Van'daki olaylar kongre iptal ettirdi

Sağlık, görünürde faydası yalnıca alanın takdir ettiği bir hizmettir. Tek çıktısı da hastanın bilgilenmesi ve bundan sonraki hayatını nasıl yürütmesi gerektiğine ilişkindir. Bu hastanın neler yaşayacağı ve bundan sağlık hizmeti verenin VİCDAN=ETİK konularında alacağı kararlar da sadece kendilerini bağlar. Ahlaki olup olmaması karşılıklı vicdan işidir. Sormak isterim. Hangi işimizi vicdanımıza sorarak yapacağız ve karşılığında ne beklenir. Burda maddi beklenti varsa ETİK olunması sadece yozlaşmamak için bir DEĞER TESBİTİ'inden geçer. Bu değer globalleşen dünyada NE İFADE EDER! Tamamen ülke ekonomisi ve idarecilerin sağlık mesleğine bakışıyla ilgilidir. Bu bakış belli: Küresel sermaye ve sigortacılık sektörün giriş yapmasına yakılmış YEŞİL IŞIK ve alt yapı- bilgi= VERİ 10 yıldır toplanıyor. Hangi alana kimlerin gireceği bilgisi de sanırım Sağ. Bak. ca açık artırma ile satışa, pardon pazara gireceklere sunulacaktır. Asıl olan akredite hizmet kuruluşlarının bir zincirle yönetim ve idaresi. BİZ KİMİZ? BİZ SÖYLEYELİM. EMEĞİ UCUZLATILMIŞ, NİTELİKLİ MEMUR ve Her NE HİKMETSE her yönetimle cebelleşmeyi görev edinmiş bir meslek Örgürünün üyeleri. LÜTFEN AKLIMIZI BAŞIMIZA ALALIM ve DÜNYAYI BİZ YÖNETELİM. DUVARCI USTALARININ ELİNDE BU DÜNYA SONU OLMAYAN YERLERE SÜRÜKLENMESİN. Sağlık sektöründe finansal birlik, ile ağlanacak güç kartopu gibidir. Herkes sağlık, enerji ve savaş san. ne yatırım yapmak istiyor. Herhalde en vaz geçilmezi sağlık olsa gerek. EN BÜYÜK GÜÇ BİZİZ. İstersek yönetimleri oluşturur insani bir sistem kurabiliriz. ODAĞINDA İNSAN ve TEMEL HAK -İHTİYAÇLARI gözetilen yasalar ile her sektörü İYİYE VE GÜZELE, DOĞADAN YANA, yönlendirebiliriz. İNANMAK vaz geçmeden İNANMAK YÜCE BİR ÜLKÜ HALİNE GETİRMEK GEREK. Saygılarımla. Hiçbir sektör ve çalışanları incitmek istem.Onlar insan oldukları noktada bizim birer parçamızdır ve vaz geçilmezimizdirler. Dünya birlikte güzel olacaktır. Işık herkesi aydınlatıp bir güneş gibi ısıtacaktır. Yeterki değiştirebileceğinize İNANIN. Saygılarımla

Binlerce hekimin yıllardır söylediği özel hastenelerde kartelleşme ve yüksek kar beklentisini kendi gözlerinizle görüp,geç de olsa bu gerçeği itiraf etmeniz muaalesef acı bir gerçek olarak hepimizin karşısında adeta bizlere meydan okurcasına öylece duruyor.Umarım tek amacı DAHA YÜKSEK KAR olan bu kuruluşların alınacak tedbirlerle daha fazla zarar vermesini önlemek hepimizin temel amacı olmalıdır.

Sizin kongre dediğiniz toplantıların aslında “bayi toplantısı” olduğunu bilirseniz buralarda neden sağlık politikaları ve tıp eğitimi gibi konuların tartışılmadığını da kolayca anlarsınız. İlaç endüstrisine teslim olmuş üniversitelerden ne bekliyorsunuz Allah aşkına? Kim söylemişse ne güzel söylemiş: Sadece tıptan çok iyi anlayan tıbbı da anlamıyordur!

sizin gibi yandaşların bol olduğu gruplarda gerçeği görüp tüm türkiye için yandaşlıktan vazgeçer doğruya dürüstlüğe geçerlerse bu sorunların hepsi çözülür yOK YOLA DEVAM DERSENİZ YOLUN SONU BUNUN GİBİ KARANLIK.

Dershaneler meslek kurslarına dönüştürülemez mi? Bu makale bugün Milliyetten Abbas Güçlünün köşesinde yayınlandı. İnsan şu soruyu yetkililere sormadan edemiyor. İnsan kaynakları yönetim biçimi olarak Sağlık alanında uygulanan faşokomünist yönetim politikası ile Milli Eğitim camiasında uygulanan piyasa ekonomisi yaklaşımlarının farklılığını görmüyormuyuz? Birbirine bu kadar ters politikaları aynı hükümetin uygulaması bugün olmasa bile bir süre sonra yapılan yanlışların sonuçlarını çok pahalı bir biçimde topluma ödettirecektir. Acaba yukarıda Ersoyun söylediği zincire vurulmuş insanlar Milli Eğitimde de dersane öğretmenlerimidir? Her ikisinde de getirilen kapitalist piyasalaşma ile bir grup sosyoekonomik yapıların korunarak insanların (öğrenci ve hasta) umutlarının büyük meblağlarla satın alınmasını ve bu grupların devlet kaynaklarını ayrıcalıklı olarak kullanmalarını görüyoruz. Ancak artık çok geç. Başka bir hükümet de gelse büyük ihtimale oluşturulan sistemin çatısı üzerinde gitmek zorunda kalacaktır. Çünkü sağlık en güzel nemalanan alanlardan biri oldu. Bu güzel sofrayı görüp de kafasını geri çeviren pek olmaz. En büyük suçlu heralde gene bizim camiamızdaki evvelki gözü doymaz fırsatçı arkadaşlarımız. eskiden sistemin nasıl dejenere edildiğini kişilerin tarafına yontulup vatandaşın inip inip inletildiğini hep birlikte gördük, belki de bir kısmımızın bilinç altında tıbbı seçmemizde o abilerimizin kolay ve orantısız kazandığı büyük paraların etkisi oldu. Artık sistem değişti, bunu hepimizin anlaması ve birbirimize zarar vermek yerine nasıl daha adaletli ve kaliteli hekim yetiştirebileceğimiz bir sistem oluşturabiliriz onu tartışmamız gerekli. Belki sağlık bakanlığının ve TTBnin birlikte organize edeceği alt gruplara ayrılmış 1-2 aylık büyük bir e-kongre yapılıp bunların sonuçları SBlığına dikkate alınması için sunulabilir. Çünkü Bakanlık her ne kadar doktorların düşmanı gibi görünse de bizleri karşısına alıp verimli sonuçlar alamayacağının farkında. En yakın örneği ilaç harcamalarının artışı. Kendimizi değişime uygun biçimde adapte etmeyi öğrenmeliyiz. saygılar.