Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığında yapılan ''14 Mart Tıp Bayramı'' etkinlikleri, bir çok Tıp Fakültesi Dekanın katılımıyla klasik müzik dinletisi eşliğinde başladı.
Toplantıda konuşan, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Turanlı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun toplantıya katılmamasını eleştirirken, Türkiye'de tıp fakültelerindeki en büyük problemin kalite sorunu olduğunu bildirdi. Turanlı,”İngilizce Tıp fakülteleri kurmak konunun anlaşılmasını zorlaştırarak, kaliteyi iyice düşürüyor” dedi.
“Hiçbir zaman bu dönemdeki gibi doktora şiddet yaşanmadı”
Dekan, Prof. Dr. Turanlı, doğrunun peşinden koşan, meslek onurunu her şeyin üzerinde tutan gece gündüz durmadan çalışan, hizmet verirken zaman zaman saldırıya uğrayan tıp çalışanlarının birlikte hareket etmesinin önemini vurgulayarak, “Hiçbir zaman bu dönemdeki gibi doktora şiddet yaşanmadı” dedi.
Turanlı, Türk tıbbını dünya tıp alanında belli bir noktaya getiren bazı doktorların bilimsel çalışmalarının memnuniyet verici olduğunu ve özellikle yüz nakli konusunda dünya çapında başarılar elde edildiğini ifade etti.
Türkiye'nin her yerinde tıp fakültesi açıldığına işaret eden Turanlı, şunları kaydetti:
''Tıp fakültesi açmakla, sadece duvara tıp fakültesi tabelası asmakla meselenin hallolacağını zannettiler. Altyapıyı düşünmediler, fiziki gereklilikleri yerine getirmediler, en önemlisi öğretim üyesi ihtiyacına bakmadan tıp fakültesi açtılar, öğrenci aldılar, asistan aldılar. Ve biz giderek kalitemizi kaybediyoruz. Bugün Türkiye'de bir çok kurumda olduğu gibi tıp fakültelerinde de en büyük problem kalite problemidir.''
Turanlı, ''Doktorun eski itibarını gördüğünü, tekrar el üstünde tutulduğunu, tekrar kalitemizin çok yükseldiğini, Türk tıbbına ve dünya tıbbına çok büyük katkılar sağladığımız günleri görmek dileğiyle Tıp Bayramını kutluyorum '' ifadelerini kullandı.
“Sektörün sorunları bir an önce çözülmeli”
Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener de Torba Yasayla getirilen sağlık düzenlemeleri hakkında değerlendirmelerde bulunurken, sektörün bir çok sorunu olduğunu ancak bu sorunları muhataplarına söyleyemediklerini savundu.
Türkiye'de son 10 yılda sağlık harcamalarının ve ilaç tüketiminin arttığına işaret eden Şener, ''Son 10 yılda devlet hastanelerine müracaat sayısı 2,5 katına çıktı, üniversite hastanelerine müracaat 3 katına, özel hastanelere müracaat ise 13 katına çıktı, bunun da değerlendirilmesi lazım. Hekimlerin yüzde 22'si özel sektörde çalışıyor. Bir pasta büyütülüyor'' görüşünü dile getirdi.
Hekimlerin emeğinin değersizleştirildiğini, baskı altında daha çok hastaya bakmaya zorlandığını, saldırılara uğradıklarını savunan Şener, Tıp Bayramını kutlarken, sektörün sorunlarının bir an önce çözülmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Tıp öğrencileri adına konuşma yapan Gülhane Askeri Tıp Akademisi Askeri Tıp Fakültesi öğrencisi Mikail Burak Aydın da Türkiye'yi tıp sahasında daha iyi bir noktaya getirmenin, ulusal ve uluslararası alanda en iyi temsil etmenin kendilerinin görevi olduğunu söyledi.
“Asistan hekimler zor şartlar altında”
Asistan hekimler adına konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırma görevlisi Dr. Egemen Çiçek ise sektörde çalışma süresinin belirsizliği ve çalışma şartlarının içeriğinin netleşmediğini, bu durumun verimsiz çalışmaya yol açtığını savunarak, asistan hekimlerin zor şartlar altında, geçim sorunlarıyla mücadele ettiği görüşünü dile getirdi.
Toplantının ardından Ankara Tabip Odası, KESK ve SES’e üye hekimler ve sağlık çalışanları, Numune Hastanesi bahçesinde bir araya geldi. Numune hastanesinden başlayarak, Sağlık Bakanlığına doğru yürüyen grup, “Üzgünüz, Seni Uyandıramadık Kara Kaşlı Gül Yüzlü Çocuk, Söz Veriyoruz ki; Uyanacak Türkiye” pankartı ve sloganlar eşliğinde Sağlık Bakanlığı önüne yürüdü.
Ankara Tabip Odası Başkanı: “Yakamıza kırmızı karanfil diye taktık.”
Görevden el çektirilmek istenen Ankara Tabip odası yönetim kurulu adına konuşan başkan Özden Şener, “ Bir sağlık çalışanı olarak iki kez öfkeliyim 269 gün meslektaşlarımız Berkin Elvan’ı yaşatmaya çalıştılar. Keşke yaşatabilselerdi. Yaşatsalardı bile diğer gün aynı şeyler yaşanırdı. Doktor olarak bildiğimiz Bakan Mehmet bey, bize acil durumlarda hastalara yardım ettiğimiz için dava açtı. Biz de bu davayı aldık. Yakamıza kırmızı karanfil diye taktık. Onurdur tabi, biz o adamla aynı safta olamayız zaten.” dedi.
Grup, iş başına dönme kararı aldıklarını ifade ederek, sessizce dağıldı.