Akdağ eylemleri İmralı'yla ilişkilendirdi

Sakarya Valiliğini ziyaret eden Akdağ, burada gazetecilerin Tam Gün Yasası’na ilişkin sorularını yanıtladı. Yasanın devlet hastanelerinde çalışan doktorların muayenehane açmasına izin vermediğini ifade eden Akdağ, "İzin mi verseydik yani. İzin verelim de geçmişte olduğu gibi vatandaşlar doktora ulaşmak için muayenehanelere mi taşınsınlar? Onun için Tam Gün Yasası’nın Türkiye’de vatandaşın doktora ulaşma imkanının artırdığı kesin bir gerçektir" diye konuştu.

Türk Tabipler Birliğinin (TTB) yıllarca doktor sayısının arttırılmasına karşı çıktığını ifade eden Akdağ, şunları kaydetti:
"Maalesef üniversitelerimiz ve YÖK bu karşı çıkmayı doğru bir karşı çıkma sandı ve tıp fakültelerinde öğrenci kontenjanları düşük tutuldu. Dolayısıyla Türkiye’de doktor sayısı mutlak anlamda yetersiz. Bugün her 100 bin kişiye ülkemizde 160 doktor düşerken, Avrupa ülkelerinde her 100 bin kişiye 350 doktor düşmektedir. Dolayısıyla mutlak anlamda bir eksiklik var ama son 3-4 yıldır YÖK ve üniversitelerimiz, Sağlık Bakanlığı olarak ısrarlı takiplerimiz ve görüşmelerimiz sonucunda bu gerçeği fark ettiler. Öğrenci kontenjanları artırılmaya başlandı. Türkiye’de yılda 4 bin 500 ile 5 bin tıp öğrencisi kontenjanı açılırken, bu sayı 9 bine çıktı. Bu sayının on binlere çıkması lazım. Bunun için biz de hükümet olarak üniversitelerimize destek veriyoruz."

-Yabancı doktorlara çalışma izni-

Akdağ, yurt dışından gelen doktorların Türkiye’de görev yapmalarına ilişkin soru üzerine, yurt dışından gelen doktorların özel sektörde çalışabileceklerini, şu anda devlet memuru olarak çalışmalarının mümkün olmadığını söyledi.

Özel sektörün de yurt dışından gelecek olan doktorlara ve hemşirelere ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Akdağ, "İnşallah böylece bütün Türkiye’de doktor sayısını arttıracağız. Bu işleri magazinleştirmemek lazım. Bu işleri maalesef magazinleştirmeye çalışanlar var. Tabii ki Türkiye’de çalışan sağlık çalışanları Türkçe bilecekler. Onlar Türkçe sınavına girecekler ve Türkçe sınavından başarılı olanlar Türkiye’de doktorluk yapabilecek. Bundan daha tabii bir şey olamaz. Türk doktorları da yurt dışında hizmet verecekse bulunduğu ülkenin lisanını bilerek hizmet veriyor. Yani ABD’de çalışan bir Türk doktor İngilizce bilmezse doktorluk yapamaz. Ülkemizde çalışan yabancı doktor da mutlaka Türkçe bilecektir. Türkçe bilmeden olmaz" dedi.

-"Çalışanlarımıza en iyi imkanı sunmaya gayret edeceğiz"-

Sağlık çalışanlarının eylem yapmasıyla ilgili düşüncesinin sorulması üzerine Akdağ, eylemlerde sağlık sendikalarının öncü olmadığını ileri sürdü.
Akdağ, eylemlerde ideolojik tavrı belirli olan bir sendikanın öncü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Türkiye’de şu anda sağlık hizmetlerinde öncü olan birinci sendika, ikinci sendika, bunlar hiç böyle bir şeye kalkışmadılar. Belli örgütlerle bunu çok açık söylüyorum, belli örgütlerle iş birliği yapan, belli örgütlerle hareket eden, ideolojik bir davranış içine giren, Ergenekon’un sözcülüğünü yapan birtakım kesimler, sağlık mensuplarının hakkını arama kisvesi altında birtakım eylemler yapmaya çalıştılar. Buna ’sağlık çalışanlarının ya da memurların eylemi’ diyemeyiz. Grev değil de ’gösteri yaptılar’ diyelim. Az sayıda ideolojik yapıya sahip kişi gösteri yapıyorlar, bu gösteriyi ısrarla bir araya gelerek yapıyorlar. Mesela ’sağlıkçılar adına yapıyoruz’ dediklerinin de yarısından fazlası sağlıkçı değil. Ortada ideolojik bir tavır var ama kamuda çalışan memurların özlük haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi mutlaka bu hususta bize gelecek her türlü talebe açığız. Bundan önce de yaptığımız gibi bundan sonra da çalışanlarımıza en iyi imkanı sunmaya gayret edeceğiz.

Bu arada Türkiye’nin istikrarıyla ilgili, gelişmesiyle ilgili, huzur ve sükunun olmasıyla ilgili yani orada eylem yapıyoruz diyenler İmralı’daki tutuklu caninin de serbest bırakılmasını ertesi gün istiyorlar. Açtıkları pankartlara bakın neler neler var. Dolayısıyla sağlık çalışanlarının hak almasıyla ilgili bunu yorumlamamamız lazım."