Asistan Hekimlerin, 6 yıllık tıp fakültesi eğitiminin ardından tıpta uzmanlık sınavı sonrası (TUS) üniversite ve eğitim araştırma hastaneleri kliniklerinde hem eğitim almaya hem de sağlık hizmeti sunmaya çalıştığı belirtilen açıklamada şunlara dikkat çekildi:
9 saatlik mesai sonrası 15 saat nöbet tutan bir asistan hekim, ertesi gün herhangi bir şekilde dinlenmeden 9 saat daha çalışmakta, böylelikle kesintisiz sağlık hizmeti verdiği süre 33 saate ulaşmaktadır. Oysa ki ulusal ve uluslararası çalışma saatlerini ve koşullarını belirleyen yasal metinlerde bu şartlar altında çalıştırılmak yasaklanmıştır. İnsanlık dışı kesintisiz çalışma süreleri, bu sürelerde sürekli olarak hastaların ve yakınlarının ihtiyaçlarına karşılık vermeye çalışırken oluşan yoğun stres ortamı, asistan hekimlerin ruh ve beden sağlığının bozulmasına sebep olmaktadır. Yapılan birçok çalışmada uzun çalışma süreleri ile iş performansında azalma, kötü sağlık durumu, baş ağrıları, bulantı, uyku bozuklukları, yorgunluk, enerji kaybı, hastalıklara daha hassas olma, alkol ve ilaç bağımlılığı, işten ayrılma, iş memnuniyetsizliği, aile ve evlilik hayatında uyum bozuklukları, kişinin kendine güveninde azalma, depresif duygulanım, ümitsizlik, huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu ve sosyal izolasyon arasında ilişki bulunmuştur.
Üniversite hastanelerinde ve eğitim araştırma hastanelerinde görev yapan asistan hekimler bir uzmanlık dalı üzerinde eğitim almakta ve bu eğitim süresinin sonunda uzman hekim olarak göreve başlamaktadır. Oysa günümüzde yaratılan çalışma koşullarıyla beraber asistan hekimlerin eğitim saatleri aksamakta ancak sağlık hizmetini sunmakta oldukları saatler artmakta ve yoğunlaşmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Projesi, sosyal adalet ve eşitlik gibi evrensel değerlerin yerine ticaret ve kârı hedef almaktadır. İnsanların hasta olmalarının engellenmeye çalışılması yerine, hastalandıklarında tedavi edilmeye çalışılmalı ve basamaklı tedavi zincirinin ortadan kaldırılmasıyla hastanelerin iş yükü çok artmıştır. Bu iş yükü eğitim ve sağlık hizmetlerinin plansız ve kalitesiz bir şekilde sunulmasına, araştırma faaliyetlerinin yapılamamasına neden olmaktadır. Haftada toplam 80 saate varan çalışma süreleri asistan hekimlerin kendi eğitimleri için çalışmalarını, sağlıklarını koruyabilmelerini ve özel hayatlarını sürdürebilmelerini imkansız hale getirmektedir.
Bu sebeple;
Tıpta uzmanlık tüzüğü insanlık dışı iş yükünü, angaryayı ve emek sömürüsünü engelleyecek biçimde yeniden düzenlenmelidir.
Uzmanlık eğitimi tüm ülke için standardize edilmelidir.
Sağlık hizmetinin kâr amaçlı sunulmasına son verilmeli, üniversite ve eğitim hastanelerinin asli görevlerine dönmesi sağlanmalıdır.
Hekimlerin çalışma süreleri kesintisiz 16 saati, haftada 40 saati geçmemeli; her 8 ya da 10 saatlik çalışma periyotları arasında en az 11 saatlik dinlenme süresinin olması sağlanmalıdır.