MEDİMAGAZİN - Çalışmada, beş yüksek multibeam dozunun kullanılmasının, uzun bir süre boyunca verilen 20 küçük dozla eşdeğer derecede etkili olduğu keşfedildi. Dikkat çekici bir şekilde, beş yıl sonra, en az 20 doz standart radyoterapi uygulanan %95'e kıyasla, beş doz multibeam radyoterapi alan erkeklerin %96'sı kansere yakalanmadı.
Guardian'daki habere göre; Çalışmanın baş araştırmacısı Prof Nicholas van As, sonuçları prostat kanseri hastaları için "olağanüstü ve harika" olarak değerlendirdi. Van As, etkili tedavinin dört hafta yerine beş gün içinde gerçekleştirilmesinin hem sağlık sistemleri hem de hastalar için önemini vurguladı. Çalışmaya katılan Alistair Kennedy-Rose, tedavinin verimliliği ve kolaylığı karşısında şaşkınlığını dile getirerek tedaviyi yalnızca beş günde tamamladığını ifade etti.
Multibeam terapisinin potansiyeli
Prostate Cancer UK araştırma direktör yardımcısı Simon Grieveson, yeni multibeam terapi türünün önemli olduğunu söyleyerek, etkinliğine ve erkekler için daha az hastane ziyareti ile daha hızlı tedaviyi kolaylaştırma potansiyeline dikkat çekti.
Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof Emma Hall, radyoterapideki gelişmeleri "fantastik" ve hastalar için "oyun değiştirici" olarak nitelendirerek, hastanelerde geçirilen zamanı ve randevulara seyahat etmeyi en aza indirirken güçlü kanser tedavisi almalarını sağladığını belirtti.
Çalışma bulguları ve gelecekteki çıkarımlar
Prostate Advances in Comparative Evidence çalışması Birleşik Krallık, İrlanda ve Kanada'daki 874 hastanın sonuçlarını karşılaştırdı ve hastalara daha uzun ya da daha kısa bir tedavi süreci tayin etti. Tedaviden beş yıl sonra, konvansiyonel radyoterapi ile tedavi edilenlerde %94,6 olan biyokimyasal klinik başarısızlık oranına kıyasla, daha kısa kür ile tedavi edilenlerde %95,7 oranında biyokimyasal klinik başarısızlık görülmedi. Yan etkiler düşüktü ve iki grup arasında önemli bir fark yoktu, bu da gelecekteki tedavi protokollerinde potansiyel uygulamanın önünü açtı.
San Diego'daki Amerikan Radyasyon Onkolojisi Derneği'ne sunulacak olan bu bulgular, prostat kanseri tedavisinde önemli bir adımı işaret etmekte, potansiyel olarak protokolleri yeniden şekillendirmekte ve hastalara daha verimli ve yönetilebilir bir tedavi yolculuğu sunmaktadır.