Saydan, sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bazı ilaç firmalarının eczacılar üzerinden SGK'ye yapmayı taahhüt ettiği kamu kurum iskontolarını uygulamaması nedeniyle yaşanan sorunlara dikkati çekti.
Bu iskontoların Sağlık Uygulama Tebliği ve SGK kapsamındaki hak sahiplerinin reçetelerinin karşılanmasına ilişkin protokoller çerçevesinde düzenlendiğine ve yasal bir tahahhüt olduğuna işaret eden Saydan, "Eczacılar da vatandaşlar da bazı ilaç firmalarınca uygulanmayan kamu kurum iskontoları altında eziliyor. Eczaneler bu sebeple haksız yere zarara uğratılıyor, ilaca ulaşamayan vatandaşlar da mağdur oluyor." dedi.
Nurten Saydan, bu durumun ilaç hizmetlerini aksattığının altını çizerek, "Bedeli SGK tarafından uygulanan iskontolarla ödenen ilaçlar, yasal mevzuata uymayan ilaç firmalarınca eczanelere 'iskontosuz' fatura edilmekte, eczacılar birçok ilaçta zarar ederek ilaç tedarikinde zorlanmaktadır. Bu sürdürülebilir bir uygulama değildir." diye konuştu.
"Eczanelerin bu yükü taşıması imkansız hale geldi"
Firmaların kamu kurum iskontosu uygulamadığı ilaçların listesini paylaşarak, içerisinde tüp bebek ilaçlarının da bulunduğunu aktaran Saydan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hastaları mağdur olmasın diye birkaç aydır kendi cebinden ödeme yaparak ilaç tedarik eden eczanelerin bu yükü taşıması ve hastalara ilacı ulaştırabilmesi artık imkansız bir hal almıştır. Özellikle pahalı ilaçları kullanan ve hayati hastalığı olan hastalarımızın ilaçsız kalmaması için ekonomik gerçekliğe aykırı bu uygulamanın derhal sonlandırılması gerekmektedir. İlaç firmalarının hukuka aykırı uygulamalarına karşı SGK'yi harekete geçmeye çağırıyoruz."
Başkan Nurten Saydan, bu sorunu daha önce de SGK'ye bildirdiklerini ve bir an önce yasal yaptırımlarını hayata geçirilmesini beklediklerini ifade etti.
"Aşılar antibiyotik kullanımının da azalmasını sağlıyor"
Hastalıklardan korunmada aşılamanın önemine de değinen Saydan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, aşılama sayesinde yılda yaklaşık 3 milyonu çocuk, 3 milyonu yetişkin toplam 6 milyon ölümün önüne geçildiğine dikkati çekti.
Dünyada hala aşıya ulaşamadığı için milyonlarca çocuğun yaşamını kaybettiğini vurgulayan Saydan, Sağlık Bakanlığınca kurulacak Hıfzıssıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi'nin de yerli aşı üretimi açısından önemine vurgu yaptı.
Bütün çocukların doğar doğmaz takvime uygun şekilde, bağışık olmayan tüm yetişkinlerin de yaşlarına uygun olarak tetanoz, difteri, grip, pnömokok hastalıklarına karşı aşılanması gerektiğini aktaran Saydan, şunları kaydetti:
"Enfeksiyonların önlenmesini sağlayan aşılar antibiyotik kullanımının da azalmasını neden oluyor. ABD'de konjuge pnömokok (KPA) aşısının 2000 yılından itibaren uygulanması sonrasında 2004'te yapılan çalışmalarda invazif pnömokok enfeksiyonlarında penisiline dirençli tiplerde yüzde 57, çoklu antibiyotik direncinde ise yüzde 59'luk bir azalma olduğu tespit edildi. Pnömokok (zatürre) aşılaması sayesinde toplam hasta, hasta yatışı, menenjit ve sekelleri (sakatlanma) sayısı düşüyor. Antibiyotik kullanımı ve direnç gelişmesi azalıyor. Böylece sağlıklı nesiller yetişiyor ve sağlık için çok daha az harcama gerçekleştiriliyor."
"HPV aşısı bir an önce geri ödeme kapsamına alınmalı"
Her yıl dünyada 500 binden fazla kadının rahim ağzı kanseri nedeniyle yaşamını kaybettiğine işaret eden Saydan, uluslararası verilere göre, 2018'de Türkiye'de yaklaşık 2500 kadına serviks kanseri tanısı koyulduğunu, yaklaşık 1250 kadının sadece bu kanserden öldüğünü aktardı. Rahim ağzı kanserinin, aşısı olan tek kanser türü olduğunu vurgulayan Saydan, bu aşının, bir an önce geri ödeme kapsamına alınmasını da istedi.
"İlaç tedarikinde sıkıntılar yaşıyoruz"
Saydan ve sendika yöneticileri açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İskonto sorunuyla ilgili soru üzerine, net bir cezai yaptırım olmadığı için ilaç firmalarının durumdan istifade ettiğini söyleyen Saydan, firmaların sıkıştığında da "Türkiye'den çekilirim" diyerek yasa dışı uygulamayı sürdürdüğünü belirtti.
TEİS Başkan Yardımcısı Burak Kaan Seyrekbasan da piyasada ilaç tedarik sıkıntısı olup olmadığına" ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 1,5 yıldır ilaç tedarikinde sıkıntılar yaşıyoruz. Çocuk antibiyotikleri gibi bazı ilaçlar hala çok sınırlı sayıda bulunabiliyor. Hastalar eczane eczane dolaşmak zorunda kalabiliyor. Hayati önemi haiz bazı ilaçlarda da tedarik sıkıntıları bulunuyor. Örneğin, kronik bağırsak hastalıklarındaki ilaçlarda sıkıntımız had safhada. İlaçlarını bulamadığı için tedavilerini değiştirmek zorunda kalan hastalar var."
Saydan da Parkinson hastalığında kullanılan bir ilacın da piyasada bulunulamadığını, yerli firmanın muadilini ürettiğini ama onun da henüz geri ödeme kapsamına alınmadığını söyledi.