Kamuoyundan bir sır gibi saklanan 31.10.2012 tarihinde yayınlanan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Taşra Teşkilatı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge, yayınlanarak yürürlüğe girdi. İstanbul Eczacı Odası Kamu Eczacıları Komisyonu bu yönergenin kamu hastanelerindeki tüm çalışanlar üzerinde soğuk duş etkisi yaptığını ve başta eczacılar olmak üzere tüm sağlık meslek gruplarından çalışanların tepkisiyle karşılandığını iddia etti.
“Birlik taşra teşkilatı görev ve sorumluluklarının açıklandığı yönergede, eczacılık ilaçtan, ilaç da eczacıdan koparılmış görünmektedir” denen açıklamada “Eczacılık hizmetlerinin somut olarak belirlenmediği bu yönerge, eczacının görev ve sorumluluklarını idari-mali hizmetler müdürü ile tıbbi bakım müdürüne paylaştırmış bulunmaktadır. (Bkz. md. 18/2-3, madde 19/2-5) Sözkonusu yönerge, tüm eczacılık yasa ve yönetmeliklerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. 6197 sayılı Eczacılık Yasası’na, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nin 121. ve 122. maddelerinde belirtilen başeczacı ve eczacı görev ve sorumluluklarına aykırılık oluşturan bu yönerge biz kamu eczacıları açısından kesinlikle kabul edilemez” denildi.
Açıklamada şunlar ifade edildi: Hemşirenin başında eczacı bulunamayacağı gibi, eczacının başında da hemşire, biyolog, psikolog, fizyoterapist veya başka bir sağlık mensubu bulunamaz. Biz kamu hastanelerinde çalışan eczacılar olarak, başeczacılık makamında kadro uygulanmasına geçilmesini veya “eczacılık hizmetleri müdürlüğü” adı altında, başında eczacı olan bir müdürlük kurularak, eczacılık hizmetlerinin bağımsız ve özerk olmasını talep etmekteyiz.