İstanbul Sağlık Müdürlüğü ve Hayata Bağış Derneği, hayatını kaybedip organları bağışlananlar (donör) için Sultanahmet Camii'nde mevlit organizasyonu gerçekleştirdi. İkindi namazının ardından başlayan dualara vatandaşlar da katıldı. Programın mimarlarından İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, 2001 yılından 2013 yılına kadar 547 can bağışlandığını söyledi.
Dokucu mevlit programı hakkında da şunları söyledi: "İstanbul Sağlık Müdürlüğü olarak 2001 yılından beri organlarını bağışlayan insanların işlerini bürokratik planda hep yaptık. 2001 yılında başladık o yıl 12 adet bağışımız olmuştu. Yıllar içerisinde artış göstermiştir. 2013 yılı itibari ile 547 can bağışlanmıştır. Bağışlanan bu canların her birisinin arkada bir hikayesi var. Yaşadıkları bir hayat var. Bu canlar bir talihsizlik sonucunda beyin ölümleri var. Sonuç olarak aileleri ve kendilerinin isteği ile uygun bir şekilde organların bir başka insana can vermesi suretiyle bağışlanması söz konusudur. Şimdi biz bunlara baktığımız zaman açıkçası işin bürokratik kısmından arındırdığımızda yaşanan bu hayatlar ve kendi hayatlarını başka bir hayata, bir anlamda bahşetmenin getirdiği bir duygu açıkçası bizleri düşündürdü. Bizler de İstanbul Sağlık Müdürlüğü olarak ve Hayata Bağış Derneği olarak bu güzel ayda, acaba bu ruhlar için onlara bir şeyler yapabilir miyiz diye düşündük. Onların ruhlarını rahmetle anıp, onları ve ailelerini bu olaydan bir şekilde haberdar edebilir miyiz diye düşündük. Bu duygularla çıkmış bir olay. Mevlit yapma düşüncesini o güzel ailelerimize söylediğimizde bize güzel dönüşler oldu. Biz de bu duygular ile Sultanahmet Camii’nde bir program düzenleyelim dedik. İnşallah ikindi namazından sonra bir mevlit okuyacağız. Dualarımızı edeceğiz. Fatihalarımızı göndereceğiz. Ümit ediyorum onların ruhları huzur içerisindedir. Biz kendilerine rahmet diliyoruz. Ailelerine teşekkür ve minnetlerimizi ifade etmek istiyoruz."
"SİSTEMİMİZİN TEMEL DAYANAĞI KADAVRA ORGANLARIDIR"
Organ nakli işleminin organizasyonundan bahseden İstanbul Organ Nakli Bölge Koordinatörü Ali Demirel, sistemin temel dayanağının kadavra organları olduğunu söyledi. Demirel sistemin içeriği hakkında şunları söyledi: "Sistemimizin temel dayanağı kadavra organlarıdır. Yoğun bakım şartlarında beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin aileleri tarafından organlarının bağışlanmasıdır. Biz işte bu aşamada devreye giriyoruz. Biz ve hastanelerimizdeki organ nakli koordinatörleri devreye giriyor. Arkadaşlarımız aileler ile konuşup organ bağışına gönüllü olup olmadıklarını soruyor. Eğer olumlu yanıt alırsak bu olumlu yanıtın neticesine uygun alıcılara organların ulaştırılması ve her türlü organizasyonun gerçekleştirilmesi bize ait oluyor."
"ORGAN NAKLİ SIRASINDA UNUTMADIĞIM ÇOK ANIM OLDU"
İstanbul Organ Nakli Bölge Koordinatörü Ali Demirel, organ nakli sırasında unutamadığı çok anısının olduğunu dile getirdi. Demirel unutamadığı bir anısını şöyle paylaştı: "Bu işlerle ilgilenirken unutamadığım anılarım da oldu. Türkiye’de çok sayıda ilkleri de yaşadık. İlk nakilleri de gerçekleştirdik. Bir gecede 4 tane kadavra donörün organizasyonunu yaptığımız zamanlar oldu. Böbrek hastası bir baba, oğlunun organlarını bağışladı. Oğlunun böbreklerinden birinin kendisine bağışlanmasını istedi. Biz de değerlendirmeleri yaptık. Maalesef oğlunun böbreği ona kan grubu olarak uymadı. Fakat aynı gece başka bir hastanede hiç tanımadığı bir donörün böbreği babaya uyum sağladı."
"EN ÇOK TALEP EDİLEN ORGAN BÖBREK"
Organ ihtiyacı sırasında en çok talep edilen organın böbrek olduğunu söyleyen Koordinatör Demirel böbrek ihtiyacı hakkında şu bilgileri verdi: "En çok talep edilen organ böbrek. Diyaliz bekleme süreleri var böbrek hastalarının. Kalp, akciğer ve karaciğer hastalarının bir bekleme süreleri yok. Aynı zamanda bir insanda iki böbrek olduğu için daha fazla temin edilen organ böbrek oluyor. Diğer organlar daha hassas ve süreleri daha kısıtlı olduğu için en fazla böbrek nakli yapılmakta. Fakat en fazla ihtiyaç duyduğumuz organlar ise bütün organlar diye bilirim. Karaciğer, kalp, akciğer gibi organlar kadavradan mutlaka beklediğimiz organlardır. Bu organların canlıdan nakilleri olmamaktadır."
Donörler için okunan mevlide katılan vatandaş Şukufe Temizel, organ nakli konusunda korkuları olduğunu, fakat bu işlemin doğru bir şey olduğunu düşündüğünü söyledi. Temizel, "Bizler ne olacağımızı biliyor muyuz? Biz de sonumuzun ne olacağını bilemeyiz. Bir yandan da korkuyorum. Öldükten sonra organlarımı alacaklar mı bilmiyorum. Garip geliyor. Evlatlarımdan biri rahatsızlansa canlıyken bile organımı veririm. Ama düşünüyorum da öldükten sonra toprakta çürüyeceğine ben de aslında organlarımı bağışlarım." ifadelerini kullandı.