ÖSYM’nin verdiği sayısal verilere göre, İlkbahar YDS 2013 ortalaması İngilizce’de, 100 üzerinden 30 olmuş. Böyle bir tablo, akademik camiamızın zeka ve bilgi seviyesini yansıtabilir mi?Zorluk derecesi bu kadar abartılmış, sürenin ise 30 dk kısaltılmış olduğu zorlaştırılmış sınavlarda, ancak yabancı dil ile fakülteleri okumuş, hayatını dile adamış olan insanlar, konuyu bu kadar hızlı kavrayabilir, kelimeler arasındaki benzerlik ve farklılıklarını ayırt etmek hususunda mantık ayrımını daha hızlı kurabilir. (Kaldı ki sınava giren arkadaşlardan 19 yıldır Almanya’da kalan, Almanca’yı anadilden farksız konuşan, Üniversite’de İngilizce ders anlatıp da YDS ‘den geçemeyenler bile var).
Hayatı boyunca farklı alanlarda uzmanlaşmış, daha çok kendi alanıyla ilgili mesleki terimlerle karşılaşmış meslek gruplarına, kendi alanı dışında (felsefe, tarih vb) kelime ve konu içeriğinin tamamen farklı olduğu alanlardan İngilizcenin ayrıntılarına kadar sorulması, bu meslek gruplarının yabancı dil seviyesini ne derece ölçebilir? Bu arada şu soru aklımıza geliyor: Bilim mi daha önemli? Yoksa yabancı dil mi? Şu anda yabancı dil, bilimden kat be kat daha önemli hale getirilmiş. Bilimsel araştırma, makale yazma işlemlerimizi askıya almış durumdayız. Varsa yoksa yabancı dil üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Uzun yıllar çalışıp da geçemeyen birçok akademisyen arkadaşımız da bulunmaktadır. Bu kadar ileri düzey yabancı dil, eğitim sistemimizde öğretiliyor mu ki bizden isteniliyor? Veya şimdiye kadar bize ingilizce öğreten öğretmenlerimizi, işi İngilizce olan, hocalarımızı bu sınava tabi tutsunlar bakalım kaç puan alacaklar? Kaldı ki ben tıp doktoruyum, uluslararası bilimsel toplantılarda mesleğimizle ilgili İngilizce gerekmektedir. Yani bilimsel toplantılarda, Rönesans ile ilgili, 1. Dünya müttefikleriyle ilgili veya sera gazlarıyla ilgili benden kimse bir şey sormuyor ve ben de bir şey söyleme ihtiyacı hissetmiyorum. Ben, YDS sınavında sadece mesleğimle ilgili soruların sorulmasını istiyorum. Dolayısıyla YDS'nin, soru kitapçıkları tamamen birbirinden farklı (ortak soru olmayacak şekilde) YDS sağlık , YDS fen ve YDS sosyal şeklinde yapılmasını istiyorum.
ÖSYM’nin verilerine göre, aşağıdaki tabloda 2005 yılından itibaren yapılanİngilizceKPDS ve ÜDS sağlık bilimleri sınav sonuçlarına ilişkin sayısal bilgiler verilmiştir. Tablodan da açıkça görüldüğü gibi 2005 yılında 47-59 arasında seyreden KPDS ve ÜDS ortalamalarının 2011 yılına gelindiğinde 37’lere düştüğü, Bahar 2013 YDS’iledibe vurduğu görülüyor.
Tablo: İngilizce KPDS ve ÜDS Sağlık Bilimleri Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler
Yıllar |
KPDS Ortalama |
ÜDS Ortalama |
YDS |
|
2005 |
I |
57.58 |
48.91 |
-- |
II |
55.47 |
58.94 |
-- |
|
2006 |
I |
53.84 |
52.01 |
-- |
II |
59.39 |
55.58 |
-- |
|
2007 |
I |
52.90 |
58.85 |
-- |
II |
50.79 |
54.70 |
-- |
|
2008 |
I |
56,24 |
70,78 |
-- |
II |
57,81 |
55,88 |
-- |
|
2009 |
I |
54,85 |
52,37 |
-- |
II |
56,30 |
49,46 |
-- |
|
2010 |
I |
54,28 |
48,92 |
-- |
II |
-- |
-- |
-- |
|
2011 |
I |
41.62 |
48,85 |
-- |
II |
39.48 |
47.00 |
-- |
|
2012 |
I |
43,62 |
39.13 |
-- |
II |
37,06 |
|
-- |
|
2013 |
I |
|
|
30,46 |
II |
|
|
|
Böyle devam ederse değişik meslek gruplarından YDS’ye girenler bu sınavı geçemeyecek, uzmanlık ve akademisyenlik sınavına girme hakkı elde edemeyecek ve istedikleri alanda uzman olamayacaklar (Bu insanların çoğu, okuduğu lisenin dereceye giren öğrencileri).
Zaten YDS sayesinde Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) giren tıp doktorları arasında da kesinlikle fırsat eşitsizliği meydana getirilmiştir. YDS aşırı derecede zorlaştırılıp sınav süresi norm dışı ileri derecede kısaltılınca aldığım duyumlara göre TUS’a giren doktorların yaklaşık % 70’inin 50 puan alamayıp TUS bilim sınavına girme hakkını kaybetmişler. Tıp biliminde dereceye girebilecek düzeydeki hekimler, YDS‘ye takılıp TUS bilim sınavına girememişler; yabancı dil düzeyi ileri düzeyde olan, ancak bilim seviyesi kötü veya vasat olan hekimler ise istedikleri uzmanlık dallarını, yapılan fırsat eşitsizliği yüzünden kazanabilmişlerdir. Böyle devam ederse sadece dili iyi ama meslek alanlarında başarılı olmayanlar uzman ve akademisyen yapılacak, uzun dönemde olumsuzluklar mutlaka ortaya çıkacaktır.
Ülkemizde yeni üniversiteler kurulmakta ve doğal olarak akademisyen ihtiyacı hızla artmaktadır. Genellikle batıdaki büyük üniversiteler, Anadolu’da bulunan üniversitelerden öğretim üyesi çekmekte ve Anadolu’daki üniversitelerde, öğretim üye sayıları gittikçe azalmaktadır. Yabancı dil sınavının aşrı zorluğundan dolayı doçentliğini alan öğretim üyesi sayısı yeterli olmamakta, dolayısıyla yeterli sayıda asistan alınamamakta, açılan asistan kadrolarına da yeterince asistan gelmemekte, böylece bir üniversite hastanesi doğal olarak vatandaşlara yeterli hizmet verememektedir. Bu durum üniversitelerde yetişen öğrencilerin yetersiz eğitim almasına da sebep olabilmektedir.
Değişik meslek gruplarının (Akademisyen, doktorlar, mühendis, pisikolog ve sosyolog vb) alanları ile ilgili yabancı dil sınavlarından başarılı olma şansları varken, YDS ile birlikte başarılı olma şansları azaltılmıştır. Bu meslek grupları kendi dalıyla ilgili İngilizce kaynakları okuyup anlayabilmeli, yazabilmeli ve bir konferansta sunusunu yapabilmeli. Yabancı dil seviyelerinin, mesleki terimlerin yer aldığı, kelimelere daha aşina olunduğu, kendi alanıyla ilgili sınavlarla ölçülmesi daha doğru olacaktır. Bu nedenle YDS’nin 1 Eylül’de yapılacak sınav dahil olmak üzere, her bir alanda ortak soru olmayacak şekilde YDS Sağlık, YDS Fen ve YDS Sosyal sınavları şeklinde yapılmasını istiyorum.
Okuma hızı ve yorumlama yetenekleri açısından, en hızlı olana göre sürenin belirlenmesi, sınava katılan birçok kişiyi başarısız duruma düşürmüştür. ilkbahar 2013 YDS bireysel farklılıklar düşünülmeden, tek tipleştirme mantığı ile hazırlanmış bir sınav oldu. Sınav zamanı kısaltılmış, sorular da birbirine çok yakın şıklardan oluşmuştu. Ancak çok iyi bilenlerin tereddütsüz yapabilecekleri bir sınavdı. Türkiye’de verilen İngilizce eğitimini ölçmekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sınav yapıldı. Bu kadar çok çeldiricilerin olduğu sınavda, en doğruyu bulabilmek için kesinlikle yeterli zaman yoktu.
Akademisyenlikte istediğin kadar yayının, kitabın ve enerjin olsun, yabancı dilde takıldın mı yıllarca enerjini buraya sarf etmen gerekiyor. Bilimsel yayınlarını doçentliğe yetecek kadar tamamlamış doçent adaylarından, yabancı dilden 65 puanı alamadığı için doçentliğe başvurusunu yapamayanlar var. Yazık değil mi bu milletin evlatlarına, yazık değil mi bu Ülkeye, yıllardır bu insanlar, mesailerini bir tek yabancı dilden geçmeye harcıyor, yıllarca hiç bir şey üretemiyor, laboratuvara giremiyor, proje yapamıyor. YDS sınavında zorluk ikiye katlandı, süre ise 30 dk kısaltıldı. Üstelik yılda 4 tane olan sınav hakkı 2 ye düşürüldü.
Ayrıca ülkemiz sadece Ankara, İstanbul, İzmir’den ibaret değil. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde gidilebilecek çok ileri düzeyde İngilizce veren kurslar yok denecek kadar az. Çoğu akademisyen büyük şehirlerdeki kurslara (eğitim öğretim döneminde eleman yetersizliğinden kesinlikle izin alınamıyor) gidiyor. İçine itildiğimiz duruma bakın. Bizlere yazık, Anadolu insanına yazık, memleketimize yazık değil mi?
Birçok meslekte insanlar sadece yıllarının dolmasını bekleyip terfi alıyorken, akademisyenler, bilimsel araştırma ve makale yazmadan kesinlikle ilerleyemiyor. Bilim sadece ingilizce bilmek mi? Belki de birçok akademisyenin, Ülkesi için bilimsel olarak yapabileceği çok şey varken yapamıyor. İngilizce buna izin vermiyor, kime ve neye hizmet için bunlar yapılıyor? Bu sistem, sadece İngilizce Kurs sahiplerine para kazandırıyor, bize de zaman kaybettiriyor. Bu durum, bizden başka, ancak sömürge altındaki ülkelerde görülebilmektedir. (Kuzey Afrika Ülkelerinin Fransız sömürgesi altında kaldıkları gibi).
Ayrıca aday sınava gelirken yanına bir şey alamıyor. Arabayla gitse anahtarı içeri alınmıyor, arabasız gitse otobüs parasını yanında bulunduramıyor, yalnız sınav stresi değil sınava gidip gelme stresi bile dağlar kadar.
Bir başka sorun ise, birden fazla amaç için yapılan sınavın tek sınava (YDS’ye) indirgenmesidir. Sınavlar kategorize edilmeli, amaca göre ayrılmalı kişi nerede kullanacaksa sınavın içerik ve düzeyi ona göre belirlenmelidir. Örneğin, lise mezunu bir memur ile yayınlarını tamamlamış bir doçent adayı aynı sınavda değerlendirilmemelidir.
YDS Doçentler için bir eleme sınavı değildir, hele hele hız ölçme sınavı hiç değildir! Sadece görevde yükselme sınavıdır. Yani sınava girenler birbirleriyle yarışmıyorlar, görevde yükselmek, Doçent olmak ya da üniversitelerde yüksek lisans, doktora yapmak için sınava giriyorlar. Akademisyenlerden, kimisi okuduğunu hemen anlar, kimisi ayrıntılarıyla birlikte ikinci kez okumaya ihtiyaç duyar, kimisi hızlı okur, kimisi yavaş okur. Kişiyi şu kadar süre içinde anlayacaksın, yorumlayacaksın, çözeceksin diye zorlamanın anlamı var mı?
Memuru, memur adayını, akademisyeni, doçent adayını, öğrenciyi aynı kefeye koyup sınav yapılırsa hiç bir şey ölçülemez, süreyi 30 dk kısaltarak ancak hız ölçersiniz, bilgiyi ölçemezsiniz.
İnsanlar bu sınava aşağıdaki amaçlar için girmektedirler:
1- Lisansüstü eğitim, denklik, atanma işlemleri ile doçent adayları ile doktora ve sanatta yeterlik çalışmasına başvuracak adayların yabancı dil koşulunu sağlamak için.
2- Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) sonuçları ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS)’na girebilmek için.
3- Kamu Personel Seçme Sınavında (2013-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik) ve daha sonraki yıllarda lisans düzeyinde yapılacak KPSS’lerde kullanılmak üzere.
4- İlgili kurumlar tarafından; öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolarına naklen veya açıktan yapılan her türlü atama için; yabancı dil okutmanı başvuruları için; yurt dışında bir yükseköğretim programını bitirenlerin diploma denklik işlemleri için; yüksek lisans programlarına giriş için.
5- Kamuda dil tazminatı alabilmek için.
Kamu Personelinin Yabancı Dil Bilgisi Seviyesinin Tespitine Dair Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelikte, YDS’nin genel olarak ingilizce bilgisini ölçmeye yönelik bir sınav olduğu, ÖSYM’nin tanımında yer almaktadır. Zamanın 30 dk kısaltılması, kişilerin bildiklerini heyecandan unutmasına, ya da aceleyle hata yapmasına sebep olmaktadır. Kısaca sınav, bilgiyi ölçmekten çok, soruyu kavrama, yorumlama ve çözme hızını ölçmektedir.
Tüm bu açıklamalarda sonra;
1. Şu andaki sınav şekline göre sürenin en az 1 saat uzatılması (210 dakika)
2. Aralarında ortak soru olmayacak şekilde YDS Sağlık, YDS Fen, YDS Sosyal gruplarının tekrar oluşturulması
3. Doçentlik dil sınavının müstakil bir sınav olarak ayrılması
4. Sınavın yılda 4 kez yapılması hususunda gereğini arz ederim.
Y.Doç.Dr.Mehmet ASOĞLU
Harran Üni.Tıp Fak.Psikiyatri A.D.