Medimagazin logo

Bugün el yıkamanın önemi anlaşıldı ancak ilk gündeme getiren böyle suçlanmıştı

İnsan nesli çok zor ve garip bir süreçten geçiyor. İnsanlığı kasıp kavuran belalı Covid-19 pandemisinin reçetesi ise ‘el yıkama’
Bugün el yıkamanın önemi anlaşıldı ancak ilk gündeme getiren böyle suçlanmıştı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Lohusa Ateşi’nden Corona Günleri’ne El Yıkama’nın Öyküsü

Bugün tıp fakültelerinde detaylı olarak işlenen, öğrencilere her işlem öncesi ısrarla doğru bir şekilde uygulamalarını telkin ettiğimiz, bunun yüzünden bazı öğrencileri ders tekrarına bıraktığımız  işlem öncesi ‘el yıkama’yı ilk öneren doktorun bunu söylediği için camiadan dışlandığı, hekimlik pratiğinden uzaklaştırıldığı, sonunda göz altına alındığı ve göz altındayken yaşadığı arbededen dolayı elinde çıkan yaranın gangrene olmasıyla iki hafta sonra  öldüğünü biliyor muydunuz? Dr. Ignaz Philipp Semmelweis'ten bahsediyorum.
 
Hikaye şöyle:
1850'lerde kadın doğum doktoru olarak çalıştığı Viyana’daki hastanede puerperal (doğum/lohusa ateşi) enfeksiyonların sık olduğunu farketti ve sadece işlem öncesi el yıkamakla (Klorin) anne ölümlerinin ciddi bir şekilde azaldığını gözlemledi.

Tıp dünyasına gebe kadınlara işlem yapılmadan önce doktor/ebelerin el yıkaması gerektiğini deklere etti, ancak henüz yeterli bilimsel kanıt olmadığı için iddiasını ispatlayamadı, dışlandı. Doktorlara 'kirlisiniz’ demekle suçlandı.

Öğrencileri ve kendi personeli ona inandı ve başarısını gözlemledi, makaleler yayınladı ancak hipotezini dönemin otoritesi sayılan bilim insanlarına kabul etttiremedi.

Yakından bildiğimiz dönemin meşhur Alman doktorlarından Dr. Wirchow da şiddetli bir şekilde bu teze karşı çıktı. Neticede Viyana’da artık klinik işlem yapılmasına izin verilmedi. Sadece belli başlı eğitim faaliyetlerine katılıyordu. Daha sonra memleketi Macaristan’a gitti ve Budapeşte'de  çalışmaya başladığı hastanede anne ölüm oranını kısa bir süre içerisinde ciddi bir şekilde düşürdü, deyim yerindeyse sıfırladı.
 
Sebebi tam olarak bilinmese de, uzun süren haksızlıklar, itirazlar, dışlanma vs gibi sorunlar depresyon vb mental sorunlar yaşamasına zemin hazırladı. Neticede, bir barınakta göz altına alındı. Görevlilerle çıkan arbededen dolayı elinde çıkan yaranın gangren olmasıyla Dr.  Semmelweis iki hafta içerisinde yaşamını yitirdi. Cenaze törenine bir kaç yakını dışında kimse katılmadı. Öldükten sonra onun yerine Budapeşte’deki kliniğe atanan kadın doğum doktoru onun uygulamalarını iptal etti ve klinikteki anne ölüm hızı kısa bir süre içerisinde altı kat arttı. O öldüğünde hekim camiası bir nevi derin bir oh çekmiş ve rahatlamıştı ve ne Avusturya, ne Almanya ne de Macaristan’daki doktorlar artan anne ölümleri için bir şey söylemedi. Sustular ve otoritenin tadını çıkarttılar.
 
Yıllar sonra onun söylediklerinin ne kadar önemli olduğu bilim dünyasında anlaşıldı ve Pasteur'un mikroskopu keşfiyle Semmelweis’in iddiasi kanıtlanmış oldu. Yüz yıl sonra adına bir çok film çekildi, kitaplar yazıldı, övgüler dizildi. Bunların hiç biri onun yaşadığı zor günleri ve acıyı telafi etmedi  ne yazık ki, ama milyonlarca insanın hayatı onun öğretileriyle kurtuldu.

Bugün dünyada bütün medikal işlemlerden önce eller muntazam bir şekilde yıkanıyorsa ve hayatlar kurtuluyorsa, bunu Dr.  Semmelweis'in hayatına borçluyuz.

Bunun gibi binlerce örnek var bilim ve tıp dünyasında. Yeni bir fikir ortaya atıldığında yaygın kanılar ve dogmatik inançların gür bir sesle yeniliğe  nasıl karşı çıktığını halen  yaşıyoruz, sıradan günlük hayatımızda bile. 

 

Dr Mehmet Emin Adin

Yale Universitesi Tıp Fakültesi

tıp tarihi
el yikama
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir