Ailesinin sorumlular aleyhine açtığı dava sonunda mahkeme, Adli Tıp raporunda olayın sorumlusu olarak gösterilen doktora 4 bin 800 lira para cezası verince Tuna ve ailesi ikinci kez yıkıldı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Kamine Teknikerliği Bölümünü bitiren Celal Tuna, 2007 yılının kasım ayında vatani görevini yapmak için Manisa Kırkağaç 6. Komanda Eğitim Alayı'na gitti. Burada 90 gün acemi eğitimi alan Tuna, daha sonra askerliğinin kalan kısmını tamamlamak üzere komando alarak Muş Malazgirt İlçe Jandarma Komutanlığı'na gitti. Tuna, burada bölücü terör örgütü PKK'lı teröristlerle sayısız kez çatışmaya girdi. Askerliğinin bitmesine 45 gün kala burnunda bir problem oluştu. Revire çıkan Tuna'ya doktorlar Malazgirt Devlet Hastanesi'ne gönderdi. Tuna'yı burada muayene eden Kulak Burun Bogaz (KKK) uzmanı Ö.T. isimli doktor burnunda kemik büyümesi olduğunu ameliyat olması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Tuna, Malazgirt Devlet Hastanesi'nde 2 Ocak 2009'da ameliyat oldu. Ancak ameliyattan sonra komaya giren Tuna 9 gün uyanamadı. Ameliyattan 9 gün sonra sadece gözlerini açabilen Tuna, 21 gün makineye bağlı olarak yaşam mücadelesi verdi. Tuna, daha sonra Gülhane Askeri Tıp Akademesi'ne (GATA) sevk edildi. GATA'da 4.5 ay kalan Tuna yürüme, konuşma ve hareket etme kabiliyetini kaybetti. Bunun üzerine ailesi, doktoru mahkemeye verdi. Malazgirt Sulh Ceza Mahkamesi'nde doktor ve anestezi uzmanı B.E.O. hakkında savcılık dava açtı. Mahkeme olayın üzerinden 4.5 yıl geçtikten sonra İstanbul Adli Tıp'tan gelen rapor doğrultusunda kararını verdi.
İstanbul Adli Tıp'ın 2011 yılında verdiği raporda, "anestezi uzmanı narkoz verirken risk araştırması yapılmamış ve değerlendirme formuna yazılmamış, narkoz çok yüksek verilmiş, ameliyattan sonra narkoz yüksek verilmesine rağmen hemen yatağa alınmayıp derleme odasında tutulması gerekirken 10 dakika tuttuğu anlaşılmış olup anestezi uzmanı Dr.Berna E.O.'nun eyleminin tıp kurallarına aykırı olduğuna oy birliğiyle karar verilmiştir" denildi. Ayrıca raporda Tuna'nın hatadan dolayı bitkisel hayata girdiği, iyileşmesinin mümkün olmadığı da belirtildi.
Son duruşmada sanık B.E.O. bölge gereği askerlerle yakın ilişki içinde olduklarını belirterek, "Askeri uyutmadan önce uzun uzun sohbet ettim ve daha sonra uyuttum. Ameliyat sırasında her şey normal seyrinde devam etti, uyandırılan hasta servise götürüldü. Serviste solunum güçlüğü çektiği belirtilen hastaya hemen müdahale ettim. Hemen hastanın yoğun bakımı daha iyi olan bir hastaneye sevk edilmesini sağlayarak Erzurum iline nakline karar verdik. 112 helikopteri beklerken hasta kendine gelmişti, sözel sorularıma cevap verir durumdaydı. Bu halde hasta Erzurum'a nakil edildi. Daha sonra öğrendiğime göre hasta ağırlaşmış ve kalıcı hasarlar oluşmuş. Bu hasarlar Erzurum'daki hastanede mi yoksa helikopterde mi oluştu bilmem. Adli tıp raporunda ameliyat öncesi hastanın kalsiyum değerlerinin yüksek olduğu belirtilmekte, muayenem sırasında hastamın bunu doğrulayacak ek rahatsızlık görmedim. Ameliyata engel olacak ya da hastayı riske sokacak bir durum olarak değerlendirmedim. Yine anastezi sırasında verdiğim ilaçların dozunun yüksek olduğu yönündeki değerlendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır. Bu konuda profesörlerden oluşacak bir kuruldan alınacak raporla durumun ortaya çıkacağı kanısındayım. Ben ameliyat sonrası hastada kalıcı hasar kalmasından son derece üzgünüm, ayrıca bu kişinin asker olması üzüntümü daha da artırdı. Kusurum olmamakla birlikte hastanın yakınlarına elimden gelen desteği yapmaya hazırım. Olayda hiçbir kusurum yoktur. Hastaya yaptığım tüm müdahaleler uygun bir şekilde yürütülmüştür. Buna rağmen öngörülmeyen komplikasyonlar geliştiyse onu bilemem, üzerime atılan bütün suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum beraatimi istiyorum" dedi.
