Medimagazin logo

Doktor ve hemşireye dayak iddiası

Bursa'da, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi kardiyoloji yoğun bakım servisinde görevli doktor ve hemşirenin, hasta yakınlarının saldırısına uğradığı iddia edildi.
Doktor ve hemşireye dayak iddiası
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İki gün arayla gerçekleştiği belirtilen saldırıların ardından Tıp Fakültesi Hastanesi önünde eylem yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi üyeleri, saldırıyı gerçekleştirenler ve üniversite idaresi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Kardiyoloji yoğun bakım ünitesinin bulunduğu kattaki kapının 6 aydır bozuk olduğunu ve yaptırılmadığını ileri süren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şube Sekreteri Kadir Karslı, yapılan saldırıdan büyük üzüntü duyduklarını söyledi. 9 Ocak Pazar günü, steril olması gereken alana giren hasta yakınlarının görevli doktor ve sağlık hizmetlilerine saldırdığını öne süren Karslı, "Bu saldırı sonrasında doktor ve sağlık hizmetlileri değişik yerlerinden yaralanmıştır. Bundan bir gün sonra bozuk olan kapıdan içeri giren hasta yakınları, yoğun bakım hemşiresine saldırmışlardır. Arkadaşımıza yapılan saldırıya kısa sürede müdahale edilmiş ancak vücudunda morluklar ve çizikler oluşmuştur. Çalışanlarımız psikolojileri bozularak evlerine gönderilmiştir" ifadelerini kullandı. Karslı, sendika avukatları aracılığıyla hukuk mücadelesi başlatacaklarını sözlerine ekledi.

Alkışlarla yapılan protestonun ardından göstericiler hastanedeki görevlerinin başına döndü.

doktor
ve
hemşireye
dayak
iddiası
Yorum (6)
dr can
bu tür olaylarda adli süreci hemen başlatıp ilgililer hakkında en az 1 yıldan başlamak üzere sağlık kurumlarına sigortalı müracatları kesilmelidir.bununla ilgili mevzuat hazırlanmalı.yoksa herkes önüne geleni darp edecekse gücü gücü yetene olur ki buda kaos doğrur.kaoslu günlerde buluşmak dileğiyle....
0
Cevapla
drma
Yargıdaki iş yükü ile ilgili sorunlara yönelik çözüm önerilerim şu şekildedir: 1. Hukuk fakültelerini bitiren herkese mecburi hizmet getirilmelidir. Mezunlar hakimlik, savcılık görevlerini doğrudan yapmasalar bile dosyaları tasnifte, raporlamada ve benzeri konularda çalışarak adli süreci hızlandırabilirler. 2. Avukatlık stajı bittikten sonra da mutlaka mecburi hizmet yapılmalıdır. Hazine avukatı, kamu avukatı ihtiyacı da giderilmiş olur. Bazıları mecburi hizmette savcı ve hakim olarak ta görev yapabilir. 3. Hukuk fakültelerinde master doktora yapanlar bir daha mecburi hizmete gitmelidir. Yukardaki maddeler çok mu garip? Tıp fakültesini bitirince ayrı bir mecburi hizmet, üst ihtisas yapınca ayrı bir mecburi hizmet, yan dal ihtisası yapınca yine bir mecburi hizmet yapmak ne kadar doğalsa hukuk fakültesini bitirenler ve ilave eğitim alanlara da mecburi hizmet getirilmeli. Yargı üyeleri, sayımız yeterli değil demiyorlar mı? Bu uygulama adaletsiz olur diyorsanız mecburi hizmet ile ilgili kanunun reddi isteğiyle açılan davada anayasa mahkemesinin kamu yararı için eşitsizlik veya adaletsizlik yapılabilir gibi bir anlama gelen bir kararla iptal istemini reddetmesine ne demeli (gazete ve meslek kuruluşlarının duyurularından böyle bir karar olduğunu hatırlıyorum, anayasa mahkemesinin mecburi hizmet ile ilgili kararı nasıl bulunabilir bilmiyorum, bu kararı bulup benim bilgilerimi doğrulayabilir veya düzeltirseniz sevinirim). Şu anda adalet sisteminin ihtiyaçları ve sıkıntıları ortada, hukuk fakülteleri mezunlarına gelecek bir mecburi hizmette sayısız kamu yararı olduğunu düşünüyorum. 4. Adalet sistemine performans sistemi getirilebilir. Sağlık bakanlığının başarıyla uyguladığı bu sistem yargıda da uygulanırsa, hakimler bitirdikleri dosya üzerinden, kamu avukatları ve savcılar uygun bir performans sistemi ile ödeme yapılırsa işler hızlı ve verimli yürür. 5. Sağlık bakanlığı performans sistemi ile mesai dışı çalışmayı da teşvik etmiştir. Böylece doktorlar mesai dışında da performans almak için gönüllü ve seve seve çalışacak, ek kazanç sağlayacak, hizmetler daha etkili verilebilecektir. Aynı düzenleme yapılarak hakimlerin mesai dışı gönüllü olarak çalışmaya devam etmeleri sağlanacaktır. 6. Nasıl ki bir tıbbi hatada doktorların çok yoğundum, çok sayıda hasta bakarken hata yapmak kaçınılmaz şeklinde savunma yapmaları avukatlar ve mahkemeler tarafından geçerli bir mazeret olarak görülmüyorsa, aynı şekilde dosya sayısı fazla, yanlış karar alabiliyoruz, yetiştiremiyoruz mazeretinin arkasına saklanan yargı görevlileri cezalandırılmalıdır. 7. Davalılara kötü davranan, azarlayan, ileri tarihe gün atan, sert davranan, davalı haklarını ihlal eden adli görevlileri önlemek, cezalandırmak vb işlemler için davalı hakları kurulu oluşturulmalıdır. 8. Yargıtay’ın usul nedeniyle bozma kararlarını bir türlü anlayamıyorum. Usul üzerinden bozma insanlar tarafından yazılmış kanun, tüzük vb yasa ve adli uygulamaların eksik hatalı yapıldığını gösterir. İnsanlar insan tarafından dizayn edilmemiş, bir yaratıcı (isterseniz doğa deyin) tarafından yaratılmışken ortaya çıkan beklenmedik durumlar, çok çeşitli farklı tedavi sonuçları, hastalık belirtileri, tedaviye yanıtta farklılıklar için doktorlar suçlanırken insanlar tarafından ortaya konan adli sistemde usul hatalarını kabul edemiyorum, eminim ki sizler de aynı düşüncedesiniz. Bu nedenle bu gibi adli hatalar için malpraktis uygulaması getirilmeli, gerekirse adli görevliler için bir mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir. Böylece görevler daha etkili, verimli, yanlışsız yerine getirilir. Aynı şekilde usul hataları dışında benzer olaylarda alınan çok farklı kararlar, aynı savcı ve hakimin suçluyu mahkum etmelerine karşın dalgınlıkla aynı dosyayı değerlendirip daha kısa süre mahkumiyet kararı vermesi gibi garabetler de olmaz. Sağlık bakanlığının başarılı çalışmalarını göz önüne alarak düşünülen öneriler dikkatinize sunulur. Saygılarımla, Dr. M. A.
1
Cevapla
ömer seyfettin uslu
Sayın drma, anayasa mahkemesinde hala, 2007/24 sayılı mecburi hizmetle, ilgili kısacası( diplomamı ver) davası 4 yılı aşkın bir zamandır karara bağlanmayı bekliyor!!
0
Cevapla
necati duru
Dr.M.A arkadaşımızın eleştirisel yazısını editörlerimizden anasayfaya taşımasını rica ediyorum..
0
Cevapla
M.ÖZDEMİR
DR.M.A; Yazdıklarının her kelimesini ALKIŞLIYORUM fakat ne yazık ki akabinde ''anlayana'' demekten de kendimi alamıyorum.çünkü kendimizi bir türlü anlatamıyoruz...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir