Bu da şiddet

Alparslan, yaptığı açıklamada, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesi Projesi” kapsamında yaptıkları araştırmada, eğitimli kadınların dahi şiddeti “fiziksel şiddet” olarak gördüğünü, ancak çoğu çalışan kadının fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik şiddete de maruz kaldığını gözlemlediklerini söyledi.
Devlet Planlama Teşkilatı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Hayat Boyu Öğrenme Programı çerçevesinde Romanya ve Polonya ortaklığıyla hazırladıkları proje kapsamında, kadına yönelik şiddetin ve ayırımcılığın önlenmesi konusunda farkındalık yaratarak kamuoyu oluşturmayı amaçladıklarını belirten Alparslan, bu kapsamda çeşitli eğitim çalışmaları yaptıklarını kaydetti.


Proje kapsamında, üniversiteyi bitirmiş, özellikle öğretmen ve bankacı kadınlar üzerinde her üç ülkede de tarama çalışması yaptıklarını vurgulayan Alparslan, “Ekonomik avantajlı kadınların gördükleri şiddet türleri hakkında bilgi edindik. O bilgilerle 3 ayrı ülke için ayrı ayrı özellikleri olan müfredat çalışmaları yaptık. Her üç ülkede de kadınlara yönelik eğitimler verdik. Şimdi ise kadınların verdiğimiz eğitimden önceki ve sonraki durumları üzerinde son testleri yapıyoruz”' dedi.

 

"EK KREDİ KARTI" EKONOMİK ŞİDDETİN GÖSTERGESİ

 

Prof. Dr. Alparslan, araştırmaları sonucunda, eğitimli kadınların dahi şiddeti “fiziksel şiddet” olarak gördüğünü, ancak çoğu çalışan kadının fiziksel şiddetin yanı sıra “ekonomik şiddete” de maruz kaldığını gözlemlediklerini ifade etti.

 

İkisi de çalışan eşlerden sadece erkekte kredi kartı varsa, ya da kadına ek kart çıkartılmışsa, bunu ekonomik şiddet olarak nitelendirdiklerini belirten Alparslan, şöyle devam etti:
“Maalesef günümüzde bir evde kredi kartı alınacak olsa, çoğunlukla erkek alıyor. Bunun sebebi, erkek egemenliği. Kadın para kazansa da kazanmasa da, bütün parayı halen erkek elinde tutuyor. Harcama yetkisinin erkeğin elinde olması, ekonomik şiddettir. Kadına bir miktar para verip 'bununla evi geçindireceksin' demek de ekonomik şiddete giriyor.

 

Çalışan kadınlar, Türkiye'nin yanı sıra, Romanya ve Polonya'da da şiddet görüyor. Kültür farklılıkları nedeniyle, sadece şiddetin türü değişmekte. Son günlerde kadına yönelik şiddet ve suçlar kamuoyunca tartışılmakta. İnsani değerlerle hiçbir şekilde bağdaşmayan 'şiddet' ile mücadeleyi, öncelikli bir konu olarak ele alıyoruz.”

 

Şiddet gören kadınlar için Türkçe ve İngilizce kitapçık hazırlanacağını anlatan Alparslan, proje ile aile içi şiddetin nedenleri, çözüm önerileri ve kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık konularında etkinlikler düzenleyeceklerini kaydetti.

 

Alparslan, Türkiye'de kadınların yasal haklarını bilmediklerini vurgulayarak, şiddet konusunda kadınları bilinçlendireceklerini de sözlerine ekledi.