Mahkeme bunun üzerine İstanbul Adli Tıp Raporunu ve doktorun savunmasına inceleyerek, anestezi uzmanı B.E.O.'ya "taksirle yaralamaya sebep olma, hastanın bitkisel hayata girmesine sebep" olma suçlarından 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme daha sonra bu cezayı 4 bin 800 lira para cezasına çevirirken bu para cezasını da 10 ay takside böldü.
"AİLE KARARA İSYAN ETT
İ"Anne Fatma Tuna (46), oğlu Celal Tuna'nın gururla askerliğini bitirmesini beklerken bir burun ameliyatından dolayı eve yatalak geldiğini belirterek, "4.5 yıl oldu bir ameliyat sonrası bu hale geldi. Oğlumu bu hale getiren elini kolunu sallayarak geziyor. Muş Malazgirt'te vatani görevini yaparken burun ameliyatı olmuştu. Burunda bir şey var mıydı bilmiyoruz, doktora gidiyor askerliğinin bitmesine 45 gün kala burnunda kemik büyümesi var ameliyat olman gerekiyor diyorlar, oğlumd a ameliyat oluyor ondan sonra bir daha ayağa kalkamıyor. Oğlumu biz askere böyle göndermedik sapa sağlam gönderdik. Bu çocuğu komanda olarak askere aldılar hata olsa alırlar mıydı. Engelli bir kişi askerlik yapabilir mi?" dedi.
Doktoru mahkemeye verdiklerini ancak çıkan sonucun bir anlamı olmadığına dikkat çeken anne Tuna şunları kaydetti:
"6 ay hapis cezası verdiler bunu da paraya çevirdiler. Benim oğlumun bedeli 4 bin lira mı?. Eğer bunu yapmanın bedeli 4 bin liraysa ben gideyim o doktoru bu hale getireyim, ben 6 ay yatmaya razıyım. Ben aylardır, haftalardır yıkıldım. Bugün mahkeme sonucu geldikten sonra ikinci bir kez daha yıkıldım. İçinde her şey yazıyor ihmallar zinciri yazıyor. Yargıtay'ın sonucunu bekleyeceğim bu çocuğu bu hale getirenlere düzgün bir ceza vermezlerse ondan sonra ben çaresine bakacağım. Ben bunun hakkını yedirmem, ben anne olarak bitmiş durumdayım. 4.5 yılın adı var, bir kanadından tutup da kaldıramıyorum. Ben o savcıya sesleniyorum acaba kendisinin çocuğuna bunu yapsalar bu cezaya razı gelir miydi?"
Baba Hazret Tuna ise verilen 6 ay hapis cezasının 4 bin 800 lira para cezasına çevrildiğinin altını çizerek, "Onu da 10 takside bölmüşler. Doktor hanımı rahatlatmak için. Adalet doktor hanıma işlemiş ona iyi bir adalet olmuş. Ama Celal Tuna ve ailesini adalet hiç görmemiş onu dipsiz bir kuyuya atmış adalet" diye konuştu.
Askerden bitkisel hayatta dönen Tuna'ya bir darbe de nişanlısında geldi. Askerden sonra evlilik hayallerini kuran Tuna, doktor hatasından dolayı bitkisel hayata girince nişanlası da terk etti.