlemlere sempati ile bakan bir ortam oluşturmuştur. Potansiyel hastalara “çalışıyorsanız işyerinizden izin almadan yemek molasında yüzünüzü gerdirip mola bitiminde yeni görüntünüz ile işinize devam edebilirsiniz” şeklinde kandırıcı mesajlar verilmiştir. Piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra bu ürünlerin ve bunları kullanarak yapılan işlemlerin anlatıldığı kadar yararlı olmadığı hatta bazılarının zararlı olabileceği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak reklam müessesesi her sektörde olduğu gibi sağlık sektöründe de giderek artan oranda kullanılmaktadır. Özellikle estetik cerrahi konusundaki reklam veya haberlere belli bir mesafe ile yaklaşmakta yarar vardır. Bir ameliyat veya tedaviye karar vermeden önce seçeceğiniz hekimin gerçekten hekim olup olmadığını, ilgili konuda uzmanlığı olup olmadığını dikkatlice araştırınız ve tıp fakültesi diplomasını ve uzmanlık belgesini bizzat gözünüz ile görmek istediğinizi belirtiniz. Yabancı dilde yazılmış gösterişli mühür ve imzaları olan renkli kağıtların geçerli bir uzmanlık belgesi olmama olasılığını göz ardı etmeyiniz.
Sağlıklı günler dileğimle.
Prof. Dr. Ege Özgentaş kimdir:
1975 yılında Hacettepe Tıp Fakültesini bitirdikten sonra 1981 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalından uzman olarak ayrılmıştır. 1985 yılında Doçent olmuştur. 1991-1993 yılları arasında Amerika’da Baylor Collage of Medicine Plastik Cerrahi Bölümünde çalışmış, daha sonra Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalının kuruluşunu yapmıştır. 1996 yılında burada profesör olmuştur. Halen Başkent Üniversitesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nde Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Profesörü olarak çalışmaktadır.