MEDİMAGAZİN - Nature Cancer dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Northwestern Medicine bilim insanları PD-1 proteininin T-hücreli non-Hodgkin lenfomaların (T-NHL) büyümesini körüklemede oynadığı önemli rolü ortaya çıkardı. Keşif, bu agresif kanserin altında yatan karmaşık mekanizmalara ışık tutarak potansiyel olarak daha hedefe yönelik tedavilere kapı açabilir.
Jack W. Graffin Profesörü ve Dermatoloji ile Biyokimya ve Moleküler Genetik alanlarında doçent olan Dr. Jaehyuk Choi, Driskill Yaşam Bilimleri Yüksek Lisans Programı (DGP) öğrencisi olan yardımcı yazar Jay Daniels ile birlikte araştırma ekibine liderlik etti.
T-NHL'ler hızlı büyümeleri, sınırlı tedavi seçenekleri ve kötü prognozları ile ünlüdür. PD-1 geleneksel olarak bu kanserlerde bir tümör baskılayıcı olarak kabul edilirken, bu çalışma bu fikre meydan okuyor.
Dikkat çekici bulgular ortaya çıktı
Dr. Choi'nin ekibi, hem T-NHL fare modellerinden hem de hasta örneklerinden tümör hücrelerini analiz etmek için RNA dizileme ve metabolik görüntüleme tekniklerini kullandı.
Elde ettikleri bulgular dikkat çekiciydi: PDCD1 geni tarafından kodlanan PD-1, T-hücreli lenfoma hücrelerindeki temel metabolik süreçleri baskılamıyor, aksine düzenliyordu. Bu metabolik değişiklikler de lenfomaların epigenetik ve transkripsiyonel imzalarını önemli ölçüde değiştiriyordu.
Geleneksel anlayışa meydan okuyor
Dr. Choi, "Daha önce 86 sürücü gen olduğunu keşfetmiştik ve [PD-1'deki] bu tek mutasyonun lenfoma davranışını tamamen yönetiyor gibi göründüğünü görünce şaşırdık" dedi.
Dahası, yaptıkları çalışma, artan PD-1 mutasyonlarının hastalığın ilerlemesi ve kötü prognozla ilişkili olduğunu ortaya koyarak bu proteinin rolüne ilişkin geleneksel anlayışa meydan okudu.
Araştırmacılar, bulgularını daha fazla araştırmak için PD-1 eksikliği olan farelere bir enzim inhibitörü bileşiği uyguladılar. Bu bileşik, T-NHL hücrelerinde hücre içi sinyalleşmeyi başarılı bir şekilde önleyerek potansiyel bir terapötik stratejiye işaret etti.
Etkili tedavilerin önünü açabilir
Dr. Choi, çalışmanın gelecekteki tedaviler için çıkarımları konusunda iyimser olduğunu ifade etti ve "Verilerimiz, sadece PD-1 mutant lenfomalar için FDA onaylı ilaçlar kullanarak spesifik yolları hedeflemek için terapötik bir fırsat olabileceğini göstermektedir" dedi.
İleriye bakıldığında, bu çalışmada ortaya çıkarılan benzersiz moleküler özellikler, T-NHL'lerin ciddiyetini ve evresini değerlendirmek için kritik kriterler olarak hizmet edebilir. Ayrıca daha kesin ve etkili tedavi stratejilerinin önünü açabilirler.
Dr. Choi sözlerine şöyle devam etti: "Bunun mevcut tedavilerin nasıl kullanılacağını ve klinik çalışmaların nasıl tasarlanacağını belirlemede önemli bir kriter olup olmayacağını anlamaya çalışmakla da gerçekten ilgileniyoruz."
Bu çığır açan araştırma sadece T-hücreli non-Hodgkin lenfomalara ilişkin anlayışımızı derinleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu agresif kanser türüyle mücadele eden hastalar için daha parlak bir gelecek vaat ediyor. Çalışmanın bulguları, hedefe yönelik tedavilerde yeni bir çağ başlatarak ihtiyacı olanlara umut olabilir.
