Medimagazin logo

Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı!

31. Ulusal Dermatoloji Kongresi’nde Türkiye’de artan uyuz vakalarına ilişkin açıklama yapan Türk Dermatoloji Derneği, “Ülkemizde yapılan çalışmalarda uyuz vakalarının 2017 yılına göre 2018’yılında yaklaşık 7 kat arttığı, 2017 ile 2019 yılı karşılaştırıldığında ise 30 kat artış gösterdiği bildirilmiştir. Şunu açıkça söylemek gerekir ki Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı” ifadelerini kullandı
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı ev sahipliğinde, bu yıl 31’incisini düzenlenen Ulusal Dermatoloji Kongresi 18-22 Ekim tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştiriliyor.

Türkiye genelinde kamu ve özel hastaneler ile üniversite hastaneleri de olmak üzere binin üzerinde dermatoloğun katıldığı kongrede Türkiye’nin deri hastalıklarındaki başarı oranı, deri hastalıklarında dünyada yapılan son çalışmalar tartışılıp görüşülüyor.

Türk Dermatoloji Derneği, kongre kapsamında Türkiye’de her geçen gün artan uyuz vakalarıyla ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

Dernekten yapılan açıklamada, uyuz hastalığının bilimsel adının Sarcoptes scabiei olduğu ve mikroskopik sekiz bacaklı akarların sebep olduğu bir enfestasyon olduğu ifade edildi.

Akarların deriye bıraktığı yumurtalar ve dışkı atıklarının deride alerjik tepkime, rahatsız edici bir kaşıntı ve döküntüye neden olduğu aktarılarak “Sıcak duş sonrası ve özellikle geceleri artan kaşıntı en büyük bulgulardandır. Kaşıntı özellikle el ve ayaklarda parmak araları, kulak arkaları, bel bölgesi ve koltuk altlarında yoğunlaşır.  Deri içerisinde parazitlerin açtığı tüneller hastalık için oldukça tipiktir. Bu tünellerin ucunda küçük kabarıklıklar, su toplamaları ve kabuklanmalar görülebilir.” ifadelerine yer verildi.

Son 5-6 yıldır salgına dönüştü

Uyuzun dünyada belli dönemlerde salgınlara yol açtığı belirtilerek, “Yirmi yıl önce bir uyuz hastası gördüğümüzde ‘uyuz halen var mıymış’ derdik ve çok şaşırırdık. O zamanlar hastalara uyuzu açıklamak için de ‘sosyete uyuzu’ gibi bir şey söylenirdi. Çünkü insanlar bu durumu gerçekten kabullenmezlerdi.

O zamanlar Türkiye’de yok gibi diyebileceğimiz uyuz son 5-6 yıldır ülkemizde salgın şeklinde. Bırakın artık günde bir vaka görmeyi, günde 3-5 hasta görmeye başladık. Bazı hastanelerde dermatologlara başvuran hastaların %30-40’ını uyuz oluşturduğu belirtilmektedir.  

Ülkemizde yapılan çalışmalarda uyuz vakalarının 2017 yılına göre 2018’yılında yaklaşık 7 kat arttığı, 2017 ile 2019 yılı karşılaştırıldığında ise 30 kat artış gösterdiği bildirilmiştir.

Şunu açıkça söylemek gerekir ki Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı. Düzensiz göçü, pandemiyi, kısıtlı sürede hasta muayene etmeye çalışmayı ve ne yazık ki ülkemizdeki depremler nedeniyle insanların toplu yaşamak zorunda kalması, temizlik için gereken su ihtiyacının karşılanamaması uyuzdaki artışın nedenleri olarak sayılabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

“5 dakikalık muayene süresi uyuz teşhisi için yeterli değil”

Uyuz hastalığında doğru teşhisin konulması için mutlaka dermatoloji uzmanının detaylı muayenesi gerektiğini ifade eden Türk Dermatoloji Derneği, “Hekim tarafından uyuz akarlarının belirtileri kontrol edildikten sonra vücutta gözlemlenen akarlar dermatoskop yöntemiyle incelenir ve yine hekim tarafından gerek görülürse bölgesel kazıma yapılabilir. Ancak ne yazık ki 5 dakikalık bir muayene süresi, teşhis için hastaya gereken vakti ayırmak için yeterli değildir. Bu da uyuz tanısı almamış ve tedavisine başlanamamış hasta demektir. Böylelikle bulaş devam etmekte daha fazla kişi uyuzdan etkilenmektedir. 

Uyuzu bulunan 2 aylık bebekte çok sayıda tüneller - Uyuz hastanın dermatoskopik incelemesinde tünel sonunda tespit edilen parazitin görünümü

Yenidoğan bebeklerin çok sayıda kişiye yakın temasının olması ve kaşıntıyı ifade edemedikleri için geç tanı alması nedeniyle bebekler önemli bir bulaş kaynağı olmaktadır. Ayrıca bebek ve küçük çocuklarda uyuz sırasında bazı bakteriyel enfeksiyonların sıklığı arttığından bu enfeksiyonlara bağlı böbrek veya kalp problemleri gelişebilir. Bu sebeple bu yaş grubunda uyuz teşhisini koymak ve uygun tedaviye başlamak hayati önem arz eder.” şeklinde açıkladı.

“İlaçların vakit kaybetmeden SGK kapsamına alınmasını talep ediliyoruz”

Uyuz hastalığının kendiliğinden iyileşmediği, sadece reçeteli ilaçlarla tedavi edilebileceği belirtilerek tedaviye ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:

“En yaygın tedavi, bir krem veya losyonun boyundan aşağıya tüm vücuda hiç boşluk kalmayacak şekilde uygulanmasıdır. Bu krem ya da losyon vücut üzerinde 8 – 14 saat bekletilir ve sonrasında yıkanılır. Hijyen koşullarına dikkat etmek ve hekimin verdiği tedaviyi sürdürmek uyuzla baş etmenin en önemli koşullarındandır.

Bu tedavi uygulanırken de hastaların banyo yapması ve giysilerinin, çarşaflarının yüksek sıcaklarda yıkanması gerekir. Toplu yaşam ortamlarında uygun banyo ortamları yok ise veya sağlanamayan hastalarda ise bazı haplar kullanılabilir. Daha önce ülkemizde uyuzda kullanılan haplar yoktu. Ancak son dönemde ülkemizde de bu ilaç bulunmakla birlikte ücretli olarak temini mümkün olmaktadır. Söz konusu ilaçların vakit kaybedilmeden SGK kapsamına alınması ve deprem bölgesi başta olmak üzere yurttaşlarımızın bu ilaçtan faydalanmasını talep ediyoruz.

COVID-19 enfeksiyonlarında hastayı izole etmek, çevresindekileri de ondan korumak ne kadar gerekliyse; uyuz tanısı almış hastayla aynı yaşam alanını paylaşan bireylerin de mutlaka tedavi olması gerekir.”

 

Çocuklar risk altında!

Ayrıca, okulların açılmasıyla birlikte çocukların uyuz hastalığında taşıyıcı haline geldiğini kaydeden Türk Dermatoloji Derneği ailelere uyarıda bulundu.

Eğer ailede uyuz tanısı almış bir kişi varsa mutlaka okul yönetimine bildirilmesi gerektiği dile getirilerek, “Aksi halde çocuğunuz da iyileşemeyecek ve çok sayıda öğrencinin de hastalanmasıyla okulda zincirleme bir bulaşa neden olacaktır.” ifadelerine yer verildi.

Deprem bölgelerinde vakalar arttı

Hatay başta olmak üzere deprem bölgesinde uyuz vakalarında büyük bir artış olduğuna vurgu yapan dernek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Toplu yaşam ortamlarında hijyen önlemleri alınmadığında uyuz ve bitlenme vakalarının artacağını aylar önceden söylemiş ve uyarıda bulunmuştuk. Bilindiği gibi uyuz hastalarının tedavisinde bazı kremler ve karışımlar kullanılır. Bu tedavi uygulanırken de hastaların banyo yapması ve giysilerinin, çarşaflarının yüksek sıcaklarda yıkanması gerekir. Toplu yaşam ortamlarında uygun banyo ortamları yok ise veya sağlanamayan hastalarda ise bazı haplar kullanılabilir. Daha önce ülkemizde uyuzda kullanılan haplar yoktu. Ancak son dönemde ülkemizde de bu ilaç bulunmakla birlikte ücretli olarak temini mümkün olmaktadır. Talebimiz söz konusu ilaçların vakit kaybedilmeden SGK kapsamına alınması ve deprem bölgesi başta olmak üzere yurttaşlarımızın bu ilaçtan faydalanmasıdır.”

uyuz
31 ulusal dermatoloji kongresi
turk dermatoloji dernegi
Yorum (1)
Dostacisoyler
dermatolioglarin yazdığı klasik uyuz ilaçlarına direnç var cunki..hastalar bu yüzden iyilesemiyor..bir dermatolog olarak belirteyim..uyuzun tek ilacı zefiran ve turevleridir...hastalarimin hepsi iyileşti çok sukur..bir kapak zefiran sulandir sur duştan sonra ..1 dk bekle yikan
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir