Balıkesir'e tıp fakültesi kurulacak

Güzel yazınız için teşekkürler. Yazınızın ortaya çıkardığı gerçek aslında şu: ülke olarak makalelerinizin atıf alabilmesi için ülkedeki bilimsel miras önemli, yalznızca tıp fakültesindeki bilim insanlarının yayın yapmaları yetmiyor, fizikçini, kimyacının da yaptığı işlerin dünya çapında olması gerekli ki tıpçının çalışması da gizli konuları ortaya koyup atıf alabilsin. sorunuzun cevabına gelince maalesef herhalde herşey kadro için.

Özellikle büyükşehirlerdeki tıp fakültelerinde aynı soyisimden 3-5 kişiyi farklı bölümlerde öğretim üyesi olarak görüyoruz.Acaba akademisyenlik bu hocalarımızın geninde mi var veya miras şeklinde babadan oğula mı aktarılıyor diye merak ediyorum.Beyaz Türk sınıfındadır bu hocalarımız,bizim gibi işçi,memur çocuklarının tusta derece de yapsa,çok da çalışsa onların aralarında yeri yoktur.Bizim gibi hekimler de taşrada azimle ve hevesle mesleklerini icra etmekte,bazen de daha az imkanlarla üniversite düzeyinde tanılar koymakta,ameliyatlar yapmaktadır.Tamgün yasası ise sadece bizi vurmuştur,çünkü part-time çalışabilen sadece yine sayın hocalarımızdı,yani bizim için değişen tek şey,anca geçimini sağlayabilen ailemizden destek olmadığı için ekonomik durumumuzun muayenehanelerimiz artık olamayacağı için bozulmuş olmasıdır.Tesadüfe bakın ki mesai dışı çalışabilme hakkı yine sadece bu kesime verilmiştir.Çoğu varlıklı ailelerden geldiği için parasal dertleri de pek yoktur,aç karnına bilim yapılmaz ki:)) Yani kadro falan hepsi hikaye,kimlerin nasıl hoca olduğunu bu ülkede ihtisas yapan herkes çok iyi biliyor.Doktor düşmanı bakanımız bile profesör...

Sahte yayın en ağır suçtur. Bu suçu işleyenlerin hangi düzeyde olursa olsun meslekten atılması gerekir. Ancak yerli dergilerimizi atıfları az veya kendi cemiyet mensuplarının eserlerinin basıyor diye suçlamak ta olmaz. Biraz suçta kendimizde, yerli dergilerimizde çok iyi eserler olduğu halde kaynak göstermiyoruz. Ayrıca cemiyet mensupları yayın yapamayacak mı? cemiyet dışından olanlar mı yapsın. Taşra üniversitelerinde fedakarca görev yapanları suçlamak acaba ne yarar getirir.Zaten doğudaki öğretim üyeleri batıda yeni açılan üniversitelere göç etmeye başladı. Acaba altta yatan neden doğudakileri hor görmek mi? Hata yapan herkes bedelini ödemeli. Ama kimseyi de suçsuz yere suçlamamalıyız.Hor görülen taşradakilerin eserleri artık batı ülkelerinde ders kitabı oldu. Birazda ülkemizin batısındakiler kendilerini eleştirmeli. SCIE kapsamındaki yerli dergilerimizin mazisi yeni, ilerde atıflarının artmayacağını kim söyleyebilir.

dr. murat atlı bey'de, dr. kor yerel bey'de güzel yazmış. özellikle dr. m atlı bey baştan son satıra her şeyi çok güzel özetlemiş. küçük bir anı. bir saygın profesör hocamız 1980 ve 90'larda birilerinin üniversite içinde kurulan komisyonlarda hatır gönül ile nasıl prosıfır ( bir hasta tanımıdır, duyunca zekaya şapka çıkarmıştım ) yapıldıklarını anlatmış, ağzım açık kalmıştı. halen kendi mesleğini, değil prosıfır uzman seviyesinde bile yapamayacak rektörlerimiz bile maalesef var, ben birkaçını da tanıyorum. Yurtdışını görenler bilir, bizdekilerin çoğu daha üniversite değil.

Bu yazıyı yazanda ona cevap yazanlarda Waset adlı siteye girip bu dergilerde yayın yapmanın ücretsiz olduğunu görmedi mi? Yoksa görmek mi istemedi? Yazıyı yazan profesör, cevap yazanlar akademisyen ise Türkiye de bilim nerde siz düşünün... Siteye proceedings linkinden gir, "The peer-reviewed original articles are published free of charge" cümlesini göreceksiniz, bu cümleyi google translate de yazmanız yeterli sayın hocalarım