Ailelerin önemli kaygılarından biri de çocukların sünnet olması. Tatili fırsat bilen aileler, bizzat hastaneye başvurarak ya da belediyelerin toplu sünnet şölenlerinde çocuklarını sünnet ettirmek istiyor. Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Çimentepe, sünnet için en ideal yöntemin genel anestezi uygulanarak yapılan klasik cerrahi yöntem olduğunu söylüyor. Prof. Çimentepe, “Çocuğun ağrıyı hissetmemesi için genel anesteziyi mutlaka öneriyoruz. Ayrıca çocuktaki korkuyu yenmek için de anestezinin önemli olduğunu düşünüyoruz.” diyor. Halk arasında anestezi deyince ‘ağır narkoz’ şeklinde bir algı olduğunu söyleyen Çimentepe, sünnet işleminde uygulanan anestezinin daha yüzeysel olduğunu aktarıyor. “Sünnetteki anestezinin uyku ile uyanıklık arasında bir etkisi var. Burada çocuk ağrıyı hissetmiyor. Sünnet öncesi ebeveyn çocuğu iyi bir şekilde motive ederse korkuyu da bertaraf etmiş oluyoruz. Anestezide, sedasyon dediğimiz uyku verici bir ilaçla çocuğun sakinleştirilmesine yönelik daha hafif bir işlem uyguluyoruz.” diye konuşuyor.
Prof. Çimentepe, bazı hekimlerin yenidoğan çocukların ağrı ve acı hissetmedikleri gerekçesiyle anestezi uygulanmadan sünnet yapmalarını ise doğru bulmadığını aktardı. Yenidoğan bebeklere en azından lokal anestezi uygulanması gerektiğinin altını çizen Çimentepe, “Bebeklerin acıyı hissetmediğine inanmıyorum. Onu ölçecek dünyada bir mekanizma yok. Bebek tepki veremediği için acıyı hissetmediğini düşünüyor erişkin insanlar. Ama bilmiyoruz, belki de çok ciddi ağrı duyuyor ki, bence duyuyordur. Çünkü sinir sistemi gelişmiş, öyle tamamen acıyı duymadığı gibi bir şey olamaz. Bu nedenle en azından lokal anestezinin yapılmasında fayda var.” ifadelerini kullanıyor.
Üroloji hekimi Doç. Dr. Ömer Faruk Karataş ise ehliyet ve deneyimden yoksun kişilerin uygunsuz koşullarda yaptığı sünnetlerin pek çok çocuğun zihninde önemli bir travma oluşturduğunu vurguluyor. Toplu sünnet şölenlerinde çocukların fiziksel sağlıklarının ve ruhsal durumlarının çoğu zaman göz ardı edildiğini aktaran Karataş, bu tür organizasyonların pek çok dezavantajı olduğunu belirtiyor. Karataş, toplu sünnetlerle ilgili şunları söylüyor: “Toplumumuzda sünnetin tıbbi ve cerrahi yönünden çok, geleneksel yanına daha çok önem veriliyor. Toplu sünnetlerde de sağlık değil eğlence ön planda oluyor.”
ÇOCUĞUNUZU SÜNNET ETTİRİRKEN BUNLARA DİKKAT
Sünnetin yaşı yok. Bizce her yaşta sünnet yapılabilir .
Sünnet öncesi mümkünse üroloji hekimi genel muayene yapmalı, kan testi yapılmalı ve çocuk, anestezi uzmanına gösterilmeli.
Sünnetin bir mevsimi yok, her mevsimde yapılır. Sünnetin iyileşmesi maksimum bir haftadır. Yara iyileştikten sonra çocuk her şeyi yapabilir. Örneğin denize girebilir, rahatlıkla yürüyebilir, diğer sportif faaliyetlere iştirak edebilir.
3 yaşa kadar olan bebeklerin sünnet olduktan sonra bez kullanmalarında sakınca yok. Ancak bez sık sık değiştirilmeli. Eğer çocuk rahat etmezse sünnet külodu kullanılabilir.
Toplu sünnetlerin oluşturduğu kargaşa ortamında hatalı sünnet, enfeksiyon ve diğer olumsuzlukların görülme ihtimali daha fazladır. Ayrıca Hepatit B ve Hepatit C bulaşma riski de yüksektir.
Toplu sünnetlerde, çocuğun fiziksel ve ruhsal durumunun göz ardı edilmesi ileride çocuğun cinsel hayatını olumsuz etkileyebilir.
Halk arasında peygamber sünneti olarak bilinen ‘hipospadias’ durumunda aileler çocuklarının ameliyat ve sünnetini bir buçuk yaşından önce yaptırmalıdır.
Pıhtılaşma bozukluğu olan çocukların sünnet olup olmayacağı aileler üroloji ve hematoloji hekimleri ile beraber karar vermelidir.