YÖK Üyesi Prof. Dr. Sait Bilgiç, 1 Şubat’ta üniversitelerde başlayacak performans sisteminin hazırlıklar için 6 ek süre verilebileceğini belirtirken, uygulamanın ayrıntılarını Medimagazin Genel Yayın Yönetmeni Dr.İbrahim Ersoy'a anlattı.
Performans Yönetmeliği’ni Yükseköğretim Kurumu olarak ne zaman çıkarmayı planlıyorsunuz?
13 Ocak’ta Genel Kurul gündemine aldık, orada görüşülecek. Görüşüldükten sonra Resmi Gazete’de yayımlanması gerekiyor. Onun için de birkaç gün süre geçer. Genel Kurul’un kararı hazırlanan taslağın onayı şeklinde olursa tahminim en geç 20 Ocak tarihine kadar yayımlanmış olur.
Üniversiteler için bir sıkıntı oluşturmaz mı? Çünkü kendi yönetmeliklerini de hazırlamak zorunda kalacaklar.
Üniversitelerimize bu taslağı gönderdik ve onlar da görüşlerini bizlere bildirdiler. Şu anda ön bilgileri var.
Öğretim üyelerinin bugün yararlandıkları döner sermaye gelirlerinde birdenbire düşüş olmasın diye bir geçiş dönemi vereceğiz. Yani hazırlıklarını tamamlayamayan, uyum sağlamak için eksiklikleri bulunan yükseköğretim kurumlarının 6 aya kadar öğretim üyelerine bugün almakta oldukları ek ödeme miktarına eşit bir miktarı ödemeye devam edebilecekleri ve sonrasında da yeni yönetmeliklerine göre bunu istedikleri biçimde devam ettirebileceklerine dair geçici bir maddeyle bu süreyi geçiştirmek istiyoruz.
Onun için bir kanun yapılması gerekiyor mu?
Yönetmeliğe geçici bir madde koyduk, o nedenle kanuna gerek yok. Üniversitelerimizin hepsinin buna hazır hale gelmeleri bir anda mümkün değil. Şu anda performans sistemini yürütmekte olanlar çok kolay adapte olabilirler. Ancak diğerleri gerçekten altyapılarını hazırlamakta ve gerekli bilgilerini toparlamakta sıkıntı yaşayabilirler diye, öğretim üyeleri kendilerini hazırlıksız bir durumun içerisinde bulmasınlar diye bir geçiş süreci vereceğiz.
Örneğin Erciyes, Gaziantep, Gazi Üniversitesi gibi performans sistemi uygulayanların geçişi biraz daha kolay olacaktır. Ama birçoğunun da geçişi zor olacak çünkü yeni bir sistem uygulanacak. YÖK olarak herhangi bir ekiple yeni uygulanacak hastanelere veya üniversitelere danışmanlık hizmeti benzeri bir hizmet vermeyi düşünüyor musunuz?
Tabii bu çalışmaların içerisinde bulunan arkadaşlarımız var. Öğretim üyeleri var ve bunların birikimleri var. Gerçekten sıkıntı yaşayan üniversitelerimize ben de dahil olmak üzere yardımcı olacağız. Bireysel bilgi akışlarıyla giderilemeyecek sorunlar olursa gerekirse bir eğitim yaparak da bu eksikliği gidermeyi hedefliyoruz.
Performans yönetmeliğiyle ilgili tıp fakültelerinden, rektörlüklerden görüş aldınız. Genel olarak nedir düşünceleriniz? İnsanlar nasıl bakıyor performans uygulamasına?
Performans sistemi tamamen kişilerin döner sermaye gelirlerine, eğitime, bilimsel faaliyetlere katkıları dikkate alınarak onlara ek ödeme biçiminde yansıtılmasını amaçlamakta. Ama Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde de Sağlık Bakanlığının ödemelerinde sabit bir ödeme yapılmasını daha hakkaniyetli gören açıklamalar var. Öğretim üyelerinin görüşü, hiç değilse kurumsal aidiyet duygusunu geliştirmek adına bir miktar sabit döner sermaye gelirinin sağlanması gerektiği yönünde. Biz onu yönetmelikle bir miktar sağlamayı amaçlıyoruz. Yani bir miktar döner sermaye gelirinin, katkı payı olarak onlara doğrudan yansıtılması hedefleniyor. Bunun içerisine birtakım faaliyetler yerleştirilebilir ama bilsin ki o ay üniversite sermaye gelirleri uygunsa, yeterliyse, en azından şu kadar döner sermaye gelirim garanti, sabit diyebilirler. Bu yararlı olur düşüncesindeyim. Diğer kısımlar da zaten ister istemez saydığım faaliyetlere katkılarına göre yansıtılacak öğretim üyelerine.
Peki bu kurum katkı payının miktarı konusunda bir öngörünüz var mı?
Şu anda taban olarak ek ödeme katsayılarının yüzde 100’ü civarında olacak asgarisi ama kurumlar isterse bunu bir miktar yukarı taşıyabilir.
Tıp fakültelerinden size dönüşlerde öğretim üyeleri performansla ilgili istifa düşünüyorlar mı?
Performans yönetmeliğiyle ilgili herhangi bir şey yansımadı. Böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü bu tamamen kurumda çalışanların oradaki faaliyetlerinin karşılığı olarak onlara geri dönecek ek ödeme miktarının nasıl olacağıyla ilgili bir yönetmelik. Hangi usullere, hangi esaslara dayanarak, hangi faaliyetlerinin karşılığı ne kadar dönüş olacağını belirlemeye yönelik bir yönetmelik. O nedenle buna karşı çıkan aslında çok fazla yok. Ama teferruatla ilgili farklılıklar var. Kendilerinin katkıları karşılığında böyle bir ödeme yapılmasının herhangi bir huzursuzluk yarattığına dair görüş ya da bilgi yansımış değil bize.
Sağlık Bakanlığının eğitim hastanelerinde uyguladığı performans sisteminde eğitime ve araştırmaya yönelik olarak çok efektif bir yansıma olmadı. Sizin uyguladığınız performans sistemi tıp fakültelerinde eğitim ve araştırmayı negatif yönde etkiler mi? Onu dikkate aldınız mı?
Negatif yönde etkilemesini beklemiyoruz. Çünkü bugün bunlar karşılığında hiçbir destek söz konusu olmamasına rağmen sadece ders ücreti şeklinde bir yansıma var öğretim elemanlarına. Akademik çalışmalarının ürünleri olan yayınların karşılığında üniversitelerimizin yıllık çok cüzi bir desteklerinin dışında herhangi bir destek yok. En azından bu faaliyetlerin karşılığında, faaliyetleri yüksek olanların daha az olanlara göre daha fazla döner sermaye gelirlerinden faydalanmasını sağlayacak bir usul geliyor. Bunun için olumsuz etkilemez diye düşünüyoruz. Neden? Çünkü ne kadar daha çok üretirse; bilimsel faaliyetleri ne kadar çok olursa kendisi döner sermaye gelirlerinden bir miktar daha fazla yararlanmış olacak. Eğitim öğretimle ilgili olarak da hem saat olarak hem de kayıt olarak katkıları dikkate alınarak, yine öğretim üyelerinin farklılıklarına göre bir yararlanma getireceğiz ek ödemeden. Bunun da olumsuz bir etki oluşturacağını düşünmüyorum. Ama çok teferruatla her yaptıkları çok küçük faaliyetlerin de böyle kayıt altına alınarak, bunları takip eden; bunlarla çok meşgul olan bir hale gelmelerini de istemiyorum ben şahsen.
Siz üniversitelerde daha çok kişisel performansı mı yoksa bölüm performansının mı daha çok öne çıkarılmasını istiyorsunuz bu yönetmelikte?
Bu konuda üniversitelerimizin çok farklı görüşleri var. Bölüm performansı uygulayan ve bundan çok memnun olan üniversitelerimiz, “Aman bizim sistemimiz aynen devam etsin, yönetmelik buna imkan tanısın” diyor. Bireysel performansı ön plana çıkaran ve “Bu daha uygun” diyenler var. Bu yönetmelik bunları ayrı ayrı uygulayabilme imkanını da barındıracak, eğer son çalışmalarımızda bir değişiklik ortaya çıkmazsa. Ama esas itibariyle bunların hepsini içinde barındırabilecek imkanlara sahip, yani bir miktarını birimin yani fakültenin genel ortalamasından yararlanarak, bir miktarını bölüm ortalamasından yararlanarak, bir miktarını da tamamen bireysel katkılarıyla kendilerine yansıtacak biçimde bir düzenleme yapabilecek üniversitelerimiz. Yani genel olarak üniversiteler, birimin geneline ve faaliyetlere ne kadar katkısı varsa orayı biraz yükseltebilecekler. Ama biraz bölüm ağırlıklı olsun diyorlarsa orayı biraz yükseltebilecekler. Bazı kurumlar tamamen bireysel faaliyetleri ve çalışmaları ön plana çıkaralım diyorsa bunların puanlamasını daha yükseğe taşıyarak o amaçlarına ulaşabilecekler. Yani üç ayrı sistemi de uygulayabilecekler ama bunları ayrı ayrı uygulayıp uygulamama konusunda son çalışmada karar vereceğiz.
Yani sadece bölüm kaynaklı dağıtalım diyenler bunu yapabilsinler mi? Bununla ilgili 13 Ocak’tan önceki toplantıda bir çalışma daha yapacağız. Orada kararlaştıracağız. Ama şu anda hepsini içinde barındırabiliyor.
YARIN: BAKANLIK VE YÖK TAM GÜN GÖRÜŞMELERİ