Hasta Değerlendirme ve Yönetiminde Bütüncül Bir Yaklaşım İhtiyacı;
Bu Yaklaşıma Çözüm Önerisi; Genel Dahiliye Uzmanlığı (2)
Bir önceki yazıya gelen olumlu ve olumsuz pek çok eleştiri oldu. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu konuda planlandığından daha yakın bir sürede ikinci bir yazı gereği hissedildi.
Sanırım en çok eleştiri ve katkı “Aile Hekimliği Uzmanlığı(AHU) eğitim ve öğretimin alan Tıp Doktorunun, bu alanı zaten doldurduğu ve böyle bir düzenlemeye ne gerek var” şeklindeki yaklaşımdı.
3+3 şeklinde formüle edilen, önerilen Genel Dahiliye Uzmanlığı(GDU) eğitim ve öğretimi, AHU eğitim ve öğretiminden tamamen farklıdır.
Ülkemizde AHU daha çok 1. basamakta hizmet vermesi planlanan hekimler için öngörülen eğitim ve öğretim programıdır. Bu ihtisas dalında hekim ana dallarda rotasyonunu yapar. AHU almış Tıp Doktoru(TD) için 2.ve 3. basamak hizmeti veren yataklı kurumlarda çalışması beklenmemektedir.
GDU eğitim-öğretimi almış TD 2.ve 3. basamak yataklı kurumlarda görev yapmak üzere yetişmesi önerilenmiş bir hekimdir. Bir önceki yazıda önerilen plan-program içinde eğitilen hekimin, yataklı kurumlarda hizmet veren, hastaya bütüncül bakabilen, “orkestra şefi” gibi fonksiyon gören TD olması öngörülmektedir.
Eleştiri ve katkılara konu olan diğer konulara da kısaca bakılırsa; önerilen GDU nın şu andaki sistemimizde yan dal uzmanlığı almış hekimlerin pratikte iki ihtisaslı olmasının da önüne geçmesi açısından önemlidir. Önerilen sistemde GDU tüm yan(üst) dal uzmanlıkları ile aynı seviyede değerlendirilmektedir.
GDU yan(üst) ihtisası almış TD ları açısından da yararlı bir durum olacaktır. Gittikleri hastanelerde -idarenin takdirine bağlı olarak- bazen İç Hastalıkları uzmanı, bazen de yan(üst) dal uzmanı gibi değerlendirilmeyeceklerdir. İç Hastalıkları eğitim ve öğretimini 10-15 yıl önce yapmış olan olan yan(üst) dal uzmanlarının da kendilerini ana dalında daima “diri tutması” kolay bir durum değildir. Kaldı ki önerilen GDU sisteminde yan(üst) dal uzmanlığı gibi bir kavram olmadığından sorun kendiliğinden çözülmüş olacaktır.
Ülkemizde asıl ihtiyacın GDU olan TD sayısının artırılmasıdır. GDU almış TD, 2. basamakta küçük ölçekli yataklı kurumlarda pek çok sorunu çözebilir. 2.basamakta büyük ölçekli veya 3.basamak hastanelerde sevk-i idarede önemli rol oynayan, hastaya “bütüncül” bakabilen bir TD olması sebebiyle ülkemizde bu konudaki büyük açığı kapatabilir.
Ayrıca şu andaki yan(üst)dal ihtisaslı Tıp Doktorlarının küçük ölçekli yataklı kurumlarda etkin bir şekilde hizmet verebilmesi mümkün değildir. Belirli branşların belirli merkezlerde, daha büyük ölçekli hastanelerde olması pek çok sebepten yararlı görülmektedir.
Nüfusa göre, şu andaki yan(üst) dal ihtisası yapmış TD sayısının artırılması çok tabiidir. Bu artış, nüfus yanında, coğrafi duruma göre , etkin hizmet verilebilen merkezlerdeki ihtiyaca göre planlanmalıdır.
Önceki yazıda da belirtildiği gibi 2.ve 3. Basamak hastanelerde ortada kalan, bütüncül bakılmaya ihtiyaç olan, sorunu bütünsel anlamda çözülemeyen hasta için, GDU na ihtiyaç olduğu, bu işin içindeki ve yıllarını bu işe vermiş pek çok TD açısından yadsınamaz bir gerçekliktir. “Orkestra şefliği” adını verdiğimiz bu rolün, ancak “genel dahiliye” formatından geçmiş ve önerildiği gibi ek donanımlarla güçlendirilmiş, 3+3 modeline göre GDU eğitim ve öğretimi almış TD tarafından yerine getirilebileceğini düşünmekteyiz.
Doç.Dr.Oktay TARHAN
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Tıbbi Onkoloji Klinik Şefi