Medimagazin logo

Bakan Koca: Hekim arkadaşlarıma sesleniyorum; adalete güvenin!

Sağlık Bakanı Koca, teşhisin hekimin hükmün ise hakimin olduğunu aktararak "Bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum, adalete güvenin. Yapılacak yeni yasal düzenlemeler, sizleri şimdiden müsterih etsin." dedi.
Kaynak: AA - Ali Kemal Akan
Bakan Koca: Hekim arkadaşlarıma sesleniyorum; adalete güvenin!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabında, "Bugünlerde, toplum olarak hassasiyetleri harekete geçiren bazı olaylardan hareketle, etraflı bir değerlendirme yapmak istediği" ifadesine yer verdi.

Devletin, toplumun ortak şuuru, cisimleşmiş iradesi, birlik ve bütünlüğün hem sonucu hem teminatı olduğunu dile getiren Koca, devletin, vatandaşının ihtiyacını anlamak ve gerektiğinde ona çare elini uzatmakla kendini mesul tuttuğunu aktardı.

Koca, "Sayın Cumhurbaşkanımızın sık başvurduğu kelimelerle, bu devlet kerim devlettir. Hazreti Ömer nasıl Dicle Nehri kenarında kurdun kapacağı koyundan bile kendini adeta sorumlu tutma ahlakına sahip idiyse, bizim kerim devletimiz de insanına değer verme ve hizmetinde olma prensibine sahiptir." değerlendirmesine yer verdi.

Pandemi boyunca ertelenen sağlık hizmetleri ihtiyacının, hastanelerde giderek ağırlaşan bir yoğunluğa yol açtığını belirten Koca, salgında insanüstü bir kapasiteyle hizmet veren sağlık çalışanlarının zorlanmaya başladığını, balkonlara çıkarak alkışlanan insanların şimdi aynı performansı aralıksız sürdürebileceğini düşünmenin ise pek isabetli olmayacağını ifade etti.

Bir geçiş sürecinde olunduğunu anımsatan Koca, şu ifadelere yer verdi:

"Pandemi nedeniyle bütün dünyada zorlaşan hayat şartlarından sağlık çalışanlarımızın da fazlasıyla etkilendiğini, öngörülen iyileştirmelerinse henüz hayata geçmediğini bilmeliyiz. Şu içinde bulunduğumuz dönemde, sağlık çalışanı ve hasta arasında karşılıklı anlayışın, tevazunun, saygının adeta iyileştirici bir güç olduğunu hiç unutmamalıyız. Sağlık hizmeti alırken anlayışlı, yeri geldiğinde sabırlı olmalıyız. Sorunlarla kişisel olarak mücadele etmek yerine, devletin getireceği çözüme güvenmeliyiz. Hastaneler, bu kerim devletin göz bebeği kurumlardır. Kişilerin hataları varsa o hatalarla ne bu kurumları ne de bir meslek grubunu etiketlemekten kaçınmalıyız."

"Şiddet olaylarında ciddi bir bölümü sözlü şiddet oluşturuyor"

Şiddet olaylarının, hasta-hekim insicamını giderek daha fazla etkilemeye başladığını vurgulayan Koca, şöyle devam etti:

"Şunu hemen söylemek, artan şiddet olaylarından hareketle bu saygın toplumun tamamını yargılamaya kalkanları baştan uyarmak isterim. Pandeminin inişe geçmesiyle birlikte pek çok ülkede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında artış rapor edilmektedir. Ülkemizde günbegün artış gösteren olaylara, genel olarak suça eğilimli veya daha önce suç işlemiş, bazı örneklerde madde bağımlılığı olan, kendini kuralların ve kamu otoritesinin üzerinde gören bir kişilik yapısına sahip olduğu anlaşılan, ayrıca stres anında davranış kontrolünü kaybetmeye meyyal kişiler yol açıyor. Doktoruna, hemşiresine fiziki şiddet uygulayan kişilerin birçoğunun, aile içi bireyler başta olmak üzere başka şiddet vakalarının bulunması tesadüf değildir."

Şiddet olaylarının ciddi bir bölümünü de "sözlü şiddet"in oluşturduğunu bildiren Koca, bu gruptaki şiddetin kaynağının ise hasta veya hasta yakınıyla sağlık çalışanı arasındaki yanlış beklentiden kaynaklanan gerilim olduğunu belirtti.

Koca, "Beklentilerin makul hale getirilmesi ve gerilimin yönetilmesiyle bu kategorideki sorunu, sağlık çalışanları için atılacak adımların oluşturacağı zeminle aşacağımıza inanıyorum." ifadesini kullandı.

"Adalete güvenin"

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Koca, sağlıkta şiddet olayları da dahil hukuka akseden hiçbir sorunda bir tarafın peşinen suçlu, diğer tarafın peşinen masum ve mağdur olmadığını bildirdi.

Teşhis hekimin ise hükmün de hakimin olduğunu aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sebeple, bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum, adalete güvenin. Yapılacak yeni yasal düzenlemeler, sizleri şimdiden müsterih etsin. Şiddet suçlarını gündemde tutma, suçluları teşhir etme çabasının olumsuz sonuçları da olduğunu, hatta mesnetsiz karşıtlıklar doğurabildiğini unutmayın. Suçlara karşı yeterli yaptırım olmadığı şeklindeki gündem, sorunlu bazı kişilik yapılarında suça yönelime yol açmaktadır. Devlet erkinin, gerçeğe aykırı şekilde duyarsız gösterilmesi bumerang gibi bize geri dönmektedir. Bu zararlı tutumdan vazgeçelim.

Hastayla hekim arasındaki o çoğu kere süresi kısa ilişki, özünde nadir bir ilişkidir. Bir taraf anlaşılma ihtiyacı içinde diğer taraf anlamakla görevlidir. Bu, saygıya dayalı, kötü davranışı kabul etmeyecek, hekimin profesyonelliğine dayalı bir ilişkidir. Şiddetin gölgesinin bile bu ilişkiye düşmesine izin vermeyeceğiz. Toplum bizimledir. Fakat şu nokta da önemli. Sağlık profesyonellerinin anlaşılmaya ihtiyacı olduğu gibi, bizlere gelen hastaların da anlaşılmaya ihtiyacı vardır."

Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesini düzenleyen kanun teklifi

Sağlık Bakanı Koca, bir hafta önce, 14 Mart Tıp Bayramı kutlamalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın beş büyük müjde verdiğini anımsatarak, bu müjdelerden, sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi, malpraktis davalarındaki hata ve haksızlıkların sona erdirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin TBMM'ye sunulduğunu bildirdi.

Kanun teklifinin, kasten yaralamada tutuklu yargılanma sonucunu doğuracağını, sağlık hizmetini engelleme suçunu, şiddet olayında cezayı artırıcı bir suç haline getireceğini ifade eden Koca, kanun teklifiyle, malpraktis kaynaklı dava açılabilmesinin, kurulacak "mesleki sorumluluk kurulu"nun onayı şartına bağlanacağını aktardı.

Koca, teklifin temelini oluşturan hükümlerin, tarihi bir sonuç doğurduğunu da dile getirerek, "Kasıt olmadığı sürece hekimden tazminat yükü kalkacak. Vatandaşın mağduriyeti varsa bunu devlet karşılayacak." ifadesini kullandı.

"Bir kişinin hatası, ne bir kurumun ne de bir meslek grubunun hatasıdır"

"Camiamız, bu gelişmelerden duyulacak heyecanı maalesef göstermedi." ifadesini kullanan Koca, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Maalesef daha önce de örneğini yaşadığımız olaylar yaşandı. Sorunların çözümü etrafında buluşmak yerine, sorunların güncel örnekleri etrafında toplanıldı. Seyri hukuka bırakılması gereken bir olay, neredeyse bir taraflaşmaya, ayrışmaya yol açtı. Bize gelecek ve huzur vadeden gerçek gündemden kopmak hatadır. Öte yandan, suç ve ceza şahsidir. Bir kişinin hatası, ne bir kurumun ne de bir meslek grubunun hatasıdır."

"Biri milletini düşmana, biri milletini hastalıklara karşı koruyan iki ordumuz var"

Toplumun, Kovid-19 salgınının dehşet saçtığı günlerde sağlık çalışanlarına "sağlık ordusu" adını verdiğini belirten Koca, "Hiçbirimiz, şimdi bunun göz ardı edilmesine izin veremeyiz. Bize yakışan bu doğru tarife halel getirmeyelim. Biri milletini düşmana, biri milletini hastalıklara karşı koruyan iki ordumuz var. Ordu-millet olan bu toplum, bu iki orduyu ayıramaz." ifadesini kullandı.

Koca, açıklamasında, "Hasta haklarının korunmasında hassasız. Hasta-sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz. Sağlıkta her türlü şiddet olayına, sağlık çalışanlarının açılan davalarda haksız bedeller ödemesine karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde gereken adımları atacağız." vurgusunu yaptı.

Bakan Koca, "Halkımızın ve sağlık çalışanlarının bilmesini isterim. Cumhurbaşkanımızın hasta haklarına ve çalışanlarının hukukuna verdiği önem, en büyük gücümüzdür." ifadesini kullandı.

sağlık bakanı fahrettin koca
sağlık çalışanları
sağlıkta şiddet
Yorum (31)
Akademisyen
Sayın Bakanım İyi niyetiniz ve çabanızdan hiç şüphemiz yok. Malpraktis yasası taslağını gördük. Ama hayal kırıklığına uğradık. Çünkü tazminat davalarında tazminat İçin özel ve vakıf üniversitelerinde çalışan doktorlar İçin bir koruma güvence kalkan yok. Rücu olayında sadece devlet ve üniversitede çalışanlar devlet korumasına alınmış. Özel ve vakıf üniversitelerinde çalışan doktorlara tazminat İçin herhangi bir güvence gelmemiş, önerilerim; 1- Tazminat çıkması durumunda istenilen tazminat sigorta teminatını geçmemeli veya sigorta teminatını geçen miktarı dr un çalıştığı özel hastane ve vakıf üniversitesi karşılasın yada devlet karşılasın, yeterki dr kendini güvende hissetsin. 2- Sigorta şirketleri meydanı boş buldular 3 yıldır teminatları arttırmadılar. Acilen düzenlenmesi gerekiyor. Herşey % 100-200 arttı tazminatlar dahil. 3- MALPRAKTİS yasa taslağı özel hst ve vakıf üniversitelerinde çalışan doktorlar İçin yeni birşey getirmemiş. Sadece soruşturma izni meslek sorumluluk kuruluna bağlanmış. Diyelim ki soruşturma izni verilmedi bu durumda mahkemeye itiraz etme hakkı var. İtiraz edilmesi durumunda itirazın reddedilme ihtimali nedir ? Bence çok düşük, çünkü hakimler mahkemeler yargılansın aklansın mantığı güderler. Sonuç; 5-6 yıl sürecek dava 9-10 yıl sürecek. Daha çok psikolojik travma ve bu meslekten soğuma uzaklaşma mesleği bırakma yurt dışına kaçma erken emeklilik….. ve kötü son. 4- Devlet ve üniversitelerde çalışan dr lar halıhazırda iyi kötü korunuyordu zaten. bu yasa ek olarak tazminat çıkarsa devlet garantisini getirmiş. Ama özel ve vakıf üniversitelerinde çalışan dr lar için herhangi bir koruma kalkan zaten yoktu ve bu yeni yasa taslağı ile bir kazanım görünmüyor. 5- Lütfen özel hst ve vakıf üniversitelerinde çalışan dr ları da tazminat ile ilgili bir güvenceye alınız. Sonuçta çok ciddi bir kamu hizmeti veriyorlar ve kendilerini sahipsiz hissetmemeli bu hekimler. 6- tazminat konusunda Devlet garantisinin başka bir değişle yeni kurulacak meslek sorumluluk kuruluna bağlanıp orada devlet güvencesine alınması varken bu hakkın özel hst ve vakıf üniversiteleri dr ları için uygulanmaması anayasa eşitlik ilkesine aykırı değil mi ? Yasa bu haliyle çıkarsa özel hst ler yasayı üst mahkemeye mutlaka götürürler vede kazanılma ihtimali çok yüksek. Çünkü anayasada eşitlik ilkesine aykırı. Daha en başından yasa çıktıktan sonra bile yasanın revize edilmesi için mahkemelerde mi sürünecez ? Özel hst dr larına bu mu reva görüldü. Diyelim ki mahkeme bizi haklı buldu ve sonrasında özel hst dr ları da tazminat konusunda bir şekilde güvence altına alındı o zaman bizim kırgınlığımız üvey evlat muamelesi görmüş olmamız duygusunu nasıl atlatacaz ? Kızgınlığımızı kırgınlığımızı nasıl geçirecez? Bu bir haykırıştır sayın bakanım; Özel hst de çalışan dr larda tazminat konusunda bir güvenceyi hakediyor, özel hst de çalışanlara da bu güvenceyi getiriniz lütfen. 6-
7
Cevapla
misafir
Sağlıkta politika üreten hiç bir yöneticimize güvenimiz kalmadı , çünkü son 20 yılda çok kandırıldık , devamlı oyalandık , şiddete yol açan her bir söylem sanki bugün söylenmiş gibi hafızalarımıza kazınmış durumda merek etmeyin hiç unutmadık.... müjdelere gelince ..müjdenin yıllarca sadece adı var kendi yok . verseler bile muhtemelen yıpranma payı gibi verdik deyip vermeyecekler...artık sizlerden bir şeyler beklemiyoruz..
0
Cevapla
ismail yetenek
Yorum mu?Ne yorumu?Yorum yazmaktan yoruldum..
12
Cevapla
Kamil Tas
Türkiye'deki adaletin paramount otelde icabına baktılar. Merak etmeyin.
26
Cevapla
Adalet sonay
Hangi adalete, ulkede adalet mi biraktiniz. Adalet ancak size ve yandaslariniza var. utanmadan bi de adalet diyorlar.
27
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir