Genel Sağlık-İş sendikası, ağız ve diş sağlığı çalışanları ile 'Ağız ve Diş Sağlığı Çalışanlarının Güncel Sorunları Araştırması' isimli bir anket çalışması düzenlendi.
Anket sonuçları baz alınarak hazırlanan rapor, ağız ve diş sağlığı çalışanlarının yüzde 81,4’ünün, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hasta bakım sürelerinin yetersiz olduğunu düşündüğünü ortaya koydu.
Muayene için belirlenen 10 dakikalık sürelerin de yetersiz olduğu bildiren rapor, bu sürede tedavi etmek bir yana, tanı koymanın dahi mümkün olmadığını gözler önüne seriyor.
Belirlenen sürelerin ağız ve diş sağlığı çalışanları üzerinde fizyolojik ve psikolojik bir yük oluşturduğunun ifade edildiği raporda şu değerlendirmeler yer alıyor:
“Girişimsel tedavilerin Bakanlık tarafından belirlenen sürelerde gerçekleştirilmesi mümkün değildir ve hasta başına düşen süre en az 30 dakikaya çıkartılmalıdır. Bu sürelerle verilen hizmetlerin kalitesinin düşmesi kaçınılmazdır. Sürelerin kısalığı, yanlış veya eksik teşhise zemin hazırlamaktadır. Hastalar tedavi olamamakta, ağız ve diş sağlığı çalışanları tükenmektedir.”
Rapora göre, randevu süreleri hekim ile hasta arasında iletişim sorunlarına neden oluyor. Hastalara ayrılan randevu sürelerinin yetersizliği çalışanlar açısından şiddet başta olmak üzere çeşitli sorunlara zemin hazırlıyor ayrıca hekimlerle hastalar arasında sorun yaşanmasına neden oluyor.
Anket katılımcılarının yüzde 93,2’si bu konuyla ilgili soruya “Evet” yanıtını verirken bu yanıtı verenlerin yüzde 47,9’u, belirtilen nedenle hastalardan veya hasta yakınlarından şiddet gördüğünü ifade ediyor.
Ağız ve diş sağlığı alanında eğitim veren üniversitelerin sayısal olarak artması, eğitimi kalitesinde de gerilemeyi getiriyor.
Raporda konuya ilişkin öne çıkan bazı başlıklar ise şöyle:
Ağız ve diş sağlığı çalışanlarının dörtte üçü (yüzde 75,7), Türkiye’de ağız ve diş sağlığı alanında eğitim veren üniversitelerin sayısının gereğinden fazla olduğu düşüncesinde.
Ayrıca yüzde 68,9’luk bir kesime göre ağız ve diş sağlığı eğitiminin mevcut yapısı yeni mezunlar için bir sorun oluşturuyor. Verilen eğitim kalite ve nitelik olarak her geçen yıl daha da geriye gidiyor, atamalar ise yetersiz kalıyor.
Ağız ve diş sağlığı çalışanları geçim sıkıntısı yaşıyor
Anket sonuçları, ağız ve diş sağlığı çalışanlarının aylık düzenli iş ve meslek gelirlerinin alt gruplarda yoğunlaştığını ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçları, katılımcıların yarısından fazlasının (yüzde 57) aylık düzenli iş gelirinin 10 bin ile 15 bin TL olduğunu gösteriyor.
Çalışanların yüzde 83,7’i borçlu
Ağız ve diş sağlığı çalışanlarının yüzde 97,7’si Türkiye’de bir ekonomik kriz yaşandığı düşüncesinde. Ayrıca katılımcıların yüzde 83,7’si gündelik yaşamın devamı için borçlanmak zorunda.
Ankete katılanların yüzde 92,3’ü “banka aracılığıyla borçlandığını” belirtiyor.
Rapor, ekonomik krizin, ağız ve diş sağlığı çalışanlarının gıda harcamalarının maliyetini çok yüksek oranlarla artırdığını gözler önüne seriyor.
Personel görev tanımı dışında çalışmak durumunda kalıyor
Yetersiz personel ile hizmet verilmesi nedeniyle ağız ve diş sağlığı çalışanları görev tanımları dışında çalıştırılıyor.
Görev tanımlarının netleştirilmesi, ağız ve diş sağlığı çalışanlarının mesleklerine dair beklentilerinin başında geliyor.
"Maaşlar yoksulluk sınırı taban alınarak belirlenmeli"
Ağız ve diş sağlığı çalışanlarının ağır ve kötü çalışma koşulları acilen düzeltilmesi gerektiğini ifade eden ve raporu değerlendiren Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, aylık maaşların asgarisinin yoksulluk sınırı taban alınarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Genel Sağlık-İş Başkanı Uğur, sözlerini ağız ve diş sağlığı merkezlerinde, ağız ve diş sağlığı hastanelerinde ve hastanelerin diş kliniklerinde görevli tüm sağlık çalışanlarının Diş Hekimliği Gününü kutlayarak sonlandırdı.