Medimagazin logo

Asistan Hekimlere Sesleniyorum!

Asistan Hekimlere Sesleniyorum!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

 Hekimlik mesleği büyük oranda usta-çırak ilişkisine dayanır ve yüzyılllardır yeni hekimler, deneyimli olanlardan bir şeyler öğrenmek için asistanlık yapmışlardır. Asistan hekimliğin şartları belki de yüzyıllardır aynı "Eziyet çekmezsen öğrenemezsin." ilkesine dayanıyor ama sizce de içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda bunun değişme zamanı gelmedi mi? Yakın zamanda özellikle asistanların 33 saati bulan çalışma koşulları ile ilgili pek çok eylem yapıldı ve bu eylemler bir yere kadar başarılı da oldu. Ama itiraf edelim, biziz asıl sorunumuz gerçekten de çalışma saatlerimiz mi? Çalıştığımız klinikte bize eğitim vermekle yükümlü kişilerin bırakın eğitim vermeyi, bizleri kendileri yerine kullanılacak joker eleman olarak gördükleri doğru değil mi? Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanesinde ihtisas yapmakta olan bir asistan hekim olarak benim en büyük sorunum, hukuk dışı uygulamalarda kullanılmak(yani başkasının adına hasta bakmak zorunda bırakılmak) ve bırakın bir hekime, insana bile yakışmayacak davranışlara maruz kalmak. Açıkçası çalışma saatleri bunların yanında daha küçük sorunlar gibi geliyor.

Bu ülkedeki asistan hekimlerin -haydi hepsinin demeyeyim- çoğunun poliklinikte bir uzman hekim yerine hasta bakmak zorunda bırakıldığını ve adına hasta bakılan uzmanın, asistanın bu emeği üzerinden döner sermaye aldığını, bunun asistana hiçbir getirisi olmadığını Türkiye'de kaç kişi biliyor? Evrakta sahteciliğe giren bu uygulamaya zorlanmamız ne kadar etik? Esasen suç teşkil eden bu durumda zorla suç ortağı yapılıyoruz ve olası bir dava durumunda uzman hekimlerimizin arkamızda durmayacağını da adımız gibi biliyoruz. Bakanlık belki de bizim uzmanla birlikte hasta baktığımızı, uzmanın da o sırada poliklinikte bulunduğunu düşünüyor olabilir ama habersiz bir teftişle durumun böyle olmadığını kolayca saptayabilir diye düşünüyorum. "Köprüyü geçene kadar ayıya dayı deme" mantığıyla yıllardır susturulan asistanlar, sizleri artık sesinizi çıkarmaya davet ediyorum.

"Ne "yapabiliriz ki, sonuçta uzmanlık sınavımıza girecekler ve sesimiz çıkarsa uzmanlığımızı geç verirler" diyorsunuz, biliyorum. Haklısınız, bence bu sistemin de bir an önce değişmesi ve board sınavı gibi merkezi ve belki muayene gibi becerileri de içeren çok katmanlı bir sınavla asistan hekimlere uzmanlıklarının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mevcut sistemin çağ dışı olduğu bir gerçek. Objektifliği yok eden böyle bir sistemde kimin ne şekilde, ne kadar bilgi ve beceri ile uzman olduğu belirsiz. Asistan hekimlerin "Uzmanlığımı alamam" korkusuyla sindirilmeye çalışılmasına bir son verilmeli artık! Bizim şu aşamada yapabileceğimiz şeyler ise; belki tüm hastalara aslında uzman hekim adına numara aldıklarını ve uzman doktorun poliklinikte olması gerektiği halde olmadığını söylemek ve mümkün olduğu kadar iş yavaşlatmak olacaktır. Artık suç ortağı olmamak dileğiyle, daha iyi bir uzmanlık alabileceğimiz günlere...

Dr.Mustafa Birbilen

asistan
hekimlere
sesleniyorum!
Yorum (9)
melihat akyol
değerli asistan arkadaşım siz hastayla ilgili bir sorun yaşadığınızda sorunu kendi başınıza mı hallediyorsunuz ki,hocanızın adına hasta bakmaktan sıkıldınız.daha reçete yazmayı bilmeyen binlerce asistan arkadaşınız varken tutup da hocanın adına hasta bakmakdan sıkılmak da ne demek.size bu işi kim öğretiyor.yoksa siz kliniğinizden ayrı bir doktor olarak bu işi kendi başınıza çevirebileceğinizi mi düşünüyorsunuz,o zaman vay halkın haline birsürü tıbbi hatadan ölen olur o zaman.hocayla iyi geçinmek zorundasın.yok onu yapmam diyorsan gidip sağlık ocağında aile hekimi olacaksın
0
Cevapla
ercan durmaz
asistanlık sadece tıbbi konuları öğrenmek için yapılmaz,deontolojiyi,insanlara saygıyı da öğretir.hocasını saymayan zaten hastayı da saymaz,hemşireyi de tanımaz.hepimiz geçtik bu yollardan.efendilikle yaklaşana hocada efendi davranır.bu böyledir herzaman.24 yaşındaki yenicecik çocuk kalkıpda kendinden 15-20 yaş büyük doçent prof hocasına ukalalık yapamaz.dünyanın her yerinde bu böyledir.
0
Cevapla
Bülent Baran
Arkadaşımızı cesareti ve açık yürekliliği için kutluyorum. Acaba yetkili birileri bu yazıyı okur mu ve gereğini yaparak 10 yıllardır devam eden bu haksızlıklar düzelir mi çok merak ediyorum. Pek umudum olduğunu söyleyemem...
0
Cevapla
irfan kostum
Bu yazının yazarı haklı. Uzmanlık sınavlarına ihtisas yapılan yerdeki hocalar girmemeli, sınav bu hocalardan ve onların yandaşı olan hocalardan bağımsız olan bir ortamda yapılmalı. Böylece "hoca çiftlik"leri ortadan kalkabilir. Hoca bu yolla hükümranlığını sürdüremeyecektir. Hoca da hükmettiği, egemenliğini sürdürdüğü klinik, servis, anabilim dalı, hastane ile değil, gerçek akademik gücü ile değerlendirilebilecektir. Performans sisteminde de hocanın asistan sırtından puan kazanma sistemi kaldırılmalıdır. Hoca bizzat hastaya hizmet verirse performans puanı almalıdır. Asistan hastayı ona danıştığında, asistan bu danışmada tatmin olursa, hocanın eğitim performans puanı almasına izin vermiş olmalıdır. Asistana tatmin edici eğitim vermeyen "hoca" eğitim puanı alamamalıdır. Özellikle üniversirtede kadrolu olup da, çalışmayan hocalar bu yolla bireysel olarak hasta ve asistana hizmet ve eğitim vermeğe zorlanmış olacaktır. Doçentlik ve profesörlük aşamalarındaki sınav ve değerlendirme jürileri konusunda da benzer yaklaşım yapılırsa, sistem adil çalışmış olur.
0
Cevapla
Kamil Tas
Yazının yazarını arattım fakat nerde çalıştığını bulamadım muhtemel fake. Çünkü arkadaşımızın uzmanlığını alma olasılığı yüzde 0. Kliniklerde hocaların (kendini hoca zannedenlerin diyelim ya da dedirtenlerin) yaptığı insanlığı sığmayan davranışları hepimiz biliyoruz. Ama asistanlar elleri mahkum muhtaç oldukları için boyun eğiyorlar. Fakat uzmanlık sınavlarını bir ikinci bir yer yapsa ve asistanlar amelelik yapmak için değil de birşeyler öğrenebilmek amacıyla orada olduklarını ifade edebilirler. Yeni açılan gecekondu üniversitelerinde ise yard. doçler doldurmuş durumda. Özellikle üstlerinde doçent profesör yoksa birleşip asistanları performans, yayın yapma ve amelelik konularında ezmektedirler. Buna karşı çıkıldığında veya benzeri bir durumda ise asistanlığını bırakmak zorunda bırakılanlara da şahit oldum. Asistanlarının yaptığı yayınlarla doçent olanı da gördüm. Doğruyu konuşmak gerekirse şahsen uzmanlık eğitimi aldığım kliniği ve kendini hoca zannedenleri toplantılarda görünce üstlerine kahve filan dökmek geliyor. VE onlardan çok daha iyi bir şekilde yaptığım ameliyatlarımda da onların hiçbir katkısı olmadığını söylemek istiyorum ama kendimi tutuyorum ama belki bir ara tutamayacağım.
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir