ANKARA-Yüksek Mahkeme, anne babanın rızası olmadan çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasını Anayasa'ya aykırı olduğuna dair karar almıştı.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ceyhan, "En büyük yanlış bu konunun hukuki olarak ele alınmasıdır. Konu hukuki olmaktan çok, tıbbi bir konudur. Burada dayandırdıkları maddeler, Anayasa'nın 13. ve 17. maddeleri. Bunlar daha çok bir kişiye yapılacak tedavi nedeniyle izin alınması gerektiğiyle ilgili. Buradaki sıkıntı, aşının bir tedavi aracı olmaması" diye konuştu.
Aşının "koruyucu bir araç" ve ana hedefinin de "bireysel sağlıktan çok, toplumsal sağlık" olduğunu vurgulayan Ceyhan, "Bu yüzden çok kötü olaylar olabilir. Buna dayanarak bir kısım aileler çocuklarını aşı yaptırmak istemez ve bu ciddi bir oranı bulursa, yüzde 10 gibi, bu durumda Türkiye'de bazı salgınlar ortaya çıkabilir" ifadelerini kullandı.
Anayasa Mahkemesi'nin 'aşı kararı' ne anlama geliyor?
Aşıyla korunulan hastalıkların bir çoğunun salgın potansiyeline sahip olduğunu anlatan Ceyhan, "Kızamık, kabakulak, difteri, boğmaca, tetanos bunların hepsi salgın yapabilir" dedi.
- "Hiç bir aşı yüzde 100 korumaz"
"Ben çocuğumu aşılatırsam, başkası aşılatmazsa onun çocuğu hastalanırsa benimki aşılı zaten, bulaştıramaz" diye bir düşüncenin olduğunu aktaran Ceyhan, şöyle devam etti:
"Bu çok yanlış bir düşünce, hiç bir aşı yüzde 100 korumaz. Genellikle yüzde 90-95'ler civarında korur. Aşının tam olarak koruyucu olması aşının çok yüksek oranda yapılmasıyla ilgili, çünkü yüksek oranda aşı yapılırsa, diyelim ki sizin çocuğunuz aşıdan etkilenmedi, yüzde 5'lik gruba girdi ve korunmuyor ama toplumsal aşılama olursa sizin çocuğunuzun bu hastalığı geçiren biriyle karşılaşma riski son derece düşüktür. Ancak okula giden çocuğunuz var, aşılattınız. Sıra arkadaşının ailesi, aşı yapılmasını istemediği için aşılatmadı. O çocuktan senin çocuğuna bulaşır ve Allah korusun senin çocuğun ölebilir, sakat kalabilir, o zaman bunun sorumlusu kim? Bu son derece yanlış bir karar."
Temmuz'da, Yargıtay 2. Dairesinin aşı yapmanın bir zorunluluk olduğunu, ailelerin çocuklarına Sağlık Bakanlığının uygun gördüğü aşıları yaptırması yönünde bir karar verdiğini hatırlatan Ceyhan, Yargıtay bu kararı verinceye kadar, "Türkiye'de aşı yapmak zorunludur" diye bir karar olmadığını anlattı.
Anayasa Mahkemesi kararı: Zorla aşı yapılamaz
- "Aşıyla ilgili hiç bir yan etki yok"
"Aşılar bütün dünyada tedbir için vuruluyor ve aşının yerine konulabilecek başka bir yöntem yok" diyen Ceyhan, aşılarla ilgili internette, gerçekliği ve bilimsel hiçbir geçerliliği olmayan "domuz kanı içeriyor", "cıva içeriyor" haberlerinin yer aldığını hatırlattı. Bunların tamamen "yalan ve maksatlı" olduğuna dikkati çeken Ceyhan, şunları kaydetti:
"Bunların hiç biri doğru değil. Aşıların gösterilmiş ciddi hiç bir yan etkisi yok. Türkiye'de geçen yıl 20 milyondan fazla aşı yapıldı ve 'ben çocuğumu aşılatmak istemiyorum' diyen aile sayısı bin bile olmadı. O yüzden zaten halk, devletin kendisi için gerekli olduğunu söylediği aşıları yaptırıyor. Yüksek oranda bu tip haberler etkileyebilir onları ama bunlardan etkilenmesinler. Aşılar son derece gereklidir ve yapılmadığı zaman da ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Aşıyla ilgili hiç bir yan etki yok ama yaptırmadıkları zaman ölüm riski, sakat kalma riski gibi birçok şey var. O yüzden dünyanın hiç bir yerinde 'şöyle bir riski varmış' diye aşının yapılmadığı bir durum yok."
