Üroloji asistanıyım ve son senemdeyim. Uzmanlığa son bir iki ay kalmışken hala hafta sonu nöbetindeyim. Birkaç ay sonra nereye gideceğim belli değil. Kurulu bir düzenden ve doğal bir yaşantıdan mahsurum. Artık hasta yakınlarından nefret etmeye başladığım, niçin kime neden hizmet ettiğimi anlamadığım bu meslekte almış olduğum arabanın borcunu bile hala ödememişken sizlerin ve tıp öğrencisi arkadaşların isyankâr tavırlarını gördüm. Okudum okudukça üzüldüm ve sessizce kimse duymadan ağlıyorum. Ağlıyorum çünkü hayatımdaki tüm başarılı günlerin boşa gittiği geliyor aklıma. Döner sermaye azlığından ve yeni yönetimin despot cimri tavırlarından dolayı ödeyemediğim borçlarımı ve ayrıca neden hala içtiğimi anlamadığım sigaramı alabilmek için evlere sonda takmaya, enjeksiyon yapmaya, özel hastanelerde acil cerrahi nöbetleri tutmaya çalışıyorum. O kadar acınacak, sefil, kepaze, aciz hissediyorum ki kendimi mesai saatleri dışında doktor olduğumu söylemeye utanıyorum. Bunu samimiyetle söylüyorum artık doktor olduğumu söylemeye korkuyor ve utanıyorum…
Gideceğim yerde acil nöbeti tutacağımı, her gün icap nöbeti yazılacağını, hasta yakınlarının üstüme geleceğini, fakir sefalet içinde bir hayat süreceğimi bildiğim halde hala bu yolu izliyorum. Çünkü 30 yaşındayım ve bu zamana kadar tıp dışında hiçbir iş yapmadım, başka hiçbir iş yapmayı bilmiyorum. Şimdi düşünüyorum da en güzeli sağlığa hiç bulaşmamış olmakmış. Biz geç kaldık gençler yolu yakın olan dönsün, dönsün ki hayatı polis maaşına harcamasın.
Biliyorum hepiniz akranlarınız arasından en akıllıları, en çalışkanlarısınız. Ailenizin, eşinizin ve en önemlisi sizin emeğiniz benim ki gibi boşa gitmesin. Şu an doktorların bile birbirine puan kavgası yaptığı bu düzende şerefinizle, alnınızın akıyla çalışmanız çok zor. Özel hastanedeyseniz egzejare tetkik ve tedaviler, devlette iseniz anlamsız işlemler gireceksiniz. Sistem insanları buna mahkum ediyor. Akşam evinize parasız gitmeyi istemiyorsanız, çocuğunuza alt bezi almak bile size masraf geliyorsa, eşinizle evlilik yıldönümünde güzel bir yemek yiyemiyorsanız bu sistem sizide içine alacaktır.
Esasen Türk halkına acıyorum…
Çoğunun 5-10 yıl sonra kaliteli, dürüst, ehil doktorlar bulamayacaklarına acıyorum. Acıyorum insanların eczanelerden daha rahat ilaç almalarının sağlığı düzeldiklerine inandığına acıyorum. Acıyorum haberi olmadan bir sürü geri dönüşüm için hastane girişi yapılana acıyorum. Acıyorum gereksiz tetkik ve tedavi olana acıyorum. Acıyorum doktoruna sahip çıkmayan, doktorun hiç tanımadığı bir insana kötü davranabilecekmiş zihniyetine kapılana acıyorum. Acıyorum döner sermaye için yürüyen meslektaşlarıma. Acıyorum asistan azarlayıp deşarj olan hocalara. Dönüp dolaşıp tekrar kendime bakıyorum aslında kendime acımalıyım çünkü böyle bir ülkede yaşıyorum ve bu ülkenin anlayışsız, doktor düşmanı olan insanlarına hizmet ediyorum….