Medimagazin logo

Sağlık Meslekleri Kurulu etik değerlendirme yapabilir mi?

Kaynak: MEDİMAGAZİN OKUYUCU KÖŞESİ
Sağlık Meslekleri Kurulu etik değerlendirme yapabilir mi?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

2 Kasım 2012’de yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “Sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, meslekî alan ve dal belirlemesi gibi meslekî düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapmak, meslekî müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumu denetlemek üzere Sağlık Meslekleri Kurulu teşkil olunmuştur”.

6023 sayılı TTB Yasası mesleki deontolojiyi koruma görevini meslek örgütü TTB ve Tabip Odalarına vermiştir. Bununla birlikte meslek etik kurallarını belirleme görevi de olan TTB ve Tabip Odaları; uygulamada gerçekleşen etik ihlalleri saptayıp yaptırım uygulama sorumluluğunu bağımsız seçilmiş kurulları (Onur Kurulu, Yüksek Onur Kurulu) ile yerine getirmektedir.

 Anayasanın 135. Maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları; “…belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri” olarak tanımlanmıştır.

Bu yönü ile 663 sayılı KHK, anayasal olarak meslek örgütlerine verilmiş bir yetkiyi hukuka aykırı bir şekilde Sağlık Bakanlığına aktarmaktadır. Etik ilkeleri belirlemek sadece meslek örgütünün sorumluluğudur. Sağlık Bakanlığı meslek örgütlerince belirlenen etik ilkeleri kabul etmesi gerekir.

Bir hekimin mesleki değerlendirilmesi ancak meslektaşları tarafından sağlıklı bir şekilde yapılabilir. Özellikle etik değerlendirmenin meslek mensubu olmayan kişiler tarafından yapılması ciddi sorunlar yaratabilir. Etik değerlendirme yapılırken konu hakkında hekimlerin genel tutumu, mesleki uygulama koşulları, hekimin içinde bulunduğu durumun dikkate alınması gerektiğinden meslek ortamını bilmeyen, tanımayan farklı meslek mensuplarınca sağlıklı bir şekilde etik değerlendirme yapılabilir mi?

Tıp dışı diğer meslek örgütlerinde mesleki disiplin işlemleri meslek örgütleri tarafından yapılır iken Sağlık Bakanlığının TTB ve Tabip Odalarının bu yetkisini gasp etmesini anlamak mümkün değildir.

Sağlık Meslekleri Kurulu mesleki yetersizliğe de karar verebilen bir kuruldur. Henüz mesleki standartların tanımlanmadığı ülkemizde mesleki yetersizlik değerlendirilmesi hangi kriterlere göre nasıl yapılacaktır? Mezuniyet sonrası mesleki eğitim konusunda bugüne kadar bir politika oluşturamamış Bakanlığın mesleki yetersizliği cezalandırıcı düzenleme yapması anlaşılabilir değildir.

663 sayılı KHK da 23.maddenin 11.fıkrası “Kanunla kurulmuş meslek odalarının ve birliklerinin kuruluş kanunlarındaki disiplin hükümleri saklıdır. Ancak fiilin her iki kanuna göre de müeyyide gerektirmesi hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.” demektedir. Bu ifade TTB Disiplin Yönetmeliğinin uygulanamaz hale getirecektir.

    TTB Disiplin Yönetmeliği’nde malpraktis  4/t)  “Sonuçta hastanın ölümüne, sakatlığına sebep olmayıp da sağlığının kısa süreli geçici bozulmasına yol açan tıbbi hata ve ihmalde bulunmak,” ve 5/p)  “Meslekte bilgi ve beceri yetersizliği, özen eksikliği, dikkatsizlik ve benzeri kusurlardan dolayı eksik ya da yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya kalıcı zarar vermek,”  maddelerinde tanımlanmıştır.

TTB Disiplin Yönetmeliğinde para cezasına karşılık gelen; ” 4/t’nin KHK de karşılığı 3 aydan bir yıla kadar meslekten men, 15 günden 6 aya kadar meslekten mene karşılık gelen 5/p’nin karşılığı ise bir yıldan üç yıla kadar meslekten men” cezasıdır. Bu durum daha ağır olan KHK cezalarının uygulanacak olacağını TTB’nin verdiği cezaların uygulanamayacağını göstermektedir.

23. Madde 7.fıkra c ve ç bentlerinde cezalandırma sadece hastanın ağır derecede olmayan/olan özürlülüğüne veya ölümüne bağlanmaktadır. Bu daha çok cerrahi branşları kapsayacağından bu alan çalışanlarını mağdur edecektir. Bir dermatoloji uzmanı, bir fizik tedavi uzmanı, bir adli tıp uzmanı böyle bir cezayla karşılaşmayacaktır. Yine sahte rapor vermek, kamu kuruluşlarını dolandırmak, hasta sırrını ifşa etmek, meslektaşlarına şiddet uygulamak, bilim dışı tedavi uygulamak, insan haklarına aykırı tutumda bulunmak gibi ağır etik ihlalde bulunan kişiler meslekten men cezası almadan  sadece hasta hakları ve etik ilkeler konusunda eğitim alarak kurtulacaklar.

Tüm kamu çalışanı memurların disiplin işlemleri 657 sayılı yasaya göre yapılırken sağlık çalışanlarının farklı uygulanması eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmaktadır.
Sonuç olarak seçimle belirlenmemiş, meslek mensubu olma zorunluluğu olmayan, bağımsız olmayan bürokratlardan oluşacak bir Kurulun etik ve mesleki yeterlilik değerlendirmesi ile müeyyide kararı vermesi kabul edilemez.

Sağlık Bakanlığının geçmişteki uygulamaları dikkate alındığında (Üçlü Protokol ile Hasta Mahremiyeti ihlali, Hakim ve Savcılara poliklinik hizmetlerinde öncelik tanıyarak- hastalar arasında ayırımcılık yapma, mesleki yükseltme, terfi ve atamalarda kayırıcı uygulamalar); etik konusunda sicili zaten bozuk olan bir bakanlığın etik ilke belirleme, uygulama ve denetleme konularında güven oluşturamayacağı açıktır.

Meclisin açık olduğu bir dönemde meslek örgütümüz dahil toplumun hiçbir şekilde katkısı alınmadan etik dışı bir yöntemle bir kanun hükmünde kararname ile sağlık alanını düzenleyen Sağlık Bakanının sağlıklı bir etik değerlendirme yapabileceğine inanmamız mümkün müdür?

 Dr. Naki BULUT
 Muğla Tabip Odası Başkanı
 

sağlık
meslekleri
kurulu
etik
değerlendirme
yapabilir
mi?
Yorum (2)
RKTR
Sn. Naki Bulut’un yazısından: “…… Bu daha çok cerrahi branşları kapsayacağından bu alan çalışanlarını mağdur edecektir. Bir Dermatoloji uzmanı, bir Fizik Tedavi uzmanı, bir Adli Tıp uzmanı böyle bir cezayla karşılaşmayacaktır. ….” E tabii, bu dava ve “Kurul” vaziyetleri doktorları iyice yakmaya başladıktan sonra, insanlar cerrahiden kaçıp, risksiz branşlara girmek isteyeceklerdir zaten. Hatta şu anda bile öyle yapmaya başladılar. Cerrahi branşlarda da riskli vakalara kimse el sürmeyeceğinden, olan yine hastalara olacaktır. Bravo valla, “halka hizmet” işte böyle olur (!)
0
Cevapla
RKTR
Kurula bakın kurula .. - Bürokratlar kafalarına göre suçlu buldukları doktorları meslekten atabilecekler. - Ve bu, bilirkişi, hatta yargı kararları beklenmeden yapılabilecek. Yani; senden para almak isteyen bir ahlaksızın savcılığa gidip seni şikayet etmesi, süreci başlatacak. Şikayet tamamen haksız bile olabilir. Hiç önemli değil. Vaka, müşteki avukatı tarafından İl Sağlık Müdürlüğü’ne, oradan da “Kurul”a intikal ettirilecek. Aynı anda hem mahkeme, hem de “Kurul” süreçleri başlayacak doktorun aleyhine. Mahkeme sürecinin ve TTB kararlarının “Kurul” üzerinde en küçük bir bağlayıcılığı yok. “Kurul”a karşı doktorun kendini savunma imkanı da yok. Yani badem bıyıklı bürokrat heyeti, Yargı’dan ve Tabip Odası’ndan bağımsız olarak, seni istediği an şutlayabilir meslekten. Doktor sonradan temize çıkarsa ne olacak peki ? Bu şekilde meslekten attığınız doktorlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiklerinde ve haklı çıktıklarında, kapılarında dolanıp durduğunuz Avrupalılara ne diyeceksiniz ? Meslek hayatlarının belki 20, belki 30 senesi bu şekilde imha edilmiş olacak olan doktorlar yüzünden, Türkiye Cumhuriyeti’ne korkunç tazminatlar çıktığında bunları kime rücu edeceksiniz ?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir