Medimagazin logo

“Fazla para kazanmak için kavga eden bir meslek grubu değiliz”

“Fazla para kazanmak için kavga eden bir meslek grubu değiliz”
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ADANA  - Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan, reçeteye tabi olmayan ilaçlarla ilgili olarak artık reklam yapılabileceğini, ancak Türkiye'nin mevcut eğitim düzeyininse reklama olanak tanımayacağını savundu. Özkan, Türkiye'de koruyucu hekimliğin tam anlamıyla uygulanması halindeyse, hastalıkların tedavisinde ilaç kullanımının da azalacağını iddia etti.


Bugün gelinen noktada eczacıların, sadece raftan ilaç alıp vatandaşa sunan bir 'aracı' gibi görüldüğüne dikkat çeken Özkan, topluma yeniden 'eczacılık bilinci'nin kazandırılabilmesi adına belirli kriterlerin getirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda da eczacıların kendisini halka anlatması gerektiğinin altını çizen Özkan, "Üniversite okuduk, bilimsel çalışmalar yaptık. Ama eczacı maalesef sadece ilacı raftan indirip vatandaşa veren ve para alan biri olarak görülüyor. Bu tamamen yanlış bir algı.
Emeğimiz ve eğitimimizin kullanılmasına fırsat verilmeli. Eczacıların vatandaşa danışmanlık hizmeti vermesine olanak sağlanmalı. Eczacının vatandaş nezdinde kaybettiği saygınlığını tekrar kazandırmak çaba sarf edeceğiz" dedi.

"İLAÇ FİYATLARI DÜŞMELİ AMA, STOK İLAÇLARA DA ÇÖZÜM BULUNMALI"
Eczacıların gündelik ve uzun vadeli sorunları olduğunu, bugün sağlık sisteminde uygulanan 'provizyon sistemi'nin ise sağlıklı işlemediğini, tüm bunların yanında Sosyal Güvenlik Kurumu'nca (SGK) tarafından yapılan kesintilerinse ayrı bir sorun olarak öne çıktığını anlatan Özkan, Adana'da günlük yerel bazda yayın hayatını sürdüren Yeni Adana Gazetesi'nde yer alan demecinde; eczacıların sırtındaki yüklerin hafifletilmesi çağrısında bulundu. Eczacılığın; fazla para kazanmak için kavga eden bir meslek grubu olmadığını belirten Özkan, her zaman ilaç fiyatlarının düşmesinden yana tavır sergileyerek, bu konuda çaba sarf ettiklerini, ancak her fiyat düşüşündeyse eczacıların stok ilaçlarına çözüm bulunması, bu konuda yasal düzenleme yapılması gerektiğini savunduklarını ifade etti.

"KORUYUCU HEKİMLİK TAM UYGULANIRSA İLAÇ KULLANIMI DÜŞER"
Yapılan son düzenlemelerle birlikte bazı ilaçlar için belirli kriterlere göre 'reklam hakkı' tanındığını hatırlatan Ersun Özkan, söz konusu ilaçların aynı zamanda da reçeteye tabi olmayan ilaçlar olduğunun altını çizdi. Özkan, "Belki reklam yapmak eczacı açısından yeni bir kazanç kapısı, ancak biz işin kazanç kısmında değiliz. Reklamın ilacı öldüreceğini göz önüne alarak hareket ediyoruz. Ülkemizin eğitim düzeyinin ilaçta reklama olanak tanımayacağını düşünüyoruz. Bir de ilacın marketlerde satıldığını
düşünürseniz büsbütün bir sıkıntı doğacaktır. Türkiye'de 'koruyucu hekimlik' yeterince uygulanmadığı için vatandaşımız fazla ilaç kullanıyor. Vatandaşa ilacı yazan eczacılar değil. Koruyucu hekimlik tam olarak uygulanırsa; ülkemizde ilaç kullanımı da azalır" dedi.

"ECZANELERDE ARTIK BİTKİSEL İLAÇLAR DA SATILABİLECEK"
Türkiye'de satışa sunulan bitkisel ilaçlarla ilgili olarak yeni bir yasanın yürürlüğe girdiğine işaret eden Özkan, 'Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği'nin de Resmi Gazete'de yayımlanarak uygulamaya konulduğu bilgisini verdi. Özkan, yönetmelikle birlikte insan sağlığını koruyucu ve tedavi edici etkileri olan, geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin endüstriyel olarak üretilmesi veya ithal edilmesi ile ilgili başvuruların, artık Sağlık Bakanlığı'na yapılmasını öngördüğünü anlattı. Özkan, bu
ilaçların da ilgili bakanlık tarafından ruhsatlandırılacağı gibi yönetmeliğe uygun olarak ruhsat almış olan ürünlerin de sadece eczanelerde satılabileceği söyledi.

"ECZACI İSTİHDAMI NOKTASINDA 'YATAK SINIRLAMASI' KALDIRILDI"
Resmi Gazete'de yayımlanarak, uygulamaya konulan, 'Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' ile ilgili olarak açıklamalarda da bulunan Öztürk, "Önceki yönetmelikle özel hastanelerde ancak 49 yataktan sonra eczacı istihdamını zorunlu kılan, pek çok özel hastane tarafından eczacı ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile uzun süredir yapılan sözlü görüşmeler ve yazılı başvurularla konu hakkındaki şikayetlerimiz iletilmekteydi. Yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle eczacı istihdamı için yatak sınırlaması kaldırıldı. Tüm özel hastanelerde açılmış ve açılacak olan eczanelerin, en az bir eczacının mesul müdürlüğünde işletilmesi hükme bağlandı. Bu da eczacıların istihdamı açısından önemli bir gelişme" dedi.

“fazla
para
kazanmak
için
kavga
eden
bir
meslek
grubu
değiliz”
Yorum (2)
ahsen yıldız
Lısede muaynehane yuzunden Basıma gelenler!! Lise sondayken Ankarada burnum basket macında kırıldı sonra SSK Hastanesıne gıttım acıl servıste tampon konuldu daha sonra alcı ve tamponum alındı ve burnum yamulmustu,Daha sonra nefes darlıgıda baslayınca SSK ANK.EGT.Hastanesıne gıttım yatıs kartı verıldı ve randevu gunu yatıs unıtesıne gıttım ve 1 ay daha bekledım yıne yatamadım sonra ordakı asıstan doktora ben nefes alamıyorum astımım var neden amelıyatım yapılmıyor dedım ve drun sozu sef yada uzmanlardan bırının muaynehanesıne gıt ee gıtmedım onlarda Ankaranın Köklu bır unıversıtesıne yatak yok dyıp sevk ettı Adıgecen unıversıteye gıttım muayne oldum ve uzman dr ve asıstanın bana dedıgı hocalardan bırıne gıtmen gerekıyo yada 1000 tl hoca amelıyat ucretı veremedım babam ıscı ben ogrencı sonra asıstana veremeyecegımı soyledım ve benı 1 ay sonraya gun verıp yatırdılar amelıyata gırdım aneztezı asıstanı ve kbb asıstanı mevcut uzman dr bıle yok amelıyat lokal oldu ve tam uyusmadıgından canım cok yanıyodu daha sonra sesımı duuyp gelen bır uzman asıstana fırca cektı bu nsl lokal aneztezı dıye ve uyusturdu gerı gıttı asıstan tek basına yaptı amelıyatı alcım alındı 10 gun sonra ve artık orda burnumun yerınde tuaf bır goruntu ve tamamen kapanan ve yanlıs yapılan bır amelıyat daha sonra o komplıkasyonu duzeltmek ıcın 27 yasına gecırdıgım 7 amelıyat sımdı yıllardır nefes darlıgı ve burnumu duzelttırme cabaları antısosyal bır kısılık toplum ıcınde burun ceken bır cocuk oldum 8.amelıyatımda burnum tamamen duzeldı sımdı muaynehanenıze karsı degılım tabıkı olsun parası olan versın devlettede calısın cok olkuyosunuz hakkınız elınızden öperım cogunuz buyuk bılımadamları canımızı emanet ettıgımız kısılersınız ama ortadakı cıfte standartı duzeltmek ıcın tam gunu beklemeyıp sızde aranızda bu ınsanlara yazık degılmı demedınız yınede yasaya karsıyım ama o cok kıymetlı para almadan hasta basına ameluıaythanede ugramayan yılalrdır ruh saglıgımın bozulmasına sebepolan kbb ogretım uyelerıne sonsuz beddualarımı ıletıyorum hakkımıda helal etmıyorum...
0
Cevapla
ky
YAZIK DEĞİL Mİ ? İlk 9 ayda ilaca 19,5 milyar euro harcandı Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkan Yardımcısı Engin Güner, 2011’in ilk beş ayında 2010’un aynı dönemine göre reçete sayılarının yüzde 17,1 oranında arttığını söyledi. Ülkemizde bedeli kamu tarafından ödenen ilaçların kutu cinsinden miktarı 2002 ile 2010 yılları arasında yüzde 122 arttığını ifade eden Güner, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre bu 8 yıllık dönemde kamunun ilaç harcamaları da 2010 fiyatları ile sadece yüzde 21 arttı. 2011 yılının ilk 9 ayında Türkiye’de ilaca 19,5 milyar euro harcanmış oldu” dedi. http://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-lk-9-ayda-ilaca-195-milyar-euro-harcand-8-60-37665.html Dünya Sağlık Örgütü,kişi başına yıllık 1,2 dolar (2 TL) harcanarak bu hastalıkların önemli oranda önlenebileceğini açıklıyor. Örgüt, özellikle fakir ülkelerin küçük miktarlarda yapacağı sağlık harcamaları sayesinde, sağlık sistemlerinin iflas etmesinin de önüne geçilebileceğini bildirdi. En zengin ülkeler bile hastalıkların önlenmesi konusunda ciddi araştırmalar yaparken biz ne yapıyoruz? Artan hasta sayısına yetişmek için ya doktor ithal etmek için çırpınıyor, ya da kıt kaynaklarımızı birilerini zengin edecek şekilde çarçur ediyoruz. Yolsuzluğun yeni tanımının kamu kaynaklarını çarçur etmek olduğunu hatırlatalım. Fiyatı 400 bin Euro'yu bulan yapay kalp destek cihazının ücretini artık devlet karşılayacakmış. Eski parayla 1 trilyon lira, bin hasta için 1 katrilyon eder. Bu servetle hastalıkları önlemek yerine, ithal mallara ve ilaçlara para saçmaya devam ediyoruz. Yazık değil mi milletin parasına, sağlığına. Zavallı halkı hastalıklara karşı kim koruyacak? Aydınlar bu konuyu tartışmaz da, neden doktor ithali için çırpınır? Aşağıdaki yazıyı okuyunca gözlerinize inanamayacaksınız.: 400 bin Euro'luk yapay kalbin bedelini, artık devlet ödeyecek ZAMAN GAZETESİ-ÇAĞLAR AVCI İSTANBUL - 16.09.2011 Kalp hastalarına sevindirici haber. Durumu hayati derecede acil olan hastalara takılan ve fiyatı 400 bin Euro'yu bulan yapay kalp destek cihazının ücretini artık devlet karşılayacak… Bu cihazların artık kalbi işlevini yitirmiş son evre hastalar için kullanılması gerektiği vurgulanıyor. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1180238&title=400-bin-euroluk-yapay-kalbin-bedelini-artik-devlet-odeyecek
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